38. Bölüm

37 7 2
                                    

İntihar.

7 harf. 3 hece. Tek kelime.

Bu kavram hayatımı uzun kollarıyla sarmış boğuyordu. Derin nefesler aldığımda yüzüne bakamadım Atlas'ın.

Utanıyordum. Bileklerime baktım.

Hala çizik doluydu. Göğsümdeki yaraya baktım. Bunu ben nasıl yapmıştım?

Sinirlenince veya kriz geçirince neyi neden yaptığımı bilmiyor, kavrayamıyordum. 2. İntihara teşebbüsümdü fakat yine pişman olmuştum.

O an intihar etmiştim çünkü o an ne istersem yapabilirim diye düşünmüştüm. O an ölmek istemiştim. Tedavi olmam gerekiyordu.

Gözlerimi yavaş yavaş Atlas'a çevirdiğimde gülümsüyordu. Beni suçlamıyordu. Gerçi ne zaman suçlamıştı ki?

"Beraber atlatacağız." dedi içimden geçeni okumuş gibi.

Başımı salladım hafifçe. Beraber atlatacaktık fakat benim psikolojik bir destek görmem şarttı. Ve sanırım bunu da akıl hastanesinde gerçekleştirecektim.

Ama orda nasıl yapacaktım. İzbe bir bodrumda hayatta kalmıştım, ama akıl hastanesi o bodrumdan daha çok ürkütüyordu beni.

Bir sürü deliyle bir arada...

Kabus gibiydi. Ama dayanmalıydım. Her kendimi öldürmek istediğimde bunu yapıp sürekli pişman olmaktansa buna katlanmalıydım.

Ela gözlerimi Atlas'a çevirdim. "Akıl... Hastanesine gitmem gerekiyor. Tedavi olmam gerekiyor... Ama tek başıma nasıl yapacağım bilmiyorum." dedim ellerimle yüzümü kapatırken.

"Tek başına değilsin." diye fısıldadı. Doğru. Tek başıma değildim. O vardı, Rasim amca, Yağız abi... Sevenim vardı bir sürü.

Peri kızım...

Tek başıma değildim. Yapabilirdim.

Yapacaktım, başaracaktım.

OğuzHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin