18. Bölüm

65 11 2
                                    

Elimdeki bitki çayını Atlas'a uzattığımda "Hepsi bitecek." dedim.

Öksürerek çayı aldığında bir yudum aldı. "Tadı İğrenç" demesini takmadan "bitecek o" diyerek lakosumun üstüne bir sweat geçirdim.

Okula gidecektim, her ne kadar gitmek istemeyin Atlas'ın yanında kalmak istesem de kabul etmemişti. Mecburen gidecektim.

Çantamı omzuma takarken tekrardan "Emin misin?" diye sordum daha önce milyonlarca kez sormama rağmen.

Baygın bir şekilde başınu sallayarak  "Evet! Hadi git artık düşünme beni." dediğinde ona ters ters baktım.

"Tamam hadi gidiyorum. Geldiğimde iyileşmezsen benim kaldığım hastaneye gidelim. Melek hemşireye bir görün de ilaç yazsın." dediğimde başını sallayarak onayladı beni.

Sonunda ayakkabılarımı giyerek evden çıktığımda okula doğru yürümeye başladım. Canım yürümek istiyordu, hem hava da çok güzeldi.

Yaz gelmiş geçiyordu. Hatta bitmişti bile, son bahara girmiştik. En sevdiğim mevsimdi.

Sararmış yaprakların dört bir yanını sardığı parklar, etrafta dolaşan kediler, yağmur eşliğinde müzik dinleyerek yürümek...

Verdiği enerji mükemmeldi.

Saate baktım. Okulun başlamasına daha vardı. Okulun yanındaki parkta biraz oturabilirdim sanırım.

Parka vardığımda sararmış yaprakların çevrili olduğu bir banka oturdum. Çantamı yanıma koyarak uzun zamandır başlamak istediğim kitabı aldım elime.

Bilinmeyen bir kadının mektubu.

Açıp okumaya başladığımda yaklaşık 10 dakika geçmişti. Gözüm istemsizce sağa doğru kayarken hemen tanımıştım kumral saçları, yeşil gözleri ve mükemmel güzellikte olan gamzeleri.

Peri kızım yanıma gelip bankı gösterdi. Oturabilir miyim diyordu. Hemen yana kayarak ona yer ayırdığımda oturdu. Gözü elimdeki kitaba kaydığında ellerini kaldırdı ve "en sevdiğim modern klasiklerdendir." dedi.

Gülümsedim. Sanırım benim de öyle olacaktı.

Bir süre orda oturduk sessizce. Sonra ben çantamı alıp ayaklandığımda "okul, okula geç kalmayalım." dedim. Başını salladı ve elini sallayara gitti. Neden beraber gitmek istememişti? Anlayamıyordum, parçaları birleştiremiyordum.

Başım şiddetle ağrımaya başladığında elimi başıma götürüp banka bıraktım kendimi.

Bir süre o adamın boğuk seslerini duydum kafamın içinde. Ağrı yavaşça geçtiğinde derin bir nefes alarak kalktım ve okula doğru yürümeye başladım.

OğuzHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin