Hediye

615 92 66
                                    

Ben geldiiimm💕

İki seferdir erken bölüm atıyorum, mutlu oldum.

Bir önceki bölüme olan ilginiz için çok teşekkür ederim. Mayra ona yüklendiğinizi görünce ağlayarak günlüğüne yazmaya gitti ama teselli edebildik :))

Bu bölümü de beğenirsiniz umarım. Yavaş yavaş bitiriyoruz.

Oy vermeyi unutmayın, yorumlarda buluşalım.

İyi okumalarrr.

"Saçmalama, ver şunu bana!"

"Bırak Ufuk! İhtiyacım var."

Ufuk elimdeki içki şişesine hamle yaptığımda hızlı adımlarla salonun ortasına doğru kaçtım. Ne yaparsam yapayım peşimi bırakmıyordu.

"Senin dayağa ihtiyacın var. İki şişe ile bayılamazsın. Ver dedim."

Ufuk bana iyice yaklaşınca şişeyi tuttuğum elimi geriye doğru uzatarak ona ulaşmasına engel oldum. Yerinde durup gözlerimin içine dik dik baktı.

"Senden uzunum. O şişeyi rahatlıkla alabilirim. O yüzden onu sakince yere bırak. Oturup konuşalım, hiçbir şey anlatmadın geldiğimden beri."

"İçerken anlatırım." diyip diklendim. Canım o kadar yanıyordu ki içkiye kaçacak kadar aciz duruma düşmüştüm. Ufuk da acımı dindirmem için elimde olan tek şeyle arama girmeye çalışıyordu.

"Sen içmeye başlayınca konuşmazsın, o yüzden ver onu bana dedim."

Başımı iki yana sallayınca derin bir nefes aldı. İşaret parmağını bana doğru uzatıp tehdit eder gibi salladı.

"Mayra bu son ikazım. Veriyorsan ver şunu yoksa üzerine atlarım ve mis gibi halından içki temizlemek zorunda kalırsın. Çünkü sakarım ben, biliyorsun."

Tehditleri ile uğraşmayacaktım. Zaten çoktan kapağını açtığım şişeyi ağzıma getirdim ve kafama diktim. Henüz bir iki yudum almıştım ki Ufuk yaptığı hamle ile şişeyi elimden çekip alınca şişenin neredeyse yarısı üzerime döküldü. Şaşkınlıkla açtığım ağzımın etrafındaki sıvıyı gömleğimin kolu ile temizlemeye çalıştım beceriksizce.

"Ne yapıyorsun ya!"

Islandığım için ayrı sinirli, içki gitti diye ayrı sinirliydim. Ama Ufuk bundan oldukça mutlu olacak ki gülüyordu.

"Oh mis gibi oldu. Yüzüne de sür cildin gençleşsin."

Ona bulaşmadan, burnumdan soluyarak yanından geçip yatak odama gittim. Üzerimdeki ıslak kıyafetleri çıkarıp daha temiz ve rahat bir şeyler giydikten sonra ikinci şişeyi almak için mutfağa döndüm. Kendime olan sinirimden ve içimde büyüyen acıdan ne yapacağımı şaşırmıştım. O içki şişesine ihtiyacım vardi. Ancak Ufuk mutfakta, gözlerimin önünde, tüm şişeyi sırıtarak lavaboya boşaltıyordu.

"Ya sen ne yapıyorsun?"

Şişeyi almak için ileriye doğru atılsam da dibinde azıcık bir şey kalmış olduğunu fark edip sandalyeye oturdum.

"Tek istediğim sarhoş olmaktı."

Sarhoş olup acıyı unutmak istiyordum. Gerçi sarhoş olmak acıyı unutturur mu, onu da bilmiyordum. Geciktirmesi bile yeterliydi benim için. Eylem'in beni istemediğini ne kadar az düşünürsem o kadar iyidi.

"Sen, ne yapayım ne edeyim diye düşünmek yerine içmeyi tercih etmezsin. Ne oldu anlat."

Ellerimi önümde birleştirip başımı öne eğdim. Yine ağlamak istemiyordum. İçmeye karar vermeden önce yeterince ağlamıştım zaten. Ufuk da tam bu sırada gelmişti kapıma.

Don't Wanna Know • GxG ~ TeacherxStudentHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin