Dengesiz Kadın

1.8K 147 13
                                    

Dün sabah olabildiğince erken kalkmış ve duş almıştım. Annem uyuduğumu sandığı için bırak odamdan çıkıp gecenin bir ortası duş almayı odamın ışığını bile yakamamıştım. Babam eve ben duştan çıktıktan yarım saat sonra gelmişti. Dün gece mesaiye kalmıştı anlaşılan. Kendisi itfaiyeci ve bu çoğu zaman beni ürkütüyor. Dedemden kalan bir şirket olsa da o yine de kendi bildiğini okumuş ve yanan binalara dalmayı tercih etmiş. Çoğu zaman bu kararı yüzünden dedemle kavga ederler. Dedem bir gün yanıp gitmesinden korkuyor. İkisine de hak veriyorum ama sürekli diken üstünde yaşamak kendimi kötü hissettiriyor.

Kahvaltı yapmadan evden çıktığımda ne yapacağıma dair düşünüyordum. Beni alkollü bir şekilde çalıların üzerinde ve yalan söylemiş hâlde yakalamıştı. Kesinlikle gözünden düşmüştüm. Bu sene bunun olmaması gerekiyordu. Çünkü öğretmenler yalaka ya da sevdikleri öğrencilerin sözlü notlarını daha yüksek girerler. Ayrıca derste daha da ilgililerdir ve onlarla sohbet ederler. Bazı hocalar vardır bazen adını bile bilmezler.

Şimdi yeni gelen Mayra Hoca'nın gözünden düşecek olmak beni korkutuyordu. Sonuçta edebiyat kredisi yüksek bir dersti. Her ne kadar bu derste iyi de olsam o benim iyi olduğumu bilmiyordu. Ayrıca sadece notlar için de değil, onun kalbinin güzel olduğunu hissedebiliyordum. Sürekli gülümsemesi insanın içini sıcacık yapıyordu. Daha okul açılalı bir gün olmasına rağmen öğrenciler ile iletişimi oldukça iyidi. Gerçi bunun sadece güler yüzü ve iyi kalbi olduğunu zannetmiyorum taş gibi kadındı ve insanın baktıkça bakası geliyordu.

Sınıfa girip Derinsu'ya bakındım. En arka sıradaki kızlarla konuşuyordu. Beni görünce yanıma geldi. "Ne surat bu kız. Şu haline bak." omzuma dokunup yanıma oturdu. Dün olanları anlattım. Bugün de beni yanına çağırdığını. Derinsu bunu önemsemedi. Ve arka sıradakilerden öğrendiği dedikoduları anlatmaya başladı. Moralim bu yaptığına bozulmuştu. Sonra neden herşeyi Akın'a anlatıyorsun oluyor.

Anlattığı hiçbir şeye kafamı verip anlayamadım. Aklımda sadece Mayra Hoca ile yaptığımız konuşma vardı. Beni çalılardan çektikten sonraki yakınlığımız ve onun burnuma dolan yoğun parfüm kokusu. Bana hayal kırıklığı ile bakan yeşilimsi gözleri. Kendimi rahatsız hissedip geriye çekmem. Beni yanına çağırışı...

Derin bir nefes aldım. Annemin arkadaşının kızı olduğunu söylemiştiler. Annemin arkadaşı kaç yaşındaydı? Mayra Hoca kaç yaşındaydı sahi, oldukça genç gözüküyordu. Derinsu onun yeni mezun olduğunu ve burasının ilk görev yeri olduğunu söylemişti. Belki de erkeklerin ona kitlenip sürekli ışığa uşuşan sinekler gibi etrafında dolanması bu yüzdendi.

Öğle arası okulda onu aradım. Arayışım uzun sürmedi. Bahçenin köşesindeki bankta tek başına oturuyor ve damacana gibi kupası ile çay içiyordu. Yanına doğru yürürken kalbimin çok hızlı attığını hissettim. Bazı otorite sorunlarım vardı ve bunu bir türlü aşamamıştım. Ne zaman kendimi benden kıdemli birisiyle konuşsam gergin hissediyordum. Bazen dedem bile kalp atışlarımı tetikliyordu.

"E-hm, şey Mayra Hocam." dikkatini çektiğimde bana baktı. Konuşmaya devam ettim. "Dün benimle konuşmak istemiştiniz. Ben olanlar için ge-" ben cümlemi bitiremeden beni elini havaya kaldırarak susturdu. Gözleri yine gözlerimin içine bakıyordu. Ne olur şimdi konuşma, konuşamaya başlarsan seni dinleyemem. Kendimi de savunamam.

"Gel, yanıma otur. Düzgünce konuşalım."  Göz temasını bozdu.Oturduğu yerde yana kaydı ve bana yer açtı. Yanına nefesimi kontrol etmeye çalışarak oturdum. Kalbim daha da hızlanmıştı.

"İçme nedenin neydi Eylem? Sadece eğlence için mi yoksa birşey mi oldu?"
Ne diyeceğimi düşünmedim. Sanki ezberlemişim gibi kelimeler döküldü dudaklarımdan.

"Sadece sahilde oturduk. Dediğim gibi çok içmemiştim alışık olmadığım için erken çarptı. Normalde de içmem zaten. O sırada ortam öyle gerektirdi ve aptal ergenler olmaya ihtiyacımız vardı."

Söylediklerim yalan değildi. Hepimiz birçok şey yaşıyorduk ve o gece biraz hissetmek istediğimiz gibi hissetmeye ihtiyacımız vardı. Zaten bu çağda hangi gencin sorunları yoktu ki.  O gece babamı düşündüm. Nasıl korktuğumu...

"Bu yaşta kendinizi aptal ergenler gibi hissetmek için alkol almaniza gerek yok. Bu yolu tercih etmeniz hoşuma gitmiyor"

Sanki keyfimizden yapıyoruz bizde. Altı üstü alkol aldık ne edebiyat yaptı. Güzel falan da acaba Allah bu kadar kusursuz olmasın diye can sıkma özelliği mi ekledi buna.

"Peki hocam bir daha olmaz." Yanından kalkmaya hazırlandım. Tam ayağa kalkıyorum ki beni kolumdan tutup tekrar oturttu. "Ben sana gidebilirsin dedim mi Eylem. Böyle birşey söylediğimi hiç hatırlamıyorum oysaki."

Kalp atışlarım tekrar düzensizleşti. Gözleri tekrar gözlerimi buldu. Gördüğüm şeyden korktum. Öfke...

"Ö-özür dilerim hocam, ben şey siz yani bitti sandım." Bakışları beni ürküttü gözlerimi kolumu tutan eline kaydırdım. Nereye baktığımı görünce elini hızla çekti. "Bu hafta bana yardım etmeni istiyorum. Benden önceki öğretmen tüm dosyaları karşık bırakmış. İtiraz istemiyorum. Gördüğüm şeyleri bir başkasına söylemememin karşılığı küçük bir bedel. Yarın öğle arası gelirsin " dedi, ve yanımdan kalkıp gitti.

Arkasından bakakaldım. Dengesiz kadın. Beni de zaten hep böyleleri bulur. Bugünkü öğle arası gittiği gibi yarınki öğle arası da gidecek. Ama kurtuluş için küçük bir bedel.

Selam, ben geldim. Açıkçası yazmaya devam etmek istiyorum ama verilen oylar canımı sıkıyor. 20 kişi bir bölüm okusa ancak 1-2 kişi oy veriyor ve bu biraz heves kırıcı. Bu yüzden hiç değilse okuduğunuzu bilmek için yeni bir kitaba göre oldukca az bir oy sınırı koyacağım.

Yeni bölüm için oy sınırı 5 . İyi günler dilerim.

Don't Wanna Know • GxG ~ TeacherxStudentHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin