Çıkış ziliyle birlikte çabucak toparlanmaya başladım. Okulda geçireceğim vakit bitti. Bir an önce babamı görmek istiyorum.
Çantamı sırtıma takıp şalımın uçlarını çantamın kollarından kurtardım. Derse odaklandığım vakitler kendimden bihaber oluşumdan parmaklarımı alnımdan başlayıp yanaklarıma doğru yol çizerek çeneme kadar saç telim çıkmış mı diye kontrol ettim. Parmaklarıma saç telimin isabet etmemesiyle dudaklarımda gülümseme belirirken yerimden kalkıp başımı kaldırdım.
Sınıf yavaş yavaş boşalıyordu. Sıramdan çıkıp sınıf kapısına doğru ilerledim. O sırada dikkatimi bir şey çekti. Sınıfa yeni gelen ile Doğa konuşuyordu. Sabahki olanlar aklıma geldiğinde konuşmak için hamle yapmak istesem de vazgeçtim. Nasıl olsa aynı sınıftaydık. Sonraki günler de teşekkür ederdim, ömrüm yeterse. Ömrüm yeterse?
Adımlarım yavaşlarken arkamı döndüm. Konuşmaları devam ediyordu. Biraz beklesem belki konuşmaları biter.
Sınıftan çıkmak isteyenler önümde yığılırken yeni gelenin arkasında boş kalan kısma geçtim.
"Ben seni tanıyorum sanki. Bak kesin bir yerde gördüm." dedi Doğa. Bir şeyler anlatırken kollarını hareket ettiriyordu. Yeni gelen sanırım adı Çağan'dı, büyük nefes verdi dışarı. Sıkılgan bir tavrı vardı.
"Olabilir. Gitmem lazım."
Acelesi var demek. En iyisi ben de gideyim. Gözlerimi son kez onlara çevirdiğimde Doğa hızla kolunu tuttu. Saçma bir şekilde onları izlemeye devam ederken Çağan kolunu ayırdı hızla ondan. Yüzüne baktım. Çatılı kaşlarıyla Doğa'ya bakıyordu. Ne olduğunu anlamaya çalışırken içimden bir yerde neden gitmediğimi sorguluyorum. Mıh gibi kaldım burda.
"Arkadaşın bile olsa izinsiz hiç kimseye dokunmaman gerektiğini söylemediler mi sana?"
Doğa, sinirden kızaran yüzünü bana çevirdiğinde göz göze geldik. Yerinde dikleşip kaşlarını çattı. Yüzünde alaylı bir gülümseme belirdi. Bu gülüşü tanıyorum.
"Annem söylemişti, unutmuşum."
Boğazım düğümlenirken yutkunamadım. Güçlü durmak için omuzlarımı dik tutmaya çalışıyordum. Bir an önce teşekkür edip gitmek istiyorum bu okuldan.
"Bi bakar mısın?" dedim sesimi düz tutmaya çalışarak. Arkasını döndü. Doğa'nın gitmeye niyeti yoktu.
"Bugün için teşekkür etmek istedim. Teşekkür ederim."
Konuşmasına fırsat vermeden çıktım sınıftan. Kalbim acıyordu. Yanaklarımdan süzülen yaşları özensizce silip adımlarımı hızlandırdım. Seni görmesem de kokunu duyuyorum anne...
...
"Baba, çok güzel dans ediyorsun." dedim gülerek. Güldü. Beni etrafımda döndürdüğünde başım biraz dönerken sendeledim, hemen tuttu beni. Babamın kolları arasında gülüyorum.
"Bu hareketi tekrarlamayalım, Papatyam."
"Hayır, baba." dedim mızmızlanarak. "Bugün çok döndüm, ondan oldu. Ben hâlimden memnunum."
Alnıma öpücük bırakıp gülümsedi. Gülümsüyorum.
"Şimdi baban kitabını yazmaya devam etsin, sen de kendine meşguliyet bul, olur mu kızım?"
"Tamam babacığım. Test çözerim ben de."
Saçlarıma öpücük bırakıp ayrıldı benden. Etrafımda dönerek çıktım salondan. Babamın gülüşleri geliyordu kulağıma. Neşeli hâlde odama geçtim. Çalışma masamın üzerindeki test kitaplarımı kontrol etmeye başlamıştım bile. Matematik çözmek istiyorum.
Besmele çekip başladım test çözmeye. Bazı sorular beni zorlasa da mantıken cevapları bulabiliyorum. Lakin bir soruda tıkandım, kaldım. Babama sorsam dikkatini dağıtır mıyım ki?
Yerimden kalkıp elimde test kitabıyla odadan çıktım. Babam, benim ona ilham olduğumu söyler. Belki takıldığı bir cümlesi vardır şimdi. Beni görünce aklına geliverir. Öyle olduğu zamanlar olmuştu.
Salona geçtiğimde babam yoktu. Yatak odasına doğru ilerledim. Kapı aralıktı. Temkinli bir şekilde adımlarken babamın yumuşak sesini duydum.
"Kızımız gün geçtikçe sana benziyor, Cennet'im."
Kapıya yaklaştım. Baş parmağını fotoğrafta gezdirdi. Annemle papatyaların arasında çekildikleri fotoğraftı. Çok güzel gülümsüyorlardı. Güzel annemden ayıramadım gözlerimi birkaç saniye. Başını babamın omzuna yaslamıştı. Babamın bir kolu annemin beline sarılıyken diğer eli annemin elini nazikçe kavramıştı. Dolan gözlerimi kırpıştırıp kocaman gülümsedim.
Babam, fotoğrafı dudaklarına götürüp öptü.
"Dediğin gibi kızımıza inatçı olmuyorum. Hatta bugün dans ettik. Gözlerindeki o neşeyi gördüğümde öyle huzurlu hissettim ki kendimi. Mutluyduk... Salonun bir köşesinde izliyordun bizi. Sanki dans etmek için sıranı bekliyordun. Kokunu duydum o an. Çok özledim seni."
Yanaklarımdan süzülen yaşlarla burnumu çektim. Elinin içiyle yüzünü silip güldü babam.
"Bir gün olur da kızımız birini severse onun hep yanında olacağım, inşallah. Kızımızın yaşında sana, seni sevdiğimi söylemiştim. O günleri unutamıyorum. Utangaç hâllerin aklımdan çıkmıyor."
Yanaklarım sebepsizce ısınırken aklıma bugün olanlar geldi. Utangaçlığımı annemden almışım anlaşılan.
Kollarıma sardığım test kitabını elime alıp odama geri döndüm. Babamı annemle yaşadığı güzel anılarıyla baş başa bırakmak istedim. Soğumayan yanaklarımla gülümsüyorum.
🕊️
Bölüm nasıldı?
Düşüncelerinizi paylaşırsanız sevinirim :)
Kendinize iyi bakın. En güzele emanetsiniz. Selamün Aleyküm🕊️🤍
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Behice
SpiritualÜzülmeyeceğim. Beni üzmelerine izin vermeyeceğim. Ben annem ve babamın kızıyım. Çok güçlüyüm ben. Babam için güçlü duracağım. Kendim için güçlü duracağım. Ben Behice Çevik. Bu dünyada sadece ben ve Rabbim var. Annemi seviyorum. Babamı seviyorum. Ded...