Uzun uğraşlar sonucunda bölümü yayınlayabildim. Oy ve yorumlarınızı bekliyorum iyi okumalar.
Eylem Yalçın'ın Açısından
Üç gündür evde yatağımda yatıyorum. Annem sürekli etrafımda dolaşıp ilaç saatlerimi takip ediyor ve birşeye ihtiyacım olup olmadığını soruyor.
Hiçbir şeye ihtiyacım yokmuş gibi davranıyorum. Telefonum elimde, diz üstü bilgisayarım ve şuan okuduğum kitabım da komodinimin üzerinde duruyor. Sadece dizi izleyip kitap okuyorum ve günlerimi bu şekilde geçirmeye çalışıyorum.
Her ne kadar aklımı meşgul tutmaya çalışsam da Mayra sürekli zihnime üşüşüyor ve beni, onu düşünmeye zorluyor.
Uzun süredir yatakta yatmaktan sıkılınca aşağıya iniyorum, aşağıya indiğimi gören annem fırça atarak beni yukarıya geri yolluyor. Ona kızıp yatağımın üzerine fotokopimin çıktığı söylüyorum, ona cevap verdiğim için ikinci bir fırça atıyor ve ayaklarımı yere sürüye sürüye merdivenlerden yukarı çıkıyorum.
Bu sıkılmalarım bugüne kadar devam ediyordu.
Yine yatağıma uzanmış, yorganı boğazıma kadar çekmiş bir hâlde dizi izlerken annem içeriye girdi. Elinde tuttuğu büyük bir kutu ve onun üzerinde duran orta boy bir paket vardı.
Ne olduğunu merak edip yatakta doğruldum ve diziyi durdurup anneme baktım.
"Bunlar sana geldi."
Yanıma doğru gelip elindekileri bana verdi.
"Kim göndermiş?"
Arkasını dönüp kapıya doğru yürümeye başladı. Kapının önüne gelince bana doğru döndü. "Deden." diyip dışarıya çıktı.
Benim yüzümde büyük bir mutluluk oluşmuş, can sıkıntım geçmişti. Küçük paketi yanıma koyarak büyük kutuya yöneldim. Üzerindeki kurdeleyi yavaş yavaş çözüp kapağını kaldırdım.
İçindeki çikolataları görünce yüzüme daha da bir renk gelmişti. Üzerinde de bir not vardı.
"Geçmiş olsun güzel yürekli torunum benim. Çikolatalar gününe güzellik getirsin."
Dedem nasıl not yazılması gerektiğini hiç bilmese de hangi çikolatayı sevdiğimi gayet iyi biliyordu. Kutudan en sevdiğim çikolatayı alıp ağzıma attım ve erimesinin bekledim. Tadı çok güzeldi ve diğer günler içtiğim ilaçlar yerine bu çikolata daha iyi etki etmişti.
Mutlulukla diğer pakete yöneldim. Hafif birşeydi ve geniş bir yüzeyi vardı. Ne olduğunu merak ederek pakete zarar vermeden yapışkanını açtım.
İçinden bir kitap çıkmıştı.
Küçük Prens.
Şaşırmıştım açıkçası. Dedem hiç bana kitap almamıştı. Paketin içini yoklayıp başka bir not olup olmadığına baktım, yoktu.
Dedem okumadığım kitabı almayı bırak, bir kitabı almayı bile beceremezdi. Odamda ne tarz kitaplar olduğunu bile bilmiyordu. Yine de çok sorgulamadım. Belki de asistanına aldırtmıştı. Sonuçta bu popüler bir kitaptı.
Kutudaki çikolatalardan bir tane daha alıp ağzıma attım. O ağzımda erirken kitabı alıp arka yüzünü okudum.
"Eşsiz bir çiçeğe sahip olduğumu sanıp kendimi zengin sanıyordum. Oysaki sahip olduğum yanlızca sıradan bir gülmüş."
Popüler olan kitaplar çoğu zaman ilgimi çekmezdi. İnsanlar onları okuyup değerlerini kaf dağına çıkarır, her yerde bu kitaplardan bahseder ve eğer sen hâlâ okumadıysan sana cahil gözüyle bakarlardı. Bunları söyleyen insanlar ise ömürlerinde kitap kapağı kaldırmamış insanlar olunca, onların okuduğu kitapları okumak hiç içimden gelmiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Don't Wanna Know • GxG ~ TeacherxStudent
Romantizm~TAMAMLANDI~ Kendi içinde kaybolmuş ve çıkış yolu arayan Eylem Yalçın, en yağmurlu günlerinde sürekli yanında olan Mayra Kayalar'ın yemyeşil gözlerinde gün ışığına kavuşmaya çalışır. "İkimize karşı bu dünya Bizi anlamayacaklar " GxG hikayedir. Tea...