KEYİFLİ OKUMALAR CANLARIM 🫶
Aceleyle yaptığımız kahvaltı sofrasını yine aynı hızla toplarken Jin, Minseok ve Rex akşam ki açılış için kafeye gitmişlerdi.
Mutfağı toparlama işimiz son bukurken, Seth yukarıdan seslenerek '' Pho sen burada mı hazırlanacaksın? '' diye sormuştu.
Olumlu cevap alan Seth, koşarak aşağıya inmiş ve '' ben bizimkilerin kıyafetlerini bırakıp hemen dönerim. '' dedikten sonra Drew ile birlikte kapıya yönelmişlerdi.
Evde Pho ve Hector ile kalan ben biraz olsun ayaklarımı uzatmak için boş bulduğum yere otururken, Pho ayaklanmış ve '' ben eve gidiyorum. Ayakkabıların dışında istediğin bir şey var mı sevgilim? '' diye sormuştu.
Ona kibarca teşekkür ettikten sonra Pho, Hector'a seslenerek '' Karım sana emanet koca bebek '' demiş ve dış kapıya yönelmişti.
Pho'nun arkasından sinsi sinsi gülen Hector '' geri dönmek için çok acele etme dostum '' diyerek seslenirken, bu durumdan oldukça keyif almıştı.
Pho'nun gitmesiyle birlikte tam karşıma oturan Hector, gülen gözleriyle bakıp '' sen iyi misin Tokyo ? '' diye sormuştu.
Onu endişelendirmek istemezken, doğruyu söylemezsem de asla susmayacağını çok iyi biliyordum.
'' Bilmiyorum Hector, açıkçası kendimi çok yorgun hissediyorum ve midemde biraz rahatsız gibi '' demiştim.
'' Hasta mı oluyorsun prenses? '' diyerek ayaklanan Hector, yanıma oturup alnımdan öperek '' ateşin yok ama en iyisi ben sana bitki çayı yapayım hem midenede iyi gelir '' demişti...
Dakikalar sonra elindeki fincanla geri dönen Hector, elindekini bana uzatırken kapı zili çalmıştı.
Elindekini alırken, göz ucuyla bana bakan Hector '' o kadar da acele etme diye tembihlemistim. '' demiş ve göz kırparak kapıya yönelmişti.
Ben Pho ile birlikte içeri girmesini beklerken, saniyeler sonra önce Angel ve Yoko sonrasında ise Pho ve Hector salona girmişlerdi.
Kız kardeşlerimi gören ben oldukça mutlu olup ayaklanırken Hector '' dikkat et Tokyo '' demişti.
Hector'ın söylediğine anında tepki veren kızlar bakışlarını ikimiz üzerinde gezdirirken Pho, panikle yanıma gelmiş ve '' birsey mi oldu ? '' diyerek endişeyle baktı suratıma..
Hiç birini endişelendirmek istemeyerek '' ben iyiyim merak etmeyin. Midem biraz kötüydü Hector da iyi gelir diye bitki çayı hazırladı. '' demiştim.
Bana endişeyle bakan Phoneix'in suratına dokunarak '' iyiyim sevgilim merak etme '' derken Pho, biraz olsun rahatlamıştı.
O elindekileri düzgünce kenara bırakırken ben kız kardeşlerimle sıkıca sarılmıştım.
Hepimiz yerlerimize otururken, Hector hazırladığı çayları getirip ikram etmişti.
...
Bir süre sohbet edip çaylarımızı yudumlarken artık hazırlanma vakti gelmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
7 YABANCI
Teen Fiction''Güvenliğinizden endişe ediyorum, aynı şehirde oturuyoruz ve eğer izin verirseniz size yardım edebilirim.Amacım size zarar vermek değil, yardım etmek... Bayım,size yardım etmeme lütfen izin verin.'' ...
