Ben geldiiimmm💞
Bir önceki bölümdeki yorumlarınız için çok teşekkür ederim. Umarım bu bölümü de seversiniz.
Oy vermeyi unutmayın, yorumlarda buluşalım.
İyi okumalarr☀️
Mayra'yı tekrar tekrar aradım açması için. Telefonun her çalışında göz yaşlarım birer birer artarak çoğaldı. Pes etmişlik hissi ile örtümü boynuma kadar çekip telefonu yastığımın üzerine bıraktım. Sakinleştirici yavaş yavaş etkisini gösterip kanıma karışırken sert nefeslerimi yumşatmaya çalıştım. Beynimin içinde koca bir yangın vardı, mideme ardı ardına kramp giriyordu.
Telefonu açmadı.
Mayra'ya en ihtiyacım olan zamanda sakinleştirici ile kendimi yatıştırıyor olmak mahvediyordu beni. Şu an yastığıma dökülen sessiz göz yaşlarım onun omzuna dökülse kendimi daha rahat, güvende hissederdim. Şimdi ise kendimi ait bile hissetmediğim bir evde, ilk kez bana bu kadar soğuk gelen yatağımda, küçük bir çocuğun tepesinde dikildiğini sandığı hayaletten saklandığı gibi battaniyenin altına saklanmıştım.
Ortada kalmış hissediyordum. Önemsiz ve değersiz birisiydim ben. Dedem bile benim bundan nasıl etkileneceğimi düşünmeden karşıma geçip, sanki günlük bir şeyden bahsediyormuş gibi babamın katil olduğunu söylemişti.
O da beni değil, kendini düşünmüştü. Belki de tahtının son varisini, belki de oğlundan alacağı intikamı düşünmüştü. Ama asla torununu düşünmemişti. Gerçekler zaten benim için taşıması oldukça zorken bir yük de o bindirmişti omuzlarıma. Ne yapmamı bekliyordu ki? Gerçekleri söylediği için teşekkür etmemi mi? Ona kayıtsız şartsız güvenmemi mi? Madem babam bunları yapmıştı, o neden bunca zaman beni babamdan kurtarmamıştı? Benim yanmamda babam kadar o da suçluydu! Annemi babamdan kurtarmaya geldiğinde beni sarhoş bir adamla başıboş bırakmıştı! Dolayısıyla annem de suçluydu! Hangi anne çocuğunu, onu döven sarhoş kocasıyla aynı evde bırakırdı ki? İstemiyorlardı işte beni! Değersiz birisiydim ben, sevilmiyordum! Sert bir nefes aldım, öfkem sergilenirken.
Peki ya Mayra? Mesaj attığımda bile anında dönen kadın bu gece defalarca aramama rağmen nerdeydi?
İçimdeki üzgün ruh hali birer oyun hamuru gibi şekilleniyordu. Bazen öfkeleniyordum, bazen hayal kırıklığının nirvanasını yaşıyor bazen de tamamen hissizleşiyordum. Yattığım yer bana boşluk gibi geliyordu, sanki havada yatıyor gibi hiçbir şey hissetmiyordum.
Bedenim biraz gevşeyip midemdeki kramplar azalınca, zihnime de set çekilince ıslak gözlerimi kapattım. O sırada telefonuma gelen bildirim karanlık odayı aydınlatınca ışık göz kapaklarıma vurdu ve bilincimi yeniden kazandım.
Sevgilim:
Aşağıdayım.O mesajı görünce yüzümdeki kederimde kısa bir anlığına da olsa nasıl bir ışık parladığını hissettim. Kırıntı kadar da olsa bir mutluluk hissetmiştim içimde. Artık o kadar da kimsesiz sayılmazdım. Hem zaten o benim herkesim değil miydi?
Tekrar Mayra'yı aradığımda bu sefer ilk çalışta açıldı telefon. Konuşurken göz yaşlarıma hakim olamadım, az önce durmuş göz yaşlarım tekrar akmaya başladılar yanaklarımdan çeneme birer birer. Sesini duymaya bile o kadar çok ihtiyacım vardı ki.
Telefon açıldığında titrek bir alo diyebildim sadece. Karşı tarafta Mayra'nın hızlı hızlı nefes alıp verdiğini duydum.
"Eylem?"
Sesi çok yorgundu ve endişeliydi. Ayağa kalkıp kapıya çıkmak, ona sıkı sıkı sarılıp sığınmak istiyordum ama bacaklarımın beni taşıyacağından şüpheliydim. Onun yerine ağlamaklı bir sesle yalvardım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Don't Wanna Know • GxG ~ TeacherxStudent
Romance~TAMAMLANDI~ Kendi içinde kaybolmuş ve çıkış yolu arayan Eylem Yalçın, en yağmurlu günlerinde sürekli yanında olan Mayra Kayalar'ın yemyeşil gözlerinde gün ışığına kavuşmaya çalışır. "İkimize karşı bu dünya Bizi anlamayacaklar " GxG hikayedir. Tea...