24 (KIRILMA)

216 15 12
                                    

BÖLÜM 24:
'KIRILMA'

SYML - Where's My Love

Herkesin bir acısı vardı bu hayatta. Kimisi benim gibi kötü bir çocukluk yaşamıştı, kimisinin sevdiği birisi ölmüştü, kimisi ağır bir hastalıkla mücadele ederken diğeri yara aldığı ama kurtulamadığı bir ilişki içindeydi. İnsanların hayat telaşı vardı, geçinme telaşı vardı. Ailesine bakmakta zorlanan babalar, çocuk yetiştirirken kendini unutan anneler, üniversite mezunu işsiz gençler... Kimisi kadın olmanın yükünü kimisi de erkek olmanın yükünü taşıyordu. Belki bazısı da kendisini bulamıyor, kim olduğunu bilmiyordu. İnsanların anlatamadıkları, anlatmaya korktukları, sır gibi sakladıkları vardı. Her gün yolda yürürken, yanımdan geçen herhangi birini durdursam ve ona 'Nasılsın?' diye sorsam kim bilir neler anlatırdı.

Tavsiye veya teselli birçok kez işe yarayabilirdi fakat bazen insan öyle tahammülsüz bir duruma geliyordu ki en ufak bir söz onun zihninde kocaman bir boşluğa dönüşüyordu. Kimse, kimseyi yaşadığını yaşamadan tam olarak anlayamazdı. O sebeple birini yargılamaya kalkarsam eğer durur ve kendime bunu hatırlatırdım.

Kimisi ne yaşarsa yaşasın umudunu asla kaybetmezken kimisi de başından beri umuttan vazgeçmezdi. Ben bazen umutlu insanlar için daha çok üzülürdüm çünkü umutsuz olanın gelecek kötü şeylere hazırlığı vardı fakat umutlu olan büyük hayal kırıklıkları yaşayabiliyordu.

Yine de herkesin bir başlangıç yapması gerekiyordu bana göre. Bir başkası için değil, tam olarak kendisi için. Siz birilerini çok sevebilir, onları koruyabilir, onlar için mücadele edebilirdiniz veya bunlar size yapılabilirdi fakat baş başa kaldığınız sizsiniz. Kendi değerini bilmeyen ve benliğine sahip çıkmayan ömrü boyunca mutlu olamazdı.

Son günlerde fazla düşünüyordum. Dalgındım, seslenildiğinde duymuyordum. Bazen söyleneni tekrarlatıyordum çünkü aklım sürekli başka şeylere kayıyordu. Son mahkeme sonrası dengelerimin bu kadar değişmesi normaldi ya da değildi. Kendimle ilgilenmeye çalışırken başkalarını aksatıyordum. Abimle görüşmeyi, en azından sesini duymayı deli gibi istesem de ona kızmayı bırakmıştım. Abimin karakterini, bana olan düşkünlüğünü mantıklı bir şekilde düşününce şu an kendi içine kapanması çok normaldi. Onu sıkmak istemiyordum çünkü en çok bana kızgındı. Benim haklı sebeplerim varsa onun da vardı.

Masanın üzerindeki artık soğumuş kahvemden bir yudum alırken önümdeki ekranda müşteri portföylerini inceliyordum. Henüz üç gündür çalışıyor olsam da o kadar çok araştırma ve inceleme yapıp rapor hazırlıyordum ki hiç boş kalmıyordum. Aynı zamanda fikir üretmem gerektiği için zihnimi boşaltmaya çalışmakla da meşguldüm. Gerçekten çok yanlış bir zamanda işe girmiştim.

Burada birkaç kişiyle tanışmıştım. İnsan kaynaklarında Büşra Hanım vardı ve aşırı ilgili, güler yüzlü bir kadındı. Muhasebede Somer Bey vardı ve açıkçası çok suratsızdı. Ama neşeli olmak zorunda değildi sonuçta. Muhasebede bir iki kişi daha vardı ama onlarla tanışmamıştım henüz. Stajyer Şeyma vardı ve o kadar hevesli çalışıyordu ki bazen ben onun yerine yoruluyordum. Pazarlamada başka çalışanlar da vardı ve benimle en çok konuşan Gülcan'dı. Aynı yaştaydık ve üç gündür tanıyor olmama rağmen ailesine ne kadar düşkün olduğunu anlamıştım.

Masamın üzerindeki saate baktım ve mesai bitimine yirmi dakika kaldığını fark edip parmaklarımı çıtlattım. Az bir işim kaldığı için odaklanıp işimi bitirdikten sonra masamın üzerini toparladım ve şirketteki birkaç kişiyle görüşüp çıktım. Çantamın kulbunu sıkıca tutup kaldırımda yürümeye başladığımda korna sesi duydum ve irkildim fakat devam ettim. Tekrar korna sesi duyduğumda yürümeye devam ederken omzumun üzerinden arkaya baktım ve tanıdık arabayı görünce durdum. Gökmen başını camdan dışarı çıkardığında bir anda dank etti. Dün gece, bugün beni işten alacağını söylemişti. Ben yine başka şeylerle kafamı meşgul edip Gökmen'i unutmuştum.

Yıldızlara BakalımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin