1. Bölüm

258 17 1
                                    

Ağzımdan bardak dolusu kan kusarken tükürdüm. Sırtıma bir kez daha elindeki zincirle vurduğunda inledim ve kesik kesik nefesler almaya başladım.

Yukarıdan sarkan zincirler elimi sarmıştı. Zincirlerin ucundaki  kelepçeler sıkıca bileklerimi tutarken dik durmaya çalışıyordum. Ama parçalanmış sırtım buna izin vermiyordu.

Kelepçeler bileklerimi hafif keserken çenemi yukarıya kaldırdım.

O adam tam karşıma geçti. Yüzündeki sadist sırıtmasıyla bana bakıyordu. Başımı çevirip ona bakmamaya çalıştım.

Çenemi kanlı elleriyle kavrayarak "Bana bak Oğuz eğer o başını bir daha çevirirsen çevirebilecek bir başın kalmayacak tamam mı oğlum."

Sinirden sıktığım dişlerimle orantılı olarak gözlerimi sıkıcı yumdum.

"Babana iyi geceler demek yok mu?"

Yalandan büzdüğü dudağına karşılık sol gözümün nehri bir akarsu olup intihar etti ve elmacık kemiğimden çeneme doğru süzüldü.

Midem bulanırken sessizce fısıldadım. "iyi geceler."

Gecenin karanlığına hapsolmasını istediğim adam. Babam.

Sırıtarak rutubet kokan ve örümcek ağlarıyla kaplı olan bodrumdan çıktı.

Bense o bodruma hapsoldum.

Çünkü Oğuz lanetliydi.

O çıkar çıkmaz dizlerimin üzerine çöktüm. Ellerim zincirlerden dolayı yukarı kalkıktı.

Sırtım paramparçaydı. Her yeri. Ama birazdan iyileşecekti, biliyordum.

Birazdan annem olacak kadın bana acıyacak ve pansuman yapacaktı. Yarın tekrar parçalanacağını bildiği halde.

Beni bu yerden kurtarabilecek kimse yoktu. Neden mi? Ben bir ölüydüm çünkü.

Hayır, mecazen değil. Resmi olarak bir ölüydüm. Öldü gösteriliyordum.

O yüzden benim için çabalayan kimse yoktu.

Hiç kimse.

OğuzHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin