20 (HİSLER)

214 13 6
                                    

BÖLÜM 20:
'HİSLER'

Can Kazaz - Savur Göğsüme Tohum

Öğlene doğru kalkıp kahvaltımı yaptıktan sonra kanepenin üzerinde pinekliyordum ki kapı ziliyle ayağa kalktım. Gökmen gelmiş olabilirdi çünkü bugün evdeydi. Kapı koluna dokunup kapı deliğinden baktığımda Gökmen'i görünce gülümsedim ve vakit kaybetmeden kapıyı araladım. Tam olarak beklediğim gibi olmadı.

Karşımda iki tane adam vardı. Birinin elinde çiçekler, yüzünde kocaman bir gülümseme varken diğerinin eli belindeydi ve suratı öfkeli bir rahatsızlığa bürünmüştü. Gökmen'in burada oluşu ne kadar normalse Aziz'in oluşu da o kadar anormaldi.

'Merhaba.' dedi Aziz coşkulu sesiyle. Kaşlarım çatılırken Gökmen'in bakışları ona döndü ve ağzının içinde bir şeyler mırıldandı, hoş şeyler olmadığına emindim.

'Burada ne yapıyorsun?' diye sordum. Çiçekleri bana doğru uzattığında benden önce Gökmen elini uzatıp hızla çekti çiçekleri.

'Karakola alayım mı?' diye sorduğunda anlamadım.

'Ne?'

'Evinin adresini vermemiştin, iznin dışında bulup gelmiş. Karakola alayım mı?'

Aziz göz devirerek ona baktığında benim bakışlarım da ikisinin arasında dolandı.

'Sahiden, nereden buldun burayı?' derken kaşlarım hâlâ çatıktı çünkü gerçekten garip bir durumdu.

'Sena söyledi, Gökmen'in evini biliyordu sonuçta.'

'Sena sana neden Yazgı'nın evini söylüyor?' diyen Gökmen çenesini sıktı.

'Çünkü Yazgı'yı görmek istiyordum.' deyip bana döndü. 'Yazgı, seninle biraz konuşmak istiyorum. Mümkünse yalnız.'

'Mümkün değil.' dedi hemen Gökmen. Aziz yine göz devirdi.

'Bir durun,' dedim elimi kaldırarak. 'Aziz, sahiden de dün gece tanıdığın bir kadının evini bulup gelmen biraz garip değil mi? Konuşmak istiyorsan ille de evime mi gelmen gerekirdi?'

'Haklısın,' dedi mahcup bir surat yaparak. 'Ne bileyim, biraz heyecanlı davrandım galiba.'

'Neye heyecanlanıyorsun birader?' dedi Gökmen ona doğru diklenerek.

'Gökmen,' dedim yüksek sesle, 'bir sakin olur musun sen artık?'

Elinde az önce Aziz'den aldığı çiçeklerle kızgın boğa gibi duruyordu. Ben zaten gerilmiştim, Gökmen daha da geriyordu.

'Beş dakika versen yeter.' dedi Aziz, 'şu karşıdaki parkta konuşabiliriz.'

Gökmen sinirli bir nefes verdiğinde ben de elimle yüzümü ovaladım. Açıkçası rahatsız olmuştum fakat ne konuşmak istediğini de merak ediyordum. Beş dakika konuşup kesmek istiyordum muhabbeti.

'Tamam,' dedim başımı sallayarak, 'sen in, geliyorum birazdan.'

'Ya Yazgı,' dedi Gökmen sinirle, 'ne konuşacaksın bununla? Gelmiş sapık gibi evini bulmuş zaten.'

'Ne sapığı ya,' dedi sonunda sesi yükselen Aziz. 'Sana ne oluyor anlamadım. Karışmazsan sevinirim. Şu çiçeklerimi de ver.' diyerek Gökmen'in elinden çiçekleri alıp bana uzattı. Anlamsız bulduğum atışmaları beni huzursuz ederken çiçekleri aldım.

'Yazgı,' dedi Gökmen, 'konuşma şununla.'

'Gökmen,' dedim, 'lütfen sen de uzatma. Konuşalım bitsin işte.'

Yıldızlara BakalımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin