Belki Azad ölmemiştir, olamaz mı?

161 28 26
                                    

Zemheri'nin mevlid...

Imam onun hakkında konuşurken Vurgun dahil herkesin gözleri dolmuştu. Resmen onun için dua okuyacaktı, gömülmüştü. Vurgun şuan Erez'in yanında oturuyordu, gözüyse arada ona kayıyordu. Kardeşine benzeyen bu genç onun için azda olsun dayanaktı. Erez'nin ise dua başlayınca gözünden bir damla yaş akıp gitmişti. Acısı derindi, geceleri kardeşini görüyordu, şuan bile yanında gibi hissediyordu. Ama yanında filan yoktu, o çoktan gideceği yere gitmişti. Hemen göz yaşını silmişti, kendi ölümü beklerken ikizinden olmak ona iyi gelmemişti.

Kenan Bey ise oğlunun ölümüyle sessizliğe bürünmüştü, o ölü bedeni gördükten sonra eskisi gibi güçlü biri olamamıştı. Gözleri, gülüşü o herşeyiyle hâlâ gözleri önündeydi. Ama zamanla o da kaybolacaktı, sesini bile zamanla unutacaktı. O bunu istemiyordu, yapamazdı ama aileye bir acı daha veremezdi.

Zait - Baba!

Kenan B - Mavimi özledim. 

Zait -  Sarışın'ım gitti babam, o bizi bırakıp gitti. Niye gitti?

Dedi başını onun omzuna yaslarken Kenan Bey ise onun kendine çekip sıkıca sarmalamıştı. Zait ise gözünden akan yaşla şunu fısıldamıştı.

Zait - Sarışın'ım geri dönsün baba, ne olursun dönsün...

V - Erez iyi misin?

Diyince hepsi direk ona bakmıştı çünkü o Zemheri'nin son emanetiydi. Hapse girerken bile onu aileye emanet etmişti, Erez ise başını iki yana sallayıp daha çok ağlamaya başlamıştı. Kenan Bey ondan ayrılan Zait ile hemen kalkıp Erez'i alıp ordan ayrılmıştı. Belli ki o iyi değildi, nefes alamıyor gibiydi.

●●●●

Kenan B  - Tamam birşey yok, sakin ol bebeğim.

Dedi oğlunun saçlarına uzun bir öpücük kondurarak, Erez ise yüzünü onun boynuna gömüp gözlerini kapatmıştı. Resmen nefesi yetmiyordu, içinde deli gibi fırtına kopuyor ama geçmiyordu. Vurgun ise kapıya yaslanmış şefkatle ona bakıyordu, bu genç ona kardeşinin emametiydi. Evet o Erez'i herkese emanet etmişti, yıldızlara bile emanet etmişti. Ama önce Allah'a emanet etmişti, onu korusun diye hapiste namazlar kılıp onun için dua etmişti.

Erez - Baba bu nasıl geçecek, bu nasıl b-biter?

Kenan B - Bilemiyorum bebeğim, ilk defa geçecek demek bile zor geliyor. Içim acıyor, sen o gibisin ama hem saçın hemde kokun farklı...

Erez - Azad'ı özledim! Ben onu yanım da hissediyorsun ama göremiyorum, sesi kulağımda ama birşey diyince karşılık alamıyorum. Adını desem bana seslendiği anlar aklıma geliyor ama göremiyorum. Ona sarılamıyorum, anlına dudaklarını bastırıp uzunca öpemiyorum.

Diyip durdu sonra da acıyla iç çekip yeniden konuşmuştu.

Erez - Azad'ı özledim baba, çok özledim!

1 ay sonra.

V - Merhaba civciv'im.

Dedi mezar taşını severek, ne diyeceğini bilememiş sadece selam vermişti. Bay Marino ise o git dese bile gitmiyordu, şuan bile yanındaydı. Onun halini gördükçe içi yanıyordu, kalbi sızlıyordu.

V - Çok kötüyüm civciv'im.

Dedi yavaş yavaş mezar taşını severek, Karahan ailesi onunla oluyordu ama o son olaydan beri içine kapanmıştı. Kimseyle konuşmuyordu, sadece Zemheri'ye geliyordu.

V - Erez bile dayanamayıp intihar etti ama neyse ki ölmedi, ailen yıkık hâlde ve onun için korkuyorlar.

Dedi zorlukla nefes alarak, gözündense bir damla yaş akıp gitmişti. Kalbi acıyordu, çok açıyordu. Yalaz ne oldu derseniz; o Zemheri'den 10 gün sonra kendini öldürmüştü. Tabi da Vurgun için ikinci bir şok ve acı olmuştu. Resmen Balamir ile 4 kişiydiler ama artık o ekipten tek Vurgun kalmıştı. O da kendi içinde yanmış, sessizliğe bürünmüştü. O da ölümü dememişti ama hep birileri engel olmuştu. Yapamamıştı, izin vermemişlerdi.

Kral'ın Prensi! ( Mafya Serisi 3) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin