Temel

803 106 33
                                    

Ben geldimmm 💕

Umarım bu bölümü beğenirsiniz. Fikirlerinizi önemsiyorum bu yüzden saygı çerçevesinde belirtmekte çekinmeyin. Yorumlarda buluşalım, oy vermeyi unutmayın. Çokça love♡

İyi okumalarrr :D

Soluk borum mideme kadar yanmaya başlayınca elimdeki telefonun ekranından gözlerimi çekmeden Harun abiye döndüm.

"Harun abi beni bizim evin ordaki pastanaye bırakır mısın?"

Kaşını kaldırıp dikiz aynasından bana doğru baktı, direksiyonu ters yöne çevirip sorusunu yöneltti.

"Daha yeni geçmemiş miydik ordan?"

Başımı hızlıca salladım. Aynı anda sol dizim de sallanmaya başlamıştı ve ben bunu durdurmak için hiçbir şey yapmıyordum. Kendimi berbat hissetmeye başlamıştım, içimdeki suçluluk duygusu giderek büyüyordu.

"Arkadaşlarımım yanına gideceğim. Yeni karar verdik."

Aslında kapıda Harun abiyi görene kadar onun yanına gideceğim aklımdaydı. Mert ile kapıya kadar konuşacaktım daha sonra da sınıfta bir şey unuttum diyerek geri dönecektim. Ama bir anda Harun abi ile göz göze gelince normal bir rutini yaşıyormuş ve sıradan bir okul günüymüş gibi Mert'e el sallayıp arabaya binmiştim. Aklıma geldiğinde ise iş işten geçmişti. Şimdi ise sevgilimin gönlünü nasıl alacağımı düşünüyordum çünkü ben bu işte berbat sayılırdım.

Pastanenin önüne gelir gelmez arabadan inmek için hamle yapınca Harun abi kapıları kilitleyip beni içeride kalmaya mahkum etti.

"Dur bakalım. Ne bu acele?"

"Yok bir şey, kapıyı açar mısın?"

Harun abi bana dikiz aynasından bakmayı bırakıp arkasını döndü ve yüz yüze bakmamızı sağladı.

"Bak, bir sorun olduğu belli. Yardım istersen buradayım tamam mı?"

"Sevdiğim birinin kalbini kırdım sadece, kapıyı açar mısın?"

Harun abi muzipçe gülümsedi ama üstünde durmadı.

"Paran var mı?"

Çantamdan cüzdanımı alıp içine baktım. Kartım hariç çok az bir miktar kalmıştı ve bu bana yetmezdi. Başımı kaldırmadan Harun abinin torpido gözüne uzandığını hissedince derin bir nefes verdim. Yorulmuştum.

Harun abi bana bir zarf uzattı ve dedemden olduğunu söyledi. Arabadan inmeden zarfı açtım ve içinde yeni bir kart olduğunu gördüm. Zarfın iç yüzünde "Aramızda." yazıyordu. Aslan Dedem.

Eve gidince bunun için dedeme teşekkür edecektim. Aklıma tekrar düşünceler üşüşürken Harun abiye, hızlıca bıraktığı için teşekkür edip arabadan indim.

Pastanede işimi hallettikten sonra Mayra'ya mesaj attım ve ona doğru yürümeye başladım. Elimdekiler umarım hoşuna giderdi. Aksi halde bir B planım yoktu.

Sitenin güvenlik kapısına geldiğimde güvenlik ismimi almadan geçmem için izin verdi ve Mayra'yı aramadı. Normalde her girişte hangi daireye geldiğimizi söylerdik ve bunlar kayıt altına alınırken ev sahibi aranıp misafirinin olduğu söylenirdi. Bu sefer kimse beni durdurmamıştı, ev sahibi gibi girmiştim.

Merdivenlerden çıkarken bir kez daha telefonumu kontrol edip Mayra'nın mesajımı görüp görmediğine baktım. İnterneti kapalıydı ve mesajlarım ona iletilmiyordu. Kapısının önüne geldiğimde içimi heyecanla karışık bir huzursuzluk kapladı. Ya evde değilse? Sonuç olarak bugün geleceğimi bilmiyordu. Ben bile geleceğimi bilmiyordum ama kendimi bir anda burada bulmuştum. Aramızda olan şeyleri basit bir mesaj ile duygusuzca konuşmak istemiyordum. Bu yüzden de elimde üç çeşit minik pasta ve bir kutu ekler ile gelmiştim. Tatlı yiyelim tatlı konuşalım.

Don't Wanna Know • GxG ~ TeacherxStudentHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin