Yanağımdan boynuma doğru kayan eli beni sanki kendimden geçirmişcesine gözlerimi kapatmama neden oldu. Nefes alış-verişim derinleşirken sıcak nefesini yüzümde hissettim. "Gözlerime bak Eylem. Beni o güzel harelerden mahrum bırakma." Sözleri nefesimi titretirken gözlerim yavaşça açıldı. Hâlâ boynumda duran elinin baş parmağı ile tenimi hafif hafif okşadı. Yeşil gözler ile karşı karşıya kaldığımda kalbim bana varlığını belli etmeye başladı. O da kalbimin sesini duymuş olacak ki dudağının kenarı hafifçe yukarıya kıvrıldı.
" Sadece bir dokunuşumla bu hâle geliyorsan..." Gözlerini gözlerimden çekti ve aralık duran dudaklarıma baktı.
" ... öpünce ne hâle gelirsin şimdi sen"Son bir kez göz teması kurup boynumdaki elini çeneme kaydırdı. Gözlerindeki mânayı görünce başımı yana doğru çevirdim. Çenemi işaret parmağı ile kendine doğru çevirdi. Dudaklarıma üfleyerek konuşması ile göğüsüm daha sık inip kalkmaya başladı. "Ne oldu güzelim. Etrafta yakışıklı avlamaya çalışan sen değil miydin ?"
Bacaklarım arasındaki ince sızı kendimi toparlamam gerektiğini hatırlattı. Ama o bana böylesine yakınken...
Dudakları dudaklarıma sürtünürken bunun mümkün olamayacağını anladım. Ondan uzak durmam gerekiyordu. Zar zor konuştum "Dokunma"
Konuşurken dudaklarımız birbirine değmişti. Bu beni daha da tahrik ediyordu. Onun da farklı durumda olmadığının farkındaydım. Dudakları benimkiler üzerinde yukarıya doğru kıvrıldı.
"Gün gelecek sana dokunmam için yalvaracaksın Eylem. Umarım o gün geldiğinde sana dokunabilecek kadar yakınlarında olurum"
Dilini hafifçe alt dudağıma sürtmesi ile nefesim tekledi. Durup gözlerimin içine baktı, sessizce vereceğim tepkiyi bekledi. Daha fazlasını istemekten korktum. Ellerimi göğüsüne koydum, hafifçe geriye ittirdim. Benden aldığı red ile ellerini üzerimden çekti. Bir adım geriye giderken yeşil gözlerinde gördüğüm hayal kırıklığı kalbimi sızlattı.
Derin bir nefes alarak yatakta doğruldum. Hava hâlâ karanlıktı. Dışarıdan belli belirsiz araba sesleri ve köpek havlamaları geliyordu.
Yerden yüzüme yapışan saçımı elimin tersi ile geriye attım. Karanlık odanın içine bakındım. Gördüğüm rüyanın etkisi ile sızlayan bacak aram beni rüyayı düşünmeye itmişti.Bana dokunan elleri ile rüyada bile olsam üzerimde bu kadar büyük etkiyi nasıl bırakmıştı. Üstelik ben kızlardan hoşlanmıyordum bile. Buna rağmen bana bakan gözleri düşündükçe... Kadın bana iyi gelmemişti. Derinsu'nun hocayı övmelerine ve dünkü yaşananlara göre hareket etmişti belli ki bilinçaltım.
Rüyamı düşündükçe sızlamaya devam eden bacak aram beni duşa girmeye zorladı. Şuan hiç iyi durumda değildim ama hem annemin arkadaşının kızı hem de hocam olan kadını düşünüp kendimi tatmin etmeyecektim. Duşa girip ışığı yaktım. Kendimi sıcak suyun altına bıraktım. Arada aklıma giren hayal kırıklığı ile bakan yeşil gözler bana kendimi kötü hissettirmeye devam ediyordu. Duşa girdiğim halden daha kötü bir şekilde çıktım. Artık omuzlarımda on tonluk bir yük vardı, bir de içimde beni yiyip bitiren bir kurt.
Kapıyı açıp dışarı çıktığımda yüzüme çarpan soğuk hava iyi gelmişti. İçeride buhar yüzünden rahat nefes alamamıştım. Kolidorda yürümeye başladım. Annemlerin odasının önünden geçerken içeriden gelen fısıldamalar ile duraksadım. Kapıya iyice yaklaşıp kulağımı dayadım.
"... hayır...yüzünden..." Annemin sesini zar zor duyuyordum. Sadece ayırt edebildiğim bu iki sözcük bir anlam ifade etmiyordu. Merakıma yenik düşüp dinlemeye devam ettim. Sözü babam aldı. "...bilmiyordum...duymaz...tanımamıştır"
Çok güzel. Bu evin yalıtımını kim yaptı ise iyi iş çıkartmıştı. Şuan o herkimse sinirlenmiştim. Ama bundan şikayetçi olmadığım zamanları da hatırlıyordum.
Sesler kesilince geriye çekildim ve odama doğru ilerledim. Aklımda annemlerin konuşması ve gözlerimin önünden gitmeyen yeşil gözler ile kendimi rüya aleminin belirsiz kollarına bıraktım.
Öğle arası geldiğine kendimi olabildiğince sakinleştirmeye çalışarak öğretmenler odasına gittim. Kapıyı gergince çaldım. İçeriye girdiğimde Mayra Hoca'nın masanın en sonunda oturduğunu fark etmemle kalbim yine hızlanmıştı. Yanına mı yürümeliydim, burdan mı seslenmeliydim? Şuan oldukça utanıyordum. Beni fark etse yanına çağırırdı, şimdi beni fark etmesi için yanına gitmeliydim.
Öğretmenlerin arkasından geçip onun arkasına geldim. Hâlâ beni fark etmemişti. "Mayra Hocam." Omzuna dokundum, bir anda hızlıca bana döndü. Ani hareketi ile yerimden sıçradım. Kulaklığını çıkarttı ve gülümsedi.
"Geldin mi?"
Yok gelmedim. Burda otorite sorunlarım yüzünden kalp krizi geçirecektim üstüne de sen korku filmindeymiş gibi kafanı 180 derece çevirince ruhum bedenimden ayrıldı. O yüzden şuanda karşında boş bir beden olarak duruyorum.Gülümsemesi arttı. Dudaklarından hafif bir kıkırdama firar etti. Beni belimden tutup yürütmeye başladı. En sonunda kütüphaneye geldik. Burası yeni kitaplar sisteme girilecek diye kullanıma kapatılmıştı. İçerisi bomboştu.
İkimiz de içeriye girince kapıyı arkadan kilitledi. Sonra gözleri beni buldu. Bana doğru ilerlemeye başlayınca adımlarım beni geriye doğru sürükledi. Sırtım soğuk duvar ile buluşunca artık kaçak yerim kalmamıştı. Yine o yüzünden hiç eksik etmediği gülümsemesini takındı. Kollarının iki yanıma koyarak beni duvarla vücudu ile arasına aldı.
" Öğretmenler odasında seni korkuttuğum için üzgünüm ama unutma sende beni korkuttun.
Önüme gelen saçımın bir tutamını eline aldı. İki parmağının arasına doladı. Yavaşça saçımı kulağımın arkasına götürürken fısıldadı.
"Ayrıca annenin arkadaşı olarak görüyor olabilirsin beni. Okulda böyle birşey yok. Ben senin öğretmeninim. Bana 'sen' diye hitap edemezsin. Anlaştık mı."
Bana yer yer değen vücudu beni çoktan etkisi altına almışken kafamı sallamaktan başka hiçbirşey yapamadım. Gözlerine bakmaya, nefes dahi almaya korkuyordum. O sözcükleri içimden söylediğimi sanıyordum. Çenem yine rahat durmamıştı belli ki.
Nefesini yüzüme üfledi ve gülümsemesi arttı. "Sadece ışığı açacaktım. Çok mu etkilendin?" Elini duvarda kaydırdı ve ışığı yaktı. Birden üzerimden kalktığında devrilmemek için zor durdum. Geriye çekilirken gülümsemesi söndü. Ellerini birbirine vurdu. Ses tonunu yükseltti
"Haydi bu kadar oyalanmak yeter. İş başına marş marş"Otoriter sesi öğretmenliğine çok yakışıyordu. Keşke o kadar otoriteden etkilenmeseydim. Bunu bir de kendi ağzım ile ona söylemiştim.
Bir anda denizden çıkmış gibi hissediyordum. Bu kadın bana ne yapmıştı?
Selam ben geldim.
Sizinde Eylem gibi otorite sorunlarınız var mı?
Mayra Hoca hakkında ne düşünüyorsunuz?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Don't Wanna Know • GxG ~ TeacherxStudent
Romantizm~TAMAMLANDI~ Kendi içinde kaybolmuş ve çıkış yolu arayan Eylem Yalçın, en yağmurlu günlerinde sürekli yanında olan Mayra Kayalar'ın yemyeşil gözlerinde gün ışığına kavuşmaya çalışır. "İkimize karşı bu dünya Bizi anlamayacaklar " GxG hikayedir. Tea...