"Çağan!"
Adımlarımı hızlandırıp yanına yaklaştım. Son pano ile meşguldü. Bana dönmemişti bile. Erken gelmiş olmalı. Daha birinci dersin zili çalmadı bile.
"Beni duymuyor musun?" deyip gözlerimi panoya çevirdim. Hazırladığımız kağıtları özenle asıyordu. Ben asacaktım oysaki. Dün toplayıp yanına almış. Pano bitmek üzere. Biraz bekleseydi birlikte asardık.
"Duyuyorum. Günaydın... Bugün son gün. Hemen bitirip Rasim hocaya bittiğini söyleyelim."
Yüzüme bakmıyordu. Aklıma gelenle gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. Hayır, gülmeyeceğim. Evde aklıma geldikçe gereğinden fazla güldüm zaten.
"Günaydın. Yardım edeyim mi sana?"
"Teşekkür ederim. Her yere boyum yetiyor."
Gözlerimi devirip masanın üzerinde duran biyografi yazısını aldım elime. Kendince beni yanından uzak tutmaya çalışıyor. Böyle yaparak yüzüme bakamayacak bile. Ben ona rezil olmama rağmen onun kadar değilim. Tabii bana öyle demeseydi ben onu görünce kaçmış olacaktım. Teşekkür etmem gerekiyor sanırım.
"Bunu ben asıyorum. Aşağıya asarız. Tek başına asmışsın her şeyi. İçime sinmez benim." deyip gülümseyerek ona döndüm. Yüzündeki gülümseme eşliğinde bana bakıyordu. Bana baktığının farkında değildim. Gözlerini kaçırıp hemen önüne döndü.
"Tamam. İşim bitmek üzere. Elindeki sondu zaten. Asarsın."
Biraz geri çıkıp işini bitirmesini bekledim. O sırada nasıl onu bu hâlinden kurtarabilirim diye düşünüyordum.
"Teşekkür ederim. Sen de olmasan asamayacaktım." dedim umursamazca. Kendimce dikkatini çekip güldürmekti amacım. Hafifçe güldü ve başını iki yana sallayıp birkaç defa cıkladı. Bu hâline gülmemek için kendimi zor tuttum.
Arkadaş olabiliriz aslında ama istemiyor. Sebebini sormak istesem de benimle hiç konuşmaz diye çekiniyorum. Bilmiyorum. Onun yanında mutlu oluyorum. Okul çekilir hâle geliyor.
"Hadi as." dedi bana dönerken. Bana bakmaktan çekiniyordu. Sahte kızgınlıkla kaşlarımı çatıp ona bakmayı sürdürdüm.
Arkadaşlar arasında ne gerek vardı ki kasılmaya?
"Biraz kibar ol. Hadi as ne?"
Duraksadı. Gözlerini gözlerime çevirdiğinde gülümsememek için kendimi zor tuttum.
"Asar mısınız Behice Hanım?" dedi bastıra bastıra. Benim gibi o da kendini zor tutuyordu gülümsememek için. Gülümsedim.
"Asarım tabii." dedim gülümsemesini beklerken. Gülümseyerek başını başka tarafa çevirdi. Zafer kazanmışçasına panoya dönüp özenle iğnelemeye başladım.
"Ben Rasim hocaya haber veriyim panoların bittiğini."
Son köşeyi iğneleyip yanıma döndüm. Panoya odaklanmış hâlde duruyordu. Kaşlarımı çattım.
"Bitti zaten. Birlikte gidelim, Çağan. Hem ikimizin cezası bu."
Başını bana çevirdiğinde göz göze geldik. Düşünceli hâle büründü. Duraksadım.
"Çağan ne düşünüyorsun? Birlikte gideceğiz işte."
"Tamam." dedi yorgun nefes vererek. Kendimi kötü hissettim. Benimle bu kadar mı yan yana kalmak istemiyor? Alt tarafı Rasim hocanın yanına gideceğiz.
"Tamam, sen git." dedim buğulanan gözlerimi panoya çevirerek. Yanımda duruyordu. Git, işte.
"Birlikte gitmemizi isteyen sen değil miydin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Behice
SpiritualÜzülmeyeceğim. Beni üzmelerine izin vermeyeceğim. Ben annem ve babamın kızıyım. Çok güçlüyüm ben. Babam için güçlü duracağım. Kendim için güçlü duracağım. Ben Behice Çevik. Bu dünyada sadece ben ve Rabbim var. Annemi seviyorum. Babamı seviyorum. Ded...