24. Bölüm

53 9 0
                                    

Islak saçlarımı kurularken hasta olmama ihtimalimin çok az olduğunu biliyordum.

Mezarlıkta fazla kalmıştım, kardeşimin yanında fazla kalmıştım ve pişman değildim.

Ürperdiğimde ruhumu hissettim. O izbe bodrumda hala hapis olan ve kurtarılmayı bekleyen ruhumu.

Siyah saçlarımın uçlarından damla damla sular damlarken hastane yatağının yanındaki masada olan telefonumun melodisi odayı doldurmuştu. Gidip telefonu açtığımda Yağız abinin sesi karşıladı beni.

"Oğuz! Neden bu durumdan çok sonra haberim oluyor? Neyse bu durumu yanındayken konuşacağız. Müsaitsen yanına geleceğim."

Endişeli sesi sonlara doğru normale dönerken konuştum. "Müsaitim Yağız abi. Gelebilirsin istediğin zaman. Ha birde şey, Beren buradaysa onu da getirebilir misin?" dediğimde yutkunma sesi duydum. Beren çok sık hastalandığı için çoğu zaman hastanede olduklarını biliyordum.

"Beren şuan pek müsait deği-"

"Abi! Bende geliyim nolur! Sadece 5 dakika." Yağız abinin sesi küçük kız çocuğunun sesiyle bölünürken derin bir nefes alma sesi duydum Yağız abiden.

"Sadece 5 dakika." diyerek telefonu kapattığında yatağa oturdum ve beklemeye başladım.

Yaklaşık 2/3 dakikanın sonunda kapım tıklatıldığında "gelin." dedim.

Önce Yağız abi göründü kapıdan. "Gelin abi." dediğimde içeri girdi. Elini tuttuğu küçük kızı gördüğümde şaşkınlık bedenimi ele geçirdi ve dudaklarım aralandı.

Gördüklerimin gerçek olmamasını diledim. Başında bir bandana bağlı olan, küçük bedeni aşırı zayıflamış ve hastane kıyafeti giymiş 6 yaşlarındaki kız.

Yutkundum.

Yağız abinin titrek nefesinden sonra konuşması odayı doldurmuştu.

"Lösemi..."

OğuzHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin