32 (İYİLEŞMEK)

175 9 10
                                    

BÖLÜM 32:
'İYİLEŞMEK'

The Cinematic Orchestra - To Build A Home

Onlar bir abi kardeşten çok daha fazlasıydı. Sıradan hayatları olmadığı için ilişkileri de sıradan değildi. Oyun oynayan, eğlenen, bazen kavga eden ikili olmamıştı onlar; saklanan, birbirini kollayan, birbirinden başka arkadaşı olmayan iki çocuktu. Sıradan bir şekilde eğlenmiyorlardı, onlara verilen öyle zamanlar yoktu ama evde kimse yokken oynadıkları oyunlar, yaptıkları yemekler diğer her şeyden daha eğlenceliydi. Herkes uyuduğunda Doğukan'ın gece anlattığı uydurma masallar, Yazgı'nın giydiği abuk sabuk kıyafetlerle yaptığı taklitler ikisi için de en çok kahkaha attıkları şeylerdi. İkisi birbirini güldürmüştü çünkü hayat onları güldürmemişti. Ondandır ki yıllardır her şeyi beraber yaşamışlardı. Küçükken hakareti, dayağı birlikte yaşarken evden kaçtıklarında parasızlığı, hayat mücadelesini, hayal kırıklıklarını ve unutmaya çalıştıkları travmaların onlara açtığı yeni yaraları.

Aklında dönüp duran anılardan kurtulamayan Doğukan, eve dönerken bu sefer ayıktı çünkü dün gece alkol yüzünden çok büyük bir hata yapmıştı. Canını, ciğerini üzmüştü. Hayatı boyunca onun için mücadele edip bundan asla gocunmamışken nasıl olduysa ona yükmüş gibi davranmıştı. O hayal kırıklığı o kadar ağırdı ki, Doğukan'ın gözünün önünden gitmiyordu. Dili lal olsaydı da söylemeseydi o sözleri kardeşine.

Yazgı'yı tanıyordu, kalbini kıranı kolay kolay affetmezdi. Ama Yazgı için olan değerini de biliyordu, kardeşi ona kıyamazdı. Yine de buna sığınıp hiçbir şey olmamış gibi davranmayacaktı. Yazgı'ya kendini affettirecekti. Bunun için uğraşacaktı. İçindeki acı ona kıyamet gibi gelse de Yazgı'nın bir suçu yoktu. Onu kırıp dökemezdi, acısını ondan çıkaramazdı.

Anahtarı kilide sokarken derin bir nefes aldı. Sakince oturup konuşacaktı kardeşiyle, özür dileyecekti. İçindekileri net olarak anlatırsa anlardı Yazgı, zaten bunca yıl Doğukan'ı ondan başka kim anlamıştı ki?

'Yazgı?' diye seslenerek karanlık evin içine adım attığında Yazgı'nın odasında olduğunu düşündü çünkü oturma odasında değildi ve saat geç olmuştu. Tekrar seslenerek odasına ilerledi ve kapıyı tıklattı.

'Yazgı, gelebilir miyim?'

Ses gelmeyince yavaşça kapıyı araladı. Işığı açtığında boş odayla karşılaştı. Endişeye kapılırken lavaboyu da kontrol etti. Yazgı evde değildi. Bu sefer korkarak hızlıca telefonunu çıkarıp Yazgı'yı aradı. İkinci çalışta kardeşinin soğuk sesi duyuldu.

'Alo?'

'Yazgı,' dedi hissettiği korkuyla, 'neredesin? Eve geldim, yoksun.'

'Kardelen'de kalacağım bu akşam.'

Duyduğu şeyle içindeki korkunun arttığını fark etti Doğukan. Kardeşini kaybetmekten korkuyordu. Bu kadarıyla kaybetmezdi belki ama şu an çok mantıklı düşündüğü söylenemezdi, telaşı daha baskındı. Üstelik Yazgı'nın sesi hiç olmadığı kadar soğuk çıkıyordu.

'Neden?'

'Canım istedi abi.' diyen Yazgı'nın duygusuzluğu canını yakarken yutkundu.

'Geleceksin ama değil mi?'

'Yarın gelmeyeceğim,' dedi Yazgı nefes vererek. 'Diğer evde kalacağım. Sonraki gün gelirim.'

Tekrar yutkundu Doğukan. Eğer kardeşi ondan uzaklaşırsa ne yapardı bilmiyordu. Bu hayatta bir tek Yazgı kalmıştı onun yanında.

'Tamam, ertesi gün görüşürüz o zaman. Dikkat et ama kendine, olur mu?'

Yıldızlara BakalımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin