Numara

1K 105 36
                                    

İki haftalık bir aradan sonra tekrar beraberiz. Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.

Ayrıca bölüm sonunda size güzel bir mesaj bıraktım. Orayı okumadan geçmeyin. İyi okumalar.💕

Mektubu okuduktan beri tek bir şey dönüyor kafamın içinde.

Seni seven öğretmenin Mayra Kayalar.

Vay be...

Beni seviyor.

Yazısını okumaya başladığım andan itibaren şekilden şekile giren yüzüm en sonunda kalıcı bir poz bulmuştu kendine. Salak salak sırıtıyor, mektubu tekrar tekrar okuyordum. O kadar çok okumuştum ki artık ezberlemiştim.

Beni affetmiş!

Bir de beni affet diyor. Sen beni affet de ben seni zaten affettim güzel gözlüm. Hiç lafı bile olmaz aramızda.

Keyifli bir kahkaha attım ve çikolatalardan birine daha uzanıp ağzımda erimesini bekledim.

Beni seviyor.

Yatak bana dar geldi. Ayağa kalkıp odanın içinde yürümeye başladım. Telefondan güzel bir şarkı açarak yine sahte seneryolar kurmaya başladım.

Nasıl mutluyum anlatamam. İçim cıvıl cıvıl, rengarenk. Gülümsemem bir an olsun yüzümden eksilmiyor. Mutlulukla yaktığım ateş içimi harlıyor. Şarkıya eşlik edip odamın içerisinde zıp zıp zıplıyorum.

Yer de dar geldi bir süre sonra, yatağın üzerine çıktım. Elimde tuttuğum tarak bana mikrofon oldu. Sanki ünlü bir şarkıcıymışım da büyük bir stadyum turunda sevdiğimin gözlerinin içine bakarak söylüyorum bu şarkıyı. Sonra kapı çalıyor.

Hayal katili.

"Eylem niye çıktın gökyüzüne kızım? Yerler dar mı geldi?"

Sitem dolu bakışları yataktaki beni bulmuştu. Ağız hizamda tuttuğum tarağı yavaş yavaş yere indirdim.

"Şarkı söylüyordum."

Yatakta dikilmeyi bırakıp oturdum.

"Belli belli. Sese geldim bende zaten. Kıs onun sesini bakayım. Baban geldi arkadaşlarının yanından. Uyuyacak şimdi."

Kalkıp telefonda hâlâ çalan şarkıyı kapattım. Hevesimi kaçırmıştı. Şarkıyı kapattığımı gördükten sonra da çıkıp gitti.

Hayal katili.

Yatağımın içine girip yorganı kafama çektim. Uzanıp komodinin üzerinde duran kitabı alıp mektubu bir kere daha okuduktan sonra kitabı okumaya başladım. Çok değil 15. sayfanın son cümlesinde beni etkileyen birşey oldu.

"Canının istediği yere gitse bile orada fazla uzağa gitmesi mümkün değil."

Cümlenin üstü fosforlu mavi kalemle çizilmişti ve yanına siyah kalemle yazılmış güzel bir el yazısıyla not düşülmüştü.

Canının istediği yere gitsen bile yüreğimden fazla uzağa gitmen mümkün değil.

İçimde büyük bir tufan koptu. Ama nasıl anlatayım, içim sanki cayır cayır yanarken üzerine yağmur yanıyor; o yağan yağmur yere bile dokunamadan buhar olup gidiyor.

İskenderin üzerine tereyağı döküldüğünde çıkan cosss sesi ile yankılanıyor içim.

Bana gerçekten kendi dünyasını vermiş. Kendisinin üzerine aldığı notlarla dolu bu kitap, aslında kendi benliğini saklamadan onunla aramda şeffaf bir perde görevi görüyor.

Don't Wanna Know • GxG ~ TeacherxStudentHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin