9/ Baba mı?

536 37 11
                                    

Poyraz B - Tek amacım var, o da; seni asla kaybetmemektir yavrum.

****

Vurgun'dan!

  Öz annem sevmemiş hatta bedenime dokunma uğrunda beni defalarca paslı bıçakla bıçaklamıştı. Tahminî Cihangir babam olmasa o gün orda ölmüştüm çünkü beni o çekip almış...

Ölümüm an meselesiymiş, doktor zor gibi şeyler demiş. Cihangir babamsa Ne olursa olsun yaşayacak, doktor o çocuğu yaşatacaksın yoksa bende seni yaşatmam! diyip tehdit etmiş, o an ilk defa biri benim için rest çekmiş... Ölmeyim diye doktoru tehdit etmiş, uyandığımdaysa beni kurtardığını vede asla bırakmayacağını filan söylemişti. En önemlisi de sözünü tuttu, beni bırakıp gitmedi. Eğitimler verdi, öz annem ahlaksızca dokurken o beni korudu. Bir altınmışım gibi sakladı, herkesten ayrı tuttu. Bana bu dünyada bir tanecik olsun güzel birşey olabileceğini gösterdi.

  Düşünce kaldırdı, dayanak oldu. Sevdi, düşmeme izin vermedi. Onun sayesinde dostum oldu, Zemheri'yi tanıdım. Bana iyi bir dost, kardeş buldu. Onu da yanımıza almak istedik ama o kardeşleri için kalmayı istedi. Ama adalet yok ki, onun sevdiği çocuklar onu her an kırıp döktü. Canını her defasında daha fazla yaktılar, o ise buna rağmen onlar çocuk, neyin doğru neyin yanlış olduğunu bilemezler. diyip onları savundu, sevdi ama sevilemedi. Tıpkı eskiden benim durumun gibi, ben annemi severken onun beni öldürmesi gibiydi. Çok acıydı, paslı bıçak iziyse hâlâ karnımda iz olarak duruyordu. Geçmemişti, izi gitmiyordu. Dikişlerim çoktu, bu yüzden midir bilemem ama geçmemişti. Her kıyafetimi değiştirmek için adım atınca o iz direk gözüme batardı. Aklıma o acı, iğrenç ânım gelirdi. Bedenimde olduğu kadar da ruhumda oluşan vede asla geçmeyecek olan derin yaralarım vardı...

Ama en acısı da bunu bana verenin bizzat annem oluşuydu, o beni maf etmişti. Şimdiyse kendisi eşinin öldürmesi yüzünden toprak altına gitmişti. Yani olan yine bana olmuştu, canım çok yanmıştı. Karnımda ki iz bazen sızlar gibi olurdu bende elini bastırırdım, peki ruhumda ki izlere nasıl elimi bastıracaktım? Bunu nasıl yapacaktım da acım hafifleyecekti?

Oysa öz babamı bulunca bu şeyleri yüzüne çarpacaktım. Senin karın bana tecavüz etmeye kalktı diyecektim ama o benim dengemi bozmuştu. Çünkü o benden yeni yeni haberdar oluyor, beni ölü sanıyordu. Şimdi ben bu adama nasıl kötü davranacaktım ki?

Yazar...

Vurgun dolan gözleri yüzünden ona sarılan babasına biraz daha sokulmuştu. Poyraz Bey ise sanki acısını anlarmış gibi onun başını göğsüne gömüp saçlarını okşamaya başlamıştı. O an kimseden çıt çıkmamıştı, sadece ona acıyla bakmıştılar çünkü onun geçmeyen yaraları vardı ve en derindeydi.

Poyraz B - Geçecek!

Dedi nazikce saçlarını severek, Vurgun ise gözlerini kapatıp ona sığındı, annesinin verdiği acıdan kaçar gibi öz babasına sığındı. Derdini bu gecelik olsun o yüklensin istemişti çünkü çok yorulmuştu, dayanamıyordu. O anda gözünden akan yaşla gözlerini sıkıca kapatıp dudağını dişlemişti, bunu gören Uluç ise yutkunmakta zorlanmıştı. Kardeşi acı çekiyordu, hem bedenen hemde ruhen büyük yaralar almıştı. O an kardeşinin elini tutmak istemişti, fakat eli titriyordu, bunu yapamıyordu.

Poyraz B - Geçmeyecek ama hafifleyecek, en azından ilk günkü kadar acımayı kesecek!

V - Ama acıyor!

Diyince hepsinin gözleri dolmuştu çünkü sesinde ki acı kalp yakar cistendi. Sesi ağlamaklıydı, bu yüzden de ağzından başka birşey çıkmamıştı. O gece ev sessizliğe büründü, acıların sessizliğinde boğuldu...

Kral'ın Prensi! ( Mafya Serisi 3) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin