43. Bölüm

33 5 0
                                    

Yutkundum. Başımı yavaşça kaldırarak Lavinya'ya baktım. "İşkence mi?" diye mırıldandığında bakışlarımı çektim.

"Hı hı."  dedim geçiştirerek ve ayağa kalktım. Bu konu hakkında konuşmak istemediğim gayet açıktı ama o bunu yok sayarak "Bana bundan bahsetmemiştin?" dedi.

Nefesimi vererek "Tanıştığım rastgele insanlara hayatımdaki önemli detayları vermiyorum. O yüzden sana söylemedim. Ağzımdan kaçtı, unut bu konuyu ve daha fazla uzatma" dedim hafif ters bir sesle.

Belki abartmıştım ama bu konu benim hassas noktamdı ve ağzımdan kaçırdığım için rahatsız olduğum da ortadaydı.

Başını salladı ve bir şey demeden gitti. Biraz pişman olmuştum fakat bunu düşünmemi guruldayan midem susturdu.

"Seni doyuracaktık değil mi?" diyerek yürümeye başladım. Yemekhane yemekleri vardı.

Biraz çorba ve peynirli makarna alarak bir masaya oturdum. Yemeği yerken midemi bir bulantı esir almıştı. Son zamanlarda iştahım bir geliyor bir gidiyordu.

Zar zor yemeğimi bitirdiğimde odama geçtim. Sürahimden bardağa su oldurarak büyük yudumlarla içtiğimde suyum yine bitmişti. Doldurmaya üşendiğim için boşvererek yatağıma uzandım. Günler geçmiyordu, geçmeyecekti. Bugün Atlas gelecekti. Onu beklerken biraz dizi izlemek iyi olabilirdi.
___

"Oğuz"

Atlas'ın sesini duymamla başımı kahvemden ayırıp Atlas'a baktım ve hızla ayağa kalktım.

Yanıma geldiğinde sıkıca sarıldık. "Burda iyi misin? Yataklar rahat mı? Sana iyi bakıyorlar değil mi eğer değilse başka bir yere gidebilirsin hem-"

Cümlelerini ardı ardına sıralarken elimle onu durdurdum.

"Hey, iyiyim sorun yok." dediğimde başını salladı.

Az önce kalktığım masaya tekrar oturduğumda o da karşıma oturdu.

Siyah kolluklarım her zamanki gibi kollarımdaydı. Uyumak harici hiç çıkarmıyordum.

Artık alışmıştım.

Atlasla konuşmaya başladığımızda havadan sudan konuşuyorduk. Konuşmamız bir sandalyenin çekilmesiyle bölündü.

Bakışlarım sandalyeyi çekip oturan kişiye döndü. Hadi ama...

Kızıl kafa?

OğuzHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin