Acı

703 98 50
                                    

Gözlerini söndürme muhtacım
Ben senin aydınlığına muhtacım
Yepyeni bir ilkbahar harcayıp
Bir yaz boğup bir sonbahar harcayıp
Rüzgar gülünü arayacağım

~Atilla İlhan/ Yağmur Kaçağı

Ben geldiiimmmm 💞
Umarım iyisinizdir. Lafı fazla uzatmadan sizleri bölüm ile başbaşa bırakıyorum.

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.

İyi okumalar ✨

Eylem Yalçın

Mayra ile birlikte geçirdiğimiz günlerde anladım ki insanın yaşadığı en güzel günler sevdiğinin yanında olduğu günlermiş.

Çarşamba akşamından cumartesi akşamına kadar dolu dolu birbirimize ayırdığımız günler gerçekten de hayatımın en mutlu günleriydi. Onunla birlikte uyuyup birlikte uyanmak, sabahtan akşama kadar günün yirmi dört saatini onun yanında geçirmek bulunmaz bir nimet gibiydi.

Tamamen birbirimize aidiyetimizi tenlerimize damgalamak da birlikte geçirdiğimiz günlerimizi daha da güzelleştiriyordu.

Bu günlerin en kötü yanı ise her güzel şey gibi çabucak sona ermesiydi. Cumartesi akşamı bizimkiler geri dönmüş, benim de bulutların üzerindeki günlerim sona ermişti. Artık eve her girişimde birisi beni gördü mü, ya da annem gittiğim yer hakkında yalan söylediğimi anlar mı diye düşünerek girecektim. Yani sonsuzluk gibi gelen ama bir o kadar da kısa süren günlerimiz sona ermiş, kaçamak görüşmelerimizin zamanı başlamıştı.

Şimdi ise pazar akşamını yatağımda, bir yandan anı kutuma bakarak, bir yandan da birlikte geçirdiğimiz geceleri düşünerek geçiriyordum. Anılarımızı hatırlatan eşyaları görmek bile ayaklarımı yerden kesmeye yetiyordu.

Yarın onu göreceğimi bilerek daha fazla bu şapşal aşık pozlarımı uzatmadan kutuyu kaldırıp dolabımın içine koymaya karar verdim. Elimde kutu ile dolabın kapağını açıp en alt rafa koymak için eğilmişken kapı dangadanak açılınca olduğum yerde sıçradım.

"Hadi yemeğe!"

"Ya anne! Kapıyı çalsana bir kere."

Kutuyu hızla dolabın içine atıp korkuyla kapağı kapattım. Yerimden hızla ayağa kalkarken annem ise kapının kirişine yaslanmış ne yaptığıma bakıyordu.

"Neden korktun ki? Gizli bir iş mi yapıyordun?"

"Hayır anne ya, ne gizli işi Allah aşkına. Odama şafak operasyonu yapar gibi daldın ödüm patladı! Dolabıma kıyafetlerimi yerleştiriyordum."

"Hı hı, kesin. Ben malımı bilmiyor muyum? Çabuk gel sofraya asabımı bozma benim."

Annem odadan çıkar çıkmaz derin bir nefes alıp kutuyu görüp görmediğini kafamda tarttıktan sonra mutfağa indim. Anı kutusunun içinde Mayra ile ilişkimizin basbaya açık belgeleri ve bastırdığımız fotoğraflarımız vardı, bu yüzden annem şüphelendiyse kutunun yerini değiştirmem gerekiyordu. Belki dedemin evine götürebilirdim. Hiç değilse orda daha güvenli olurdu.

Sofrada babam yoktu, annem ile karşılıklı oturup yemeğimizi yedik. Bana da nihayet amcaya ne olduğunu anlatma kararı aldı. Amcası hâlâ yaşıyor ancak hastanede yatıyor. Böbreklerinde ciddi sorun varmış. Annem onunla belki de son kez konuştuğu için kendini huzurlu hissediyor. Helallik almış olmak içimi rahatlattı, umarım iyileşir diyor. Onun için mutluyum açıkçası, yıllardır görmediği amcasını gördü. Onsuz geçirdiği zamanları telafi edebilmesini isterdim yine de.

Don't Wanna Know • GxG ~ TeacherxStudentHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin