21 (SEN VE BEN)

220 12 13
                                    

BÖLÜM 21:
'SEN VE BEN'

Taylor Swift - Cardigan

Elimde fotoğraf albümü vardı. Bu albümü bana Nilperi almıştı. Aslında yirminci yaş günümde abimle birlikte bana küçük bir kamera ve bu fotoğraf albümünü almışlardı. Albümün içine de daha önce çekildiğimiz bir sürü fotoğrafı çıkartıp koymuşlardı. Çocukluğuma dair bir tane fotoğrafım olduğu için bu hediye benim açımdan çok özeldi çünkü artık anılarım burada saklanacaktı. Sonrasında o kamerayla sürekli fotoğraf çekmiştim. Çoğunda abim ve Nilperi vardı. Nilperi gittiğinden beri ne kamerayı ne de bu albümü elime almıştım.

İç çekerek çevirdiğim sayfadaki fotoğrafa baktım. Bir piknik yapmıştık. Caddebostan Sahil'deydik çünkü orada takılmayı çok severdik. Evden bir şeyler hazırlamıştık, kırmızı kareli örtünün üzerinde oturuyorduk. Nilperi'nin canı ekler çektiği için abim bir dolu kutu ekler almıştı. Nilperi o kadar çok yemişti ki elleri ve dudakları kirlenmişti. Onun bu halini eğlenceli bulduğum için fotoğrafını çekmiştim.

Gülümseyerek baktım fotoğrafa. Nilperi hayat dolu duruyordu, zaten yaşamayı seviyordu. Onun olduğu her fotoğrafta parlayan gözlerini görebiliyordum. O gözleri bir daha göremeyecek olmaksa her seferinde içimi cız ettiriyordu.

Sayfayı çevirdim ve ikimizin olduğu bir fotoğrafı çıkardım. Nilperi'nin evinin önündeydik. Geçen sene çekilmiş bir fotoğraftı. Nilperi abimle kavga ettikleri için üzgündü, ben de evine gidip ona destek olmuştum. Yanımda ağladığı için gözleri şişmişti ve biraz dışarı çıkarak hava almıştık. Sonrasında tekrar eve döndüğümüzde apartmanın önünde onunla bir fotoğraf çektirmiştim.

Parmağımı Nilperi'nin yüzünün üzerinde gezdirirken gözüm ikimizin arkasına kaydı. Kadrajda başka birisi daha vardı. Arkamızdan geçiyordu ve kadrajdan çıkmak üzereyken yakalamıştım.

Kameraya bakıyordu.

Kaşlarımı çatarak fotoğrafı kaldırdım ve daha dikkatli baktım. Kalbim ne olduğunu anlamadığım bir duyguyla sarsıldı. Oydu, oradaydı.

Nefesim sıklaşmaya başladığında yutkundum. Yanımızda, yakınımızdaydı. Yabancı değildi, herhangi biri değildi. Nilperi'yi tanıyordu.

Hızlıca ayağa kalktığımda albüm yere düştü ama fotoğrafı sıkıca tutuyordum. Kimdi bilmiyorum ama herhangi biri değildi. Daha önce görmemiştim ama en yakın arkadaşımı öldürmüştü.

Hızlıca montumu üzerime geçirip evden çıktım ve koşar adım merdivenleri inip aynı serilikte apartmandan çıktım. Taksi bulabilir miydim bilmiyordum ama otobüs durağına doğru koşuyordum. Yakaladığım otobüsle vapur hattına gidip oradan Beşiktaş'a geçtim ve Mecidiye'ye ulaştım. Yolda düşünceler beni çıldırtmak üzereydi ve kendimi sıkmaktan oldukça zor durumda kalmıştım.

Mahallenin içinde koşarken soluğum canımı yakıyordu. Nilperi'nin evine geldiğimde apartmandan birisi çıkmak üzereydi. Nefes nefese o kişi çıkarken ben içeri girdim ve kapıyı yumruklamaya başladım. Saniyeler sonra Zühre abla kapıyı açtığında beni karşısında görünce şaşırdı.

'Bunu tanıyor musunuz?' diye sorarken fotoğrafı gözünün önüne tuttum. Zühre abla kaşlarını çattı.

'Ne oluyor Yazgı?'

'Bu adamı tanıyor musunuz?' dedim ısrarla, parmağımla fotoğrafın sağında kalan adamı gösterdim, 'daha önce gördün mü bu adamı?'

'Ne saçmalıyorsun Yazgı?' dedi çatık kaşlı hali devam ederken, 'seni daha kaç kez uyaracağız buraya gelme diye?'

Yıldızlara BakalımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin