42. Bölüm

36 5 0
                                    

Lavinya.

Çok güzel bir isimdi. Fazla güzeldi. İsmim onunkinin yanında soluk kalırken başımı salladım.

"Memnun oldum kızıl kafa."

"Ama benim ismim Lavinya! Artık biliyorsun." dediğinde gülümsedim hafifçe.

"Olsun. Kızıl kafa daha güzel. Öyle değil mi Lavinya?"

İsmini dudaklarımın arasından duymasıyla yavaşça kıvrıldı dudakları, gülümsedi tatlıca.

"Yani, sanırım." diye mırıldandı. Neyse ne. Onu her zaman görmeyecektim. Tanıştığım sıradan biriydi işte.

Ayağa kalkıp "Ben kalkıyorum. Sonra görüşürüz." dedim lafın gelişi. Görüşüp bir muhabbetimizin olacağını düşünmüyordum açıkçası.

"görüşürüz." dediğinde karton bardağı geri dönüşüm kutusuna atıp yukarı odama çıktım. Uyumak istiyordum, uykumu alamamıştım. Kapımı kilitleyip yatağa yattığımda gözlerimi kapadım. Uykunun yumuşacık kollarına kendimi bıraktığımda kuşlardan daha özgür hissediyordum.
___

Gözlerimi yorgunlukla araladığımda köşedeki telefonumdan saate baktım. 15:26.

Oldukça uyumuştum. Esneyerek kalktığımda karnımdan gelen gurultuyla karnıma baktım.

"Hadi seni doyuralım."

Odadan çıktığımda merdivenlere yöneldim. Aşağıya inerken hafiften süzülen kızıl saçları gördüğümde bunun Lavinya olduğunu anladım.

Arkası dönük olduğu için beni görmezken son 3 basamak kala ayaklarının birbirine dolandığını gördüm.

"Lavinya! Düşeceksin-" derken bir yandan kolundan tutmuştum düşmemesi için. Ama işler istediğim gibi gitmemişti.

Lavinya yanlışlıkla kendisini benimle beraber aşağıya çektiğinde ikimiz de yeri boylamıştık.

Son 3 basamak kala yere yapıştığımızda Lavinya acıyla inledi.

"İyi misin." dediğimde kolundaki kızarıklığı gördüm.

Bir anda gülmeye başladığında bende onun gibi gülmeye başladım. Komik bir durumdaydık.

"İy... İyiyim" kahkahalarının arasından konuştuğunda bende kolumdaki sızıyla gülmeyi yavaşça kestim.

Kolum merdivene sürtüğü için hafif soyulmuştu ve kanıyordu.

"Sen iyi misin?" kolumu gördüğünde endişeyle sorduğu soruya hafif gülerek cevap verdim.

"Ohoo, ben kaç ay işkence gördüm senin haberin var mı? Bu mu etkileyecek beni?" dediğimde hala gülüyordum.

Ona baktığımda bakışları durgunlaşmıştı.

Bir dakika, Ne demiştim ben!?

İşkence gördüğümü ağızımdan kaçırmıştım. Stresten parmaklarımla oynarken o hala durgun gözlerle bana bakıyordu...

OğuzHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin