Sirenler

1.1K 111 53
                                    

Ben geldiiimmmm💕

Uzunca bir bölüm oldu umarım beğenirsiniz.

Oy vermeyi ve benimle yorumlarda buluşmayı unutmayın. Sizleri seviyorum<3

İyi okumalarrr.


Dedem, ailem beni okul vakti dışarıda görüp de olayı kurcalamamaları için evden dışarı çıkmama müsade etmeyince, çok kısa bir süre içerisinde kitabı bitirdim ve salı günüm tamamen bana kaldı. Okula hâlâ gidemediğim için ipin ucunu kaçırmıştım ve gece yarılarına kadar dizi izliyor, sabah hâl böyle olunca da geç kalkıyordum.

Salı günü yine öğlene doğru uyandım. Gözlerimi açtıktan sonra tekrar kapatıp uyumaya çalıştım. Bulunduğum yerde sersemce  dönüp yanımdaki büyük ayıcığıma sıkı sıkı sarıldım. Hâlâ gördüğüm rüyanın etkisindeydim ve devam ettirmek istiyordum.

Başımı ayıcığın üzerine koyup kendimi Mayra'ya sarılırken hayal ettim. Kolları arasında nasıl da güzel hissediyordum, ki rüyada bile olsa ona dokunmak beni çok mutlu ediyordu. Ayıcığıma yanağımı yavaşça sürttüm, Mayra'nın göğüs kafesinin üzerine başımı yasladığımı hayal ettim. Yüzümde uykulu olmama rağmen büyük bir gülümseme vardı, gözlerim ise hâlâ kapalıydı.

Dirseğim üzerinde biraz doğrulup ayıcığımın yanağından öptüm ve geri yattım. Mayra'nın yanağından öpmüştüm şimdi. Daha önce yanağından öptüğümde dudaklarımda hissettiğim teması tekrar hissetmeye çalıştım, ancak başarılı olmadım. Ayıcığımı kollarım arasına alıp göğüsüme yasladım ve sıkı sıkı sarıldım.

Çok seviyorum ben bu kadını.

Belki bu gün onu görürüm diye çıkışta okulun etrafında dolaşacaktım biraz. Belki beni fark eder ve yanıma gelirdi, daha sonra ayak üstü muhabbet eder, kitabı bitirdiğimi söylerdim. Sonra bunun üzerine konuşurduk. Ya da belki sadece onu uzaktan görür, yanına hiç gitmeden bir köşeden onu izlerdim. Onu üç gündür görmemiştim ve onu çok özlemiştim.

Yataktan zorla doğrulup kahvaltı için kendime ayak üstü salçalı tost yapıp soğuması için masaya bıraktım ve odama çıkıp dün geceden kitapta işaretlediğim yerlerin fotoğraflarını çekip aşağıya indim, bir yandan tostumu yerken bir yandan da seçtiğim alıntının arkasına hangi şarkıyı koyacağıma bakıyordum.

Kimse paylaştığım şeyi okumayacak ya da şarkıyı dinlemeyecekti muhtemelen ama ben, bu şekilde birilerinin beni dinlediğini hissediyordum. Yüz yüze konuşmaktan daha iyidi bu. Bazen insanlar sen konuşurken dinlemezler ve bu kırıcı olabilir. Ama bir yazıyı paylaştığında kimin okuyup kimin okumadığını bilemezsin. Okuduğunu bildirmek isteyenler ise bunu sana bir şekilde hissettirirler zaten.

Seçtiğim kısmı siyah bir efekt ile gölgelendirdim ve diğer paragrafları buğulandırdım. Alıntının altına minik bir beyaz kalp koyup paylaştım. Arkasına eklediğim şarkı da Şanışer'in Beni Bana Yar Etmezler şarkısıydı.

Alıntı ise: Özgürlüklerini savunmayanların ödediği bedel ağırdır.

Kitabı sevmiştim ve daha önce okumadığım için pişman olmuştum. Ama bazı kitapların da bazı şeyler gibi zamanları vardır. Kitaplar bozulmazlar, öylesine alıp rafına koyduğun ve tozlanmaya bıraktığın bir kitabın bile önünde sonunda zamanı gelir. Yüreğinden bir iplik ile çekilirsin o kitaba ve aslında tam ihtiyacın olan şey olduğunu anlarsın.

Hayvan Çiftliği'ni bu zamana kadar okumadığım için seviniyorum. Çünkü sevdiğim kadın onu bana hediye etti ve ben bu güzel kitabın farkına sevdiğim kadın sayesinde vardım. Bu güzel kitabın anlamı, normal bir insanın anlamlandırabileceğinden çok daha anlamlı oldu benim için.

Don't Wanna Know • GxG ~ TeacherxStudentHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin