Selamün Aleyküm🤍
Upuzun bölümle geldim.
İyi okumalar 😍
Behice🕊️
Hayatımın en yorucu ve en mutlu anlarındayım. Kutay'a evlenmek istediğimi söyledikten sonra donup kalmıştı. Kendine geldiğinde ise her şeyin bu kadar planlı ve biraz da hızlı olacağını bilmiyordum. Evlenmek istediğimizi ailemizle paylaştık. Arkadaşlarımız da öğrenmişti zaten. Doğa düğün olana kadar hep aynı şeyi tekrarladı.
Ben biliyordum.
Ferdi ve Okan da Kutay ile uğraşıyordu. Söz olduğunda aile büyükleri gibi söze karışmaları sadece bunun bir örneği. Kutay'ı kardeşleri gibi görüyorlar. Ve bazen Kutay'a takılmaları kardeşleri gibi gördükleri için değil, kardeşlerini verdikleri bir kişi olarak muamele etmelerindendi. Bu durumda kardeş ben oluyorum. Doğa bu durumdan çok memnun. Her yakın arkadaş gibi evlenmemi istese de duygusal oldu benim için.
Tanışma, tanışma gibi geçmedi. Kapıyı açtığımda babam ve Harun Amcanın kırk yıllık arkadaş gibi davranması beni dumura uğrattı. Kutay da şaşırmıştı benim gibi. Ama keyfi yerindeydi. Herkes gibi. Ben de mutluydum.
Berra Teyze ile konuşacak çok şey buluyorduk. Her konuda. Evlenmeden önce Kutay kendince kıskançlık triplerine giriyordu. Takılıyordu bize. Evleneceğimiz için birbirimizi yakından tanımamız lazımmış, falan filan. Bazı bahaneleriyle beni başka yerlere götürüyordu. Ciddi evlenme teklifini o zamanlarda yapmıştı. Berra Teyze ile anlaşıp bana oyun yaptıklarını unutmamak gerek.
İsteme, söz günü geldiğinde fazlasıyla heyecanlıydım. Ellerim, ayaklarım titriyordu. Yakın çevremizi çağırmayı düşündük. Çağırdık da. Sonra bir anda uzak çevremizdekiler de isteme, söze dahil oldular. Salona sığmayıp başka odalara yerleştiler. Haklı bir cevapla gelmişler. Yani bana öyle dediler.
Benim uzak çevrem: Sadece babandan değil bizden de istiyorlar.
Kutay'ın uzak çevresi: Sayımız fazla olsun ki ciddiyetimizi anlasınlar.
Çok haklılar bence.
O gün kahve yapımı için mutfak da dolmuştu. Çok kişi olduğu için bana yardıma gelmişlerdi. Herkes sırasıyla kendi ailesine kahve yaptı. Kız tarafı, erkek tarafı karışık. Yapılan sürprizin bir bedeli olmalıydı değil mi?
Kutay'ın kahvesi tuzlu oldu. Yani tuzlu yaptım lakin öyle olmamış. Kafa karışıklığından kahveyi yaparken şeker eklemişim içine. Tuz fazla etki etmedi anlayacağınız. Kutay da kendini öyle bir hazırlamış ki kahveyi bir dikişte bitirdi. İçtikten sonra bana dönüp masum ve bütün doğallığıyla söylediklerine herkes gülmüştü.
Az tuz atmışsın. Biraz fazla atsaydın.
Cevaben omuzlarımı kaldırıp indirdim. Bunun üzerine o da güldüğünde ben de güldüm. Topluca bayağı güldük.
Sonuç olarak sözlendik. Kutay'ın sözlüsüydüm. Lakin Kutay için pamuk sözlüsüydüm. İlk duyduğumda şaşırdım. Nedenini sorduğumda pamuk gibi yumuşak kalbim varmış. Teşekkür ettim ben de çocuk gibi. Bana göre Kutay ruhen büyümüş de küçülmüş. Yeri geldiğinde kocaman adam olup yeri geldiğinde küçücük çocuk oluyor. Lakin yerini biliyor. Mutlu oluyorum ben de. Ha bir de pamuk şekerimiz var. Buluştukça bana pamuk şekeri alıyor. Pamuk şekerine alışmam lazımmış. Yine neden sorusu belirdi aklımda. Sordum. Cevabı tatlı ve etkileyiciydi.
Pamuk şekeri yemek mutluluktur. Çünkü sen varsın yanımda. Hadi ye lütfen.
Yedim ben de. O günden sonra pamuk şekerli tarifler düşündüm. Kutay için pamuk şekerinin yeri başkaydı. Buna önem vermeliyim diye düşündüm sürekli.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Behice
SpiritualÜzülmeyeceğim. Beni üzmelerine izin vermeyeceğim. Ben annem ve babamın kızıyım. Çok güçlüyüm ben. Babam için güçlü duracağım. Kendim için güçlü duracağım. Ben Behice Çevik. Bu dünyada sadece ben ve Rabbim var. Annemi seviyorum. Babamı seviyorum. Ded...