29. Bölüm

37 6 0
                                    

Gözlerimi hafif bir baş ağrısıyla açtığımda hemen etrafıma bakındım. Belki gitmemişti, belki hep benimle kalıcaktı.

Ama gördüğüm boşluktan ibaretti. Atlas yatak döşek hastaydı. Hastanede bir odada yatıyordu ve yanıma gelmesi zordu. Sürekli ateşi yükseliyor serumlarla uyanık kalabiliyordu. Önceden de gripleri ağır geçerdi, şimdide.

Sol kolumun üst tarafında hissettiğim yanmayla hafifçe inledim. Kısakollumun kolunu hafif sıyırdığımda gözlerim kocaman olmuştu. Yutkundum hafifçe.

Peri kızımın dokunduğu yerde küçük, mor bir iz vardı. Ama o benim hayallerimden ibaretti... Bu nasıl olurdu.

Peri kızımdan kalan bu ize gülümserken kapımın çalınmasıyla doğruldum.

"Gel." dediğimde doktorum girmişti odaya. Yüzüm anında soldu. Şizofreni başlangıcındaydım...

"Nasılsın Oğuz?" gülümsemeye çalışıyordu ama pek başarılı değildi.

"İyiyim." dedim düz sesimle. Derin bir nefes alarak hemen konuya girdi.

"Oğuz, biliyorsun tümör için bir tedaviye başladık ve ameliyat olacaksın. Ama bunun için önce halisünasyonlarının sonlanması gerek. Onun haricinde sinirlerin tedavi olmana izin vermez. Ve... Üstün seviyede bir psikolojik tedavisi alman lazım."

Alabilirdim. İyi bir psikologla anlaşabilirdim. Bunda bu kadar abartacak ne vardı ki.

"Önerebileceğiniz bir psikolog var mı?" Umursamaz sesimle konuştuğunda başını iki yana salladı.

"Oğuz psikologtan bahsetmiyorum. Daha, çok daha yukarda bi tedavi."

"Açıkça söyler misiniz?" dediğimde başını salladı ve konuştu.

"Oğuz... Tamamen iyileşebilmen için bir akıl hastanesinde tedavi görmen gerekiyor."

OğuzHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin