14 (KALBİN OYUNU)

237 15 4
                                    

BÖLÜM 14:
'KALBİN OYUNU'

Dedublüman & Mavzer Tabancas - En Dibine Kadar

Yaşananların izleri yavaş yavaş geçiyordu fakat katil ortalıkta yoktu. Gökmen onu arayıp duruyordu, fazla meşgul olmasına rağmen ekstra vakit ayırıyordu. Aklım çok karışıktı, o kadar karışıktı ki bugün verdiğim karardan yarın vazgeçiyordum. Son günlerde zihnimi işgal eden bir düşünce vardı: Ben Gökmen'e zarar mı veriyordum? Onun yakınında olmam onu da tehlikeye mi atıyordu? Bunu Gökmen'e söylesem emindim ki tepki gösterirdi fakat katilin şimdiye kadar ortadan kaldırmak istediği kişi benken son olanda Gökmen de eline düşmüştü. Şansımız vardı, yaşayacak günümüz vardı fakat orada can verebilirdik. Ya da sadece Gökmen can verse ben bunun vebalini ödeyebilir miydim?

Ömrüm boyunca vicdan azabı çekerdim.

Yorgun argın işten dönmüş, ılık bir duş alıp yemek yemiştim. Kanepede öylece otururken göz kapaklarım ağırlaşıyordu. İş yerindeki ortamı seviyordum ama benim hayalim yönetici olmaktı, bu uğurda kazanabileceğim en iyi okulu kazanmıştım. Mezun olunca çok farklı hayallerim vardı, gözüm yükseklerdeydi. Araştıracaktım, şirketlere cv bırakacaktım. Yüksek bir pozisyonda işe başlamayı istiyordum. Nilperi'den sonra kendi hayatımla hiç ilgilenememiştim, biraz olsun bir şeyler yapmam gerekiyordu.

Duruş şeklim yüzünden boynum ağrıyınca doğrulup boynumu ve omzumu ovaladım. Evin kapısı hafif bir şekilde tıklatıldığında bir anlık panik olduğumu hissettim. Son olay sonrası verdiğim tepkiler artmıştı.

Kalkıp kapıya ilerledim ve kapı deliğinden baktım. Gökmen gelmişti. Artık her akşam bana uğruyordu. Saçımı karıştırıp kapıyı açtım. Bugün komple kahverengi giyinmişti. Sadece ton farklılıkları vardı. Kahverengi ona yakışıyordu. Gerçi her renk ona yakışıyordu.

'Hoş geldin.' dedim.

'Müsait misin?' derken ellerini birbirine sürttü. Üşümüş olmalıydı.

'Müsaitim, gel, içerisi sıcak.'

Gökmen içeri girince üzerindeki kahverengi ceketi aldım ve astım. O da yerini iyi bildiği oturma odasına girip kanepeye oturdu.

'Bir şey içer misin? Ya da açsan yemek var dolapta.'

'Gel, otur.' dedi başını sallayarak. Yanındaki koltuğa oturdum ve bacaklarımı kendime çektim.

'İyi misin?' diye sordum.

'İyiyim,' dedi, 'sen iyi misin? Ağrın sızın oluyor mu?'

Başımı iki yana salladım. İlk günler çok ağrım oluyordu ama şimdi çok dikkatliydim ve iyiydim.

'Sen biraz garip görünüyorsun ama.' dediğimde gülümsedi.

'Bugün Batur'la sohbet ettik epey, onunla sohbet edince pek normal görünmezsin.'

'Batur... biraz garip, soğuk duran birisi.'

Gökmen'in bakışlarında bir hüzün gördüm, nefeslenirken o hüzün gözlerinin önünden geçer gibiydi sanki.

'Hiç kolay şeyler yaşamadı.' dediğinde merak ettim.

'Ne oldu ki?'

Gökmen televizyona doğru baktı, sanki anlatacağı şeyin yaşandığı günlere döner gibiydi.

'Çok sevdiği inanları kaybetti.'

'Kimi kaybetti?' diye sorarken yüzüm düşmüştü. Birini kaybetmenin acısı nasıl olur biliyordum.

Yıldızlara BakalımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin