Ben geldimmm💕
Umarım iyisinizdir. Bir önceki bölüme ilginiz için teşekkür ederim.
Bu bölüm için oy ve yorumlarınızı bekliyorum.İyi okumalar canlarım.
İstediğim oldu.
Saatlerdir pencerenin kenarında oturmuş ayın hareketlerini izliyorum. Bu sefer daha büyük bir keder var içimde. Zihnimdeki sis bulutları nerdeyse dağılmak üzere ancak onun yerini dumanlar almaya başladı.
Uykusuzum.
Mayra Kayalar aşağıya indiğinde biraz kendimi toparlayıp ben de onun ardından inmiştim. Ayıp olmasın diye biraz oturdu. İkram edilen tatlıyı yedi ve dört bardak çay içtikten sonra izin isteyerek evine gitti.
Ben salonda birlikte oturduğumuz süre zarfı boyunca ne çok sevdiğim muhallebili tatlıma ne de çayıma uzattım elimi.
Bana sorulan soruları yarım ağız cevapladım. Herkes komik birşey olup güldüğünde zorlama bir gülümseme ile ortama ayak uydurmaya çalıştım. O gittiğinde ise kendimi, yorgun olduğumu söyleyerek odama atmıştım.
Yüreğim kanıyordu.
Sandalyemin üzerinde sürekli pozisyon değiştirerek sabahı ettim. Güneş kış olduğundan henüz doğmamıştı ama 2 saat sonra okula gitmek için hazırlanmam gerekecekti. Saati 7'ye kurarak yatağıma uzandım. Her yanım tutulmuştu. Biraz daha uyumanın zarar getirmeyeceğini düşünerek saati 8.30'a ayarladım. Okul yakındı zaten. Kahvaltı yapacak hâli de kendimde bulamıyordum. Hazırlanıp çıkardım. Az da olsa uyuyacağım uyku en azından gün içinde çekeceğim baş ağrısını daha az hissettirir hâle getirirdi.
Alerjim olduğundan ağrı kesici kullanamıyorum. Hayatımın en büyük şanssızlıklarından bir tanesi bu benim. Her ay çektiğim ağırlar Çin işkencesinden daha beter. Çoğu zaman devamsızlık yazmasın diye okula gidiyor ve kütüphanenin anahtarını aldığımız yerde tüm gün boyunca uzun uzadıya yatıyorum. Allah'tan ablalar yardımcı oluyorlar. Sıcak su torbası hazırlıyorlar ve bu az da olsa bana iyi geliyor.
Beynime yine bir bıçak gibi saplandı Mayra Kayalar.
Onu düşünmemek için sarf ettiğim çabaların sonucu hiçbir yere varmıyor. Gitgide daha da zayıf düşüyorum ona karşı. Artık uyumam gerekiyor. Gözlerim zaten dünden razılar.
Koşuyorum.
Güneş tam tepede ışıl ışıl parlıyor. Hava çok sıcak geldiği için üzerimdeki hırkayı çıkartıp atmak için duruyorum. Ellerimi henüz büyümüş başakların üzerinde gezdiriyorum. Mutlulukla aydınlanıyor yüzüm. Gökyüzüne çeviriyorum bakışlarımı. Bulutların ne kadar da güzel olduklarını düşünüyorum.
Sonra bembeyaz bulutlar kararmaya ve toplaşmaya başlıyorlar. O dingin hava gidiyor ve ayaklarımı yerden kesecek bir rüzgar başlıyor. Mayra Kayalar'ı tarlanın sonuda ayakta dikilirken görüyorum. Elini sallıyor bana. Ona doğru hızlı adımlar atıyorum. Yağmur yavaş yavaş üzerime dökülmeye başlıyor.
Koşmaya başlıyorum.
Rüzgar daha da şiddetleniyor. Ona karşı direnmeye çalışıyorum ama adım dahi atamıyorum.
Yağmur bulutları sanki bir anda yırtılmışlar gibi içlerindeki tüm suyu üzerime boşaltıyor. Ayaklarım yerden kalkıyor. Şimdi derin bir okyanustayım. Gözlerim Mayra'yı arıyor.
Kendimi havada tutmaya çalışırken bir yandan da ona sesleniyorum. Sesim titrek ve çatlak çıkıyor. Hiçbir yerde yok, dalgalar onu yutmuş. Ağlamaya başlıyorum. Dalgalar beni de yutacaklar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Don't Wanna Know • GxG ~ TeacherxStudent
Romance~TAMAMLANDI~ Kendi içinde kaybolmuş ve çıkış yolu arayan Eylem Yalçın, en yağmurlu günlerinde sürekli yanında olan Mayra Kayalar'ın yemyeşil gözlerinde gün ışığına kavuşmaya çalışır. "İkimize karşı bu dünya Bizi anlamayacaklar " GxG hikayedir. Tea...