KEYİFLİ OKUMALAR 🩶
'' Günaydın karıcığım ''
Dün gece oldukça geç yatmama rağmen Pho'nun o güzel sesini duymak, daha dinç uyanmama sebep olurken, yüzüme gülümseyerek bakması benim de yüzümü güldürmüştü.
Eve döneli bir hafta olmuştu ve bugün Rex için sürpriz hazırlıklarına başlayacaktık. Tahminime göre Pho'da beni bu yüzden bu kadar erken uyandırmıştı.
Elleriyle saçlarımı okşayan Phoneix, dudaklarıma minik bir öpücük kondurduktan sonra '' uyan artık uykucu, Hector aradı. Birazdan gelmiş olurlar '' dedi ve göz kırparak banyoya doğru yürüdü. Onun içeri girmesiyle, bende yataktan doğrulmuş ve zorda olsa yataktan çıkmayı başarmıştım.
Ayaklandığım an içime giren ürpertiyle üşüdüğümü anlamış ve dolaba doğru ilerlemiştim. Ben üzerime ince bir hırka alırken, Pho' da banyodan çıkmış ve yanıma gelerek arkamdan ellerini belime dolamış, omuzuma öpücük kondurup '' üşüdün mü ? '' diye sormuştu. Aynadaki yansımamıza bakarak olumlu anlamda gülümsemiştim. Pho, bir adım geriye çekilirken bende yüzümü ona doğru dönmüştüm.
'' Umarım hasta olmuyorsundur sevgilim. '' diye konuşmuştu fazlasıyla endişelenerek, omuzlarımdan tutan Phoneix'e endişe etmemesini söylerken kapının çaldığını duymuştuk. Aynı anda bakışlarımızı yan tarafa çevirirken Pho '' geldiler '' demişti.
Arka arkaya çalan zil sesiyle gülmeden edemezken Phoneix, '' biraz daha açmazsak sanırım Hector kapıyı kıracak '' dediğinde kıkırdayarak elimi tutmuş ve dış kapıya doğru hareketlenmiştik.
Dakikalar sonra kapıyı açtığımız da gördüğümüz manzarayla daha da keyiflenmiştik.
'' yaaa... Bırak beni Drew, çekiştirip durma ''
'' Eğer kapıyı kırmaya çalışmasaydın sana asla engel olmazdım Hector ''
İkisi hala kendi arasında çekişirken Minseok '' asla büyümeye niyetleri yok '' diye söylenmiş, Rex ise ikisinin arasına geçerek '' Drew haklı Hector, söylenmeyi bırakıp ya içeri gir yada içeri girmemize müsaade et. '' diye söylenirken, oluşan boşluktan içeri giren Seth, '' her zamanki halleri işte, siz kusura bakmayın çocuklar '' demişti.
Seth'in içeri girdiğini gören Hector, şaşkınlıkla bakarken birde söylediklerini duyunca iyice sinirlenmişti ki Seth' in Phoneix'e sarıldığını görünce oldukça sert bir şekilde '' sakın benden önce Tokyo' ya sarılmaya kalkma dostum, yoksa seni kimse elimden alamaz '' diyerek çıkışmış hatta yüksek sesle bağırmıştı.
Duyduklarına rağmen umursamayan Seth, bana sıkıca sarılmıştı. Biz bedenlerimizi ayırırken Seth, ona ölümcül bakışlar atan Hector' a bakmış ve '' üzgünüm dostum '' diyerek kıkırdamıştı. Hepimiz sesli bir şekilde gülerken Hector '' dostum falan deme bana, seni öldüreceğim Seth '' diye söylenirken diğerleri de bana sarılmıştı ki Hector, bir yandan da elini kalbine götürerek '' tanrım... hepsi beni öldürmek istiyor. Kalbim bu acıya nasıl dayanacak bilmiyorum '' diyerek baygınlık geçirirken, bu duruma daha fazla dayanamayan Jin onu arkasından itekleyerek '' hadi koca bebek, gir artık içeri bak yoksa Tokyo'ya en son sen sarılmak zorunda kalırsın '' demişti.
İstemeye istemeye içeri giren Hector, büzdüğü dudaklarını hafifçe aralamıştı.
'' Tek gerçek dostum sensin Jin '' demişti. Konuşurken sesi o kadar tatlı çıkmıştı ki onun sevimliliğine daha fazla dayanamayarak kolundan tutup kendime doğru çekmiş ve '' peki ben koca bebek, ben senin gerçek dostun değil miyim? '' diyerek söylenmiştim.Yan bakışlarla suratıma bakan Hector, bir anda gülümserken, gülümsemesi bir güneş gibi önce evimi sonrada kalbimi aydınlatmıştı.
'' Sen benim yüzümü güldüren en büyük hakikatsin prenses ''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
7 YABANCI
Teen Fiction''Güvenliğinizden endişe ediyorum, aynı şehirde oturuyoruz ve eğer izin verirseniz size yardım edebilirim.Amacım size zarar vermek değil, yardım etmek... Bayım,size yardım etmeme lütfen izin verin.'' ...