Behice

Baba🕊️

Kutay🕊️

Sessizce eve girip kapıyı kapattım. Gözlerimi etrafta gezdirdiğimde karımı göremedim. Mutfağa baktım, yok. Bahçeye çıktım, yok. Salon... Yok.

Hızlı adımlarla merdivenleri bitirip odamızın önüne geldim. Sabırsızca kapıyı açtığımda kokusu karşıladı beni. Arkası dönük uyuyordu. Telefonda sesi yorgun geliyordu.

Yanına iliştim. Gözleri kapalı hâlde nefes alıp veriyor. Gülümsedim.

Ceketimi çıkartıp koltuğa bıraktım. Banyoya geçtim sonra. Elimi yüzümü yıkadım. Dışarıdan geldim ne de olsa. Tekrar odamıza döndüğümde üzerimi değiştirip yanına uzandım. Yüzümü ona döndüm.

Elimi saçlarına daldırıp yaklaştım iyice. Birkaç defa öptüm. Canım karım.

Yerinde kıpırdandı. Sırıttım. Elimi beline attığımda iyice sokuldu bana.

"Kutay..." dedi mırıltıyla. Alnına olan yakınlığıma gülümseyip öptüm uzunca. Elini omzuma getirdi. Yerine sindi iyice.

"Kendimi halsiz hissediyorum." deyip başını boynuma gömdü. Duraksadım. Hasta mı oldu?

Başımı kaldırıp yüzüne baktım. Rengi atmış. Yerimden doğruldum hızla. Gözlerini aralayıp mahmur gözleriyle baktı bana. Yutkundum.

"Doktor çağırayım. Bekle beni."

Yerimde kıpırdandığımda tişörtümden tutunup bana engel oldu. Gözlerine baktım.

"Değerlerim düşmüş olabilir. Kan verdim. Yarın sonuçlar için tekrar hastaneye gideceğim."

Sıkıntılı nefes verdim. Kollarını boynuma sardı. Gözlerimi gözlerine çevirdim. Yanağımı okşadı sonra. Etkileyici bakışlarına gülümseyip öptüm narince. Sarıldım sıkıca. Behice'm.

...

"İştahım yok. Biraz daha uyumak istiyorum."

"Hiçbir şey yemedin." deyip bir kaşık çorba uzattım. Yüzünü buruşturup kendini geri çekti. Bu hâli canımı sıkıyor. Soğuk mu kaptı? Ben gece tişörtümü çıkartıp yatmama rağmen üşümüyorum ama karım hassas benden. Onu hep ısıtarak uyurum ama bilmiyorum. Üzülüyorum.

"Biraz daha uyumak istiyorum. Birlikte uyuyalım. Sıcaklığını hissetmek istiyorum." dediğinde ayağa kalktım. Sandalyede dik oturmuyor bile. Şifayı kapmış.

Yanına geldiğimde kucağıma aldım onu. Kollarını sarmaladı bana. Başını boynuma gömdüğünde odamıza doğru ilerledim. Ara ara boynuma öpücükler bırakıyordu. Ben de rasgele öpüyorum onu. Şu hâliyle bile cilve yapıyor bana. Karım benim.

Odamıza geldiğimizde yatağa yatırdım onu. Sonra tişörtümü çıkartıp yanına yattım. Başını göğsüme yaslayıp kollarını bana sardı. Ayaklarını ayaklarımın arasına aldım. Elini omzuma getirip yerine sindi iyice. Elimi saçlarına daldırdım. Okşamaya başladım.

"Sevgilim... Günün nasıl geçti, anlatsana."

Saçlarından öptüm. "Şirkette işe yaramaz, kötü niyetli kişiler var. Babamla konuştum bunun üzerine. Şirketin temizliğe ihtiyacı var." dediğimde yerinde kıpırdanıp başını kaldırdı. Belindeki kolumu sıklaştırdım.

"Ya..." deyip kurumuş dudaklarını ıslattı. "Kazadan önce de söylemiştin." dedi sonra düşünceli hâlde. Duraksadım.

"Canını sıkma, Harun babamla halledersiniz Allah'ın izniyle." deyip gülümsedi. Gözlerimi ışıldayan gözlerine çevirdim. Gülümsedim. Gözlerim dudaklarına kaydığında kurumuştu yine. Yüz rengi atmış.