Bölüm 23

40 8 7
                                    

                                                                    KEYİFLİ OKUMALAR...🤩🤩

     Yemek sonrası bir kişi hariç hep birlikte salonda oturup sohbet etmeye başlamıştık. Drew elinde kahvelerle girdiğinde nihayet hepimiz tamamlanmıştık. Bir yandan kahvemizi yudumluyor, bir yandan da sohbet ediyorduk. Aslında ben hariç hepsi sohbet ediyordu. Bense arkama yaslanmış vaziyette kahvemi içerek sadece onları dinliyordum. 

Onlara sahip olduğum için ne kadar şükretsem de az olacağını biliyordum. Gözlerim yavaş yavaş Pho'ya kayınca burnumun sızladığı ve gözümün dolduğunu hissettim. Eğer onu kaybetseydik bir daha asla şuan ki neşemize dönemezdik. Bu düşünce zihnimi kurcalarken kalbim yine tarif edemeyeceğim kadar acımıştı. 

Yavaşça gözümü kapatıp beklediğimde birinin omuzlarımdan çekip sarılmasıyla gözlerimi açıp baktım. Drew çenesini omuzuma dayamış ve kocaman açtığı gülen gözleriyle bana bakıyordu. Hissettiğim şeyi anladığını gözlerinde görürken onun da aynı acıyı hissettiğini biliyordum. '' Her şey yolunda Tokyo, acı çektiğini görmek istemiyorum.( bakışlarını arkadaşlarına çevirerek) Hiç birinizin acı çektiğini görmek istemiyorum.'' demişti. 

Sıcacık olan sohbet ortamımız bir anda buz kezmiş tüm bakışların bize dönmesine sebep olmuştu. Çenesini omuzumdan kaldıran Drew' e sıkıca sarılıp '' senin de canının acıdığını biliyorum Drew '' dediğimde '' hiç bir şey sizin acı çektiğinizi görmekten daha çok acıtamaz canımı '' demişti. 

Drew'in susmasıyla konuşma zamanımızın geldiğini anlamıştım. Bedenimi Drew' den ayırıp bakışlarımı diğerlerinin üzerinde gezdirmiş kısa bir süre içinde de Pho'ya çevirmiştim. Gözlerinin içine bakarak konuşmayı düşünsem de kalbimi ezen pişmanlık duygusuna yenilip ilk anda pes edip bakışlarımı yere sabitleyerek konuşmaya başlamıştım. '' Pho, o gece için senden ne kadar özür dilesem de az kalır biliyorum ama yine de özür dilerim. Geceni mahvettiğim için, o adama sabretmek zorunda kaldığın için, seni asla yapmayacağın şeye mecbur bıraktığım için çok üzgünüm. O gece bize ne kadar kızdığını biliyorum Pho, en çokta bana (bakışlarımı Pho'ya çevirerek) o gece de söylediğim gibi, biz hepimiz bunu sadece senin geleceğin için yaptık. Her ne kadar bu durum sana doğru gelmese de yemin ederim bundan başka bir niyetimiz, niyetim yoktu. Yine de bu şekilde olmasına müsaade etmemeliydim. O adamı daha sert bir şekilde uyarabilirdim. Belki de sizlerden biriyle ilişkim olduğunu söyleyerek onu kendimden uzaklaştırabilirdim. Ya da farklı bir sürü başka çözüm bulabilirdim. Yemin ederim bunların hiç biri aklıma o sırada gelmedi Pho ( göz yaşlarıma daha fazla engel olamadan) Senin geceni mahvettiğim yetmiyormuş gibi, birde seni asla yapmayacağın bir şeye mecbur ettim. Bu yüzden suçluyum ve çok pişmanım. Hayat en acı bir şekilde senin intikamını, seni bizden benden almaya kalkarak ödetmeye çalıştı. Suçum ne kadar büyük olursa olsun Pho, ne ben ne de kardeşlerin böyle bir cezayı hak etmedik. Şükürler olsun ki bizi bırakıp gitmedin. Şükürler olsun ki buradasın. Sana bir şey olsaydı. Bennn... ben asla yaşayamazdım Pho'' diye bitirdiğimde konuşmamı hıçkırıklar içinde ağlıyordum. 

Bu konuşmanın zor olacağını biliyordum tabi ki ama düşündüğümden çok daha zor olmuştu. Diğerleri de benim gibi göz yaşlarına engel olamamıştı. Sonuçta bu hepimizin içinde tuttuğu, son zamanlarda yaşadığımız en acı duyguydu. 

İçimizde en güçlü durmaya çalışanlar hiç şüphesiz Minseok ve Rex' di. Şuan onlarda gözyaşları içindeydi. Tam karşımda oturan Pho gözyaşları içinde '' ağlamanıza dayanamıyorum '' demiş ve ayaklanıp yürüdükten sonra yanıma gelip oturduğunda bana sıkıca sarılmıştı.

Şuan zaman durabilirdi ve biz günlerce hatta yıllarca böyle kalsak da asla şikayet etmezdim. Bedenini bedenim den ayırıp elleriyle yüzümü tutarak bir yandan da gözyaşlarımı siliyordu. Tüm yaşlarımı sildiğinden emin olduktan sonra tekrar beni kendine çekip sıkıca sarıldı ve saçlarımı koklayarak minik bir öpücük bıraktığında geri çekilip yanımızda oturan Hector' ı omuzundan kavrayarak sıcacık sarılıp yüzüne güçlükle tebessüm ederek '' bu hiçbirimizin suçu değil. O an bunu anlamayacak kadar öfkeliydim ve bunu benim için yaptığınızı öfkem görmeme izin vermiyordu. Yalnız kalınca sakinleşmiştim. Hatta bir kaç kere seni arayıp özür dilemek istedim Tokyo, ama sonra yüz yüze konuşmak daha iyi olur diye düşünüp her defasında vazgeçmiştim. Sonra hotele dönmek istedim. Gerisini biliyorsunuz zaten ama hiç birimiz böyle olacağını bilemezdik değil mi? '' diye sorup onayladığımızı görünce devam etti. '' O yüzden böyle olması gerekiyormuş diyelim ve bu konuyu bir daha hiç konuşmamak üzere kapatalım. Önemli olan şuan hepimizin burada olması '' demiş ve susmuştu. 

7 YABANCIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin