36 (SON SEFER)

115 10 13
                                    

BÖLÜM 36:
'SON SEFER'

Phantogram - Black Out Days

İşimi seviyordum, gelecek hedeflerimin büyük olmasını seviyordum, kendi ayaklarım üzerinde durmayı seviyordum. Eğer şu an boşta olsaydım sanırım psikolojim iyice kötüleşirdi fakat işe gelip burada meşgul olmak beni o durumlardan uzaklaştırıyordu. Hatta bazen bilerek üzerime fazla sorumluluk alıyordum.

Oturmaktan sırtım ağrırken doğrulup omzumu ovaladım. Bilgisayara uzun süre baktığım için gözlerim de rahatsızdı son günlerde. Bir göz kliniğine gitsem iyi olacaktı.

'Yazgı Hanım?' diyerek kapımı tıklatan Engin Bey'i gördüğümde ağrıyan başımı ovaladım.

'Buyurun Engin Bey.'

'Çay ister misiniz?'

'Sağ olun,' dedim masamdaki kahve kupasını gösterirken, 'kahve içiyorum.'

'Bugün biraz durgun gibisiniz.' derken içeri girmişti. Son zamanlarda epey uzak davranıyordu, odama gelmesine şaşırmıştım.

'Biraz durgunum, doğru.' dedim bakışlarım bilgisayardayken, 'Başım ağrıyor biraz.'

'Migreniniz mi var?'

'Bir şeylere fazla odaklanınca ağrım oluyor.'

'Bir taş var, alnına sürünce epey iyi geliyor. Şimdi ismini unuttum ama bakıp yarın söylerim size.'

'Teşekkür ederim.' dedim gülümseyerek. 'Ben de duymuştum, bakarım.'

'Tamam o zaman, görüşürüz.'

Engin Bey odadan çıkınca gözüm masanın üzerinde duran çerçeveye ilişti. Dün gece Gökmen'le telefonda konuşmuştuk. Aramızdaki belirgin soğukluk o kadar can sıkıcıydı ki kapatır kapatmaz ağlamaya başlamıştım. Bu sabah da mesaj atmıştı, çıkışta gelip beni alacaktı. Yine aynı tür bir konuşma yapmaya hazır değildim çünkü sonu iyi bir yere çıkmıyordu bir türlü. Nasıl davranacağımı da bilmiyordum. Bir yanım ona çok hak verirken diğer yanım da kırgındı. Fazla mıydı beklentilerim bilmiyorum ama anlaşılmayı istiyordum. Belki de yıllarca bana prenses gibi davranan, ben ağzımı açmadan ne hissettiğimi anlayan bir adamla büyümüş olmak beni bazı beklentilere sokuyordu. Fakat abimin dediği gibi Gökmen benim yaşadıklarımı yaşamamıştı, beni beklediğim kadar anlayamazdı.

Oflayarak işime geri döndüm. Yoğun günler geçirdiğimiz için fazla yoruluyorduk, bazen eve baş ağrısıyla gidiyordum ve uyumadan geçmiyordu. Bugün de aynı şekilde olmuştu. Gökmen'le buluşacağımız için baş ağrısı ekstra sinirimi bozarken hızlıca bir ağrı kesici içip şirketten ayrılmıştım. Gökmen yolda olduğunu yazmıştı, şirketin önünde onu beklemeye başlamıştım.

Dakikalar sonra beyaz araba tam önümde durduğunda şoför tarafının açık camından gözlerimiz kesişti. Bir şey demeden arabanın öteki tarafına geçip kapıyı açtım ve bindim. Kemerimi bağlarken Gökmen sürmeye başlamıştı.

'Aslında bir yerlere gideriz diye düşünmüştüm ama annem, teyzemleri çağırmış, eve dönmem gerekiyor. Seni bırakana kadar yolda konuşuruz diye düşündüm.' diyerek söze girdi Gökmen.

'Beni bırakmakla vakit geçirmeseydin,' dedim, 'yarın da konuşabilirdik.'

'Bir gün daha küs kalmak sorun değil diyorsun yani.' dediğinde kaşlarımı çattım. O yola bakıyordu ama ben onun yüzüne bakıyordum.

Yıldızlara BakalımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin