KEYİFLİ OKUMALAR...
SURPRİSE ...🎉🎉🎉
Bu gece yaşananlardan sonra saatler önce evimize gelmiş ve hep birlikte Drew'in gelmesini beklemiştik. Bugün yine bir kötülüğün önüne geçerek, adalet için savaşmış ve galibiyetle geri dönmüştük.
Bu galibiyetin hissettirdiği huzurla beklerken nihayet Drew ' de gelmişti. Onun geldiğini, dışarıdaki araç sesinden anlamış ve dakikalar içinde içeri girdiğinde yüzündeki tebessümden her şeyin yolunda olduğunu anlamıştık.
O, hepimize iyi geceler dileyerek içeri girmiş ve onun için bıraktığımız boşluğa geçip oturmuştu. Hepimizin yeterince meraklandığını bilerek ve bizi daha fazla meraklandırmak istemeyerek, olanları bir bir anlatmıştı.
Anlattıkları zaten beklediğimiz şeyler olsa da son söyledikleri hepimizi şaşırtmıştı. Aynı şaşkınlıkla '' ne yani adam, özür mü diledi kardeşinden ? '' diye soran Seth' e yüzünde oluşan kocaman tebessümle bakan Drew '' sadece özür dilemedi. Bert, ciddi anlamda pişman oldu çocuklar. Kardeşinden özür diledi. Kendi haklarını dahil kardeşine bıraktı. Daha sonrada bana dönerek, insan olduğumu hatırlattığınız için teşekkür ederim dedi. Minseok, ona hayatı boyunca unutamayacağı bir ders verdin kardeşim. Onu nasıl etkilediysen, adam savunma bile yapmadı. '' diye bitirmişti sözlerini, herkes yüzünde oluşan gururlu tebessümle Minseok' a bakarken, ben ona olan saygımı ve hayranlığımın daha da arttığının farkındalığıyla ona bakarak '' Sen bizim şansımızsın... Sen harika bir adamsın Minseok, saygı duyulacak bir adamsın... Sana sahip olduğum için ( dedikten sonra bakışlarımı hepsinin üzerinde gezdirip ) size sahip olduğum için çok şanslıyım... Sizi her zaman çok seveceğim '' demiş ve umutla, dolan gözlerimle bakmıştım onlara, Minseok bakışlarını bizden kaçırırken '' siz benim başıma gelen en güzel şeysiniz '' demişti.
Hector, hemen yanındaki Minseok'un boynuna sarılıp '' yaaa çok tatlısın '' demiş ve aniden geri çekilerek '' sen ağlıyor musun dostum? Şaka yapıyorsun deme...( bakışlarını bana çevirerek ) Biliyor musun Tokyo? Minseok, eskiden hiç ağlamazdı. Yani çok nadir ağlardı. Son zamanlarda fazlasıyla duygusallaştı ve bu hiç onluk değil '' demiş ve bu kez koluna sarılmıştı.
Hector'ın bu şekilde konuşmasının sebebi, ortamdaki duygusallığı yok etmek olduğu çok belliydi fakat Minseok '' sizin için gözyaşı dökmekten çekinmiyorum dostum. Eğer ağlamam gerekiyorsa, sizin için bunu da seve seve yaparım. Hepinizi çok seviyorum. '' demiş ve ortamdaki duygusallığı iyice arttırmıştı.
Hepimiz dolan gözlerle ona bakarken Hector, '' en çok kimi seviyorsun ? '' diye sormuş ve kocaman sırıtarak bakıp beklemişti.
Yan yan suratına bakan Minseok, hafifçe sırıtarak başını sağa sola salladığında Hector'ın hala ısrarla beklediğini görmüş ve '' tamam koca bebek tamam, elbette en çok seni seviyorum '' demişti.
Bu duruma oldukça sevinen Hector, ellerini göğsünde birleştirip tam iyice sırıtacaktı ki Minseok '' yani Tokyo' dan sonra en çok seni seviyorum Hector '' demişti.
Yaşadığı şokla öylece kalan Hector, yine hepimizi gülme krizine sokmayı başarmıştı. Kısa sürede girdiği şoktan çıkan Hector, iyice Minseok'un koluna girmiş ve diğerlerine hızlıca bakarak gözlerini sıkıca kapatıp açtığında onun, kardeşlerini mutlu görmesine şükrettiğini, huzur bulduğunu görmüş ve bu beni fazlasıyla gülümsetmişti.
Hepimiz uyumak için odalarımıza geçtiğimizde, kapımın çaldığını duymuş ve bakışlarımı o tarafa çevirmiştim. Saniyeler içinde içeri giren Phoneix, üzerini değiştirmiş ve yanıma gelmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
7 YABANCI
Teen Fiction''Güvenliğinizden endişe ediyorum, aynı şehirde oturuyoruz ve eğer izin verirseniz size yardım edebilirim.Amacım size zarar vermek değil, yardım etmek... Bayım,size yardım etmeme lütfen izin verin.'' ...