Behice

Benimle ol🕊️

Özlediniz miii :))

Behice🕊️

"Kutay ne oldu burda?"

"Karıcığım açıklayabilirim."

Elimi dudaklarımdan çekip yutkundum sertçe. Yanıma geldi. Evde yangın çıktığını düşünerek koşarak mutfağa indim. Kutay kahvaltı hazırlamaya çalışmış bize. En sevdiğim tavamı yakmış. Dinlenmeyi sevmeyen bir kocam var benim.

"Sen çık, televizyon falan izle. Salonda yiyelim. Geliyorum ben." deyip alnımdan öptü. Başımı kaldırdığımda göz göze geldik. Yanağıma gelen saç tellerimi kulağımın arkasına getirdi. Çapkın bakışlar atıyor bana.

"Sevgilim ben de yardım edeyim en iyisi." dedim tereddütle. Kollarını belime sarıp öptü beni. Sırıtıyor. Sonra bir anda mutfaktan salona geçtik. Bakışlarıyla beni etkisi altına aldı. Şimdi koltukta oturuyorum.

"Sen otur, kahvaltıdan sonra devam ederiz." dedi sırıtarak. Uzaktan öpücük atıp mutfağa geçti. O gitse de öpücüğüne karşılık verip güldüm kendi kendime.

Biraz oturdum sessizce. Mutfaktan pek iyi sesler gelmiyor. Sonra sabırsızca yerimden kalkıp parmak uçlarımda mutfağa doğru ilerledim. Mutfak kapısına yaklaştığımda başımı uzattım yavaşça. Bahçeye açılan kapıyı sonuna kadar açmış. Seri hareketlerde ortalığı düzeltmeye çalışıyor. İki haftanın acısını çıkartıyor sanki. Dinlenmek batıyor ona.

Kedi miyavlaması ile irkildim. Anne kedi başını mutfağa doğru uzatmış hâlde duruyordu. İçeriye girmedi.

"Kız sen mi geldin? Nerdeydi mamalar?"

Buzdolabını açıp bakındı. Bu hâline gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. Bir süre baktı boş boş. Yorulduğu belli. İçeriye doğru adımlarken heyecanla eline bir paket yaş mamadan aldı.

"Tavuklu veriyorum." deyip kediye döndüğünde kedi burnunu içeriye doğru uzatıp umursamazca arkasını döndü ve hızlı adımlarla uzaklaştı. Gülmemek için kendimi zor tuttum.

"Karnın aç değil miydi senin? O kadar mı kötü kokuyor? Lan buraya çeki düzen vermem lazım." dedi kendi kendine. Yaş mamayı yerine bırakıp ocağın başına döndü.

"Karıma da rezil oldum." deyip iç çekti. Gülümsedim. Yanına yaklaştığımda hareket hâlindeki kolu sabit kaldı. Alnımı omzuna yaslayıp kollarımı karnına sardım.

"Karıcığım-"

"Geri kalanını ben hallederim, sevgilim." dediğimde arkasını döndü. Sonra bir anda kucağında buldum kendimi. Dudaklarımı aralayacağım vakit öptü beni.

"Beş dakikaya kahvaltı hazır. Bekle beni gönlümün bitmeyen neşesi... Karım benim." dedi bastıra bastıra. Beni salona bıraktı yine. Lakin ben onu bırakmadım. Bakışıp duruyoruz.

"Beni sevdiğini biliyorum karıcığım." deyip birkaç defa öptü beni. Güldüm cilveyle. Sırıtıyor. Sonra benimle birlikte kendini koltuğa bıraktı. Uzanıyoruz şu an. Yerimde doğrulup elimi omzuna getirdim. Belimdeki kolunu sıklaştırdı. Gözlerimi gözlerine çevirdim. Biraz daha sokuldum ona. Öptüm şefkatle.

"Niçin dinlenmiyorsun? Çok az uyuduğunu görüyorum."

Tek hamlede doğrulup beni koltuğa yatırdı. Derin bakışları beni heyecanlandırıyor. Burnunu burnuma sürttü.

"Dinleniyorum." dedi mırıltıyla. Elimi yanağına getirdim. Öptü beni.

"Bunları düşünme. Kahvaltı yapalım, sonra istersen uyutursun beni. Ama birlikte uyuyalım."