1 saat sonra.
Aileyle ve dostlarıyla sarılmış vede iyi olduğunu birçok kez demişti. Çünkü kimse iyi olduğuna inanmıyordu, bunun nedeniyse gözlerinde ki yoğun acıydı. Ah birde kolu askıya alınmıştı, direksiyona çarptığı içinde elmacık kemiği hafif morarmıştı. Dudağı ve kaşıysa patlamıştı hatta kaşından geçen ince bir dikiş vardı. Ama en azından bacakları sağlamdı ve bedenine giren cam filan yoktu. Ama ön cam boydan kırılmış, araba içine dolmuştu. Onu yüzü kan içinde görenlerse çok korkmuştu, tek sesse malesef ki o kasosun çıkartığı yakıcı sesti.
Poyraz B - Bir süre gideceğin yerlere ya şoförle git yada birileriyle git ama tek gitme!
V - Kolum kırık baba, zaten araba kullanamam.
Poyraz B - Olsun ben diyim de... Neyse ağrın var mı?
V - Çok değil, geçer.
Dedi ona bakarken, Poyraz Bey onun yanındaydı ve yavaş yavaş onun saçlarını seviyordu. Onun bakışıyla da gülümseyip saçlarına uzun bir öpücük kondurarak kokusunu dosyasına içine çekmeye başlamıştı. Vurgun ise buruk bir gülümsemeyle şunu fısıldamıştı.
V - Çok güzel kokuyorsun, kahve içesim geliyor.
Poyraz B - Sen bir iyileş ben seni bol bol kafelere götürürüm sonra da karşılıklı kahve içeriz.
Dedi geri çekilerek ama bir an bile onun saçını sevmeyi bırakmadı. Şuan odada tek ailesi vardı, diğerleri kalabalık olmasın diye dışarıdaydı. Bay Marino ise Zemheri ile yine laf dalaşına girmişti, resmen çocuk gibi Vurgun'u paylaşamıyorlardı. Vurgun ise bundan habersizce aileleyseydi, onlarsa koridorda birbirine kedi - köpek gibi dalmaktaydı. Işte o anda oda kapısı çalınca Ateş Bey gel demiş içeriyeyse Kenan Bey girmişti.
Kenan B - Öncelikle geçmiş olsun Vurgun, nasılsın?
V - Iyiyim Kenan amca da dışarıda ki sesler ne?
Kenan B - Bizimki şu Italyan ile dalaşıyor, sorun olmazsa ben onu alayım da eve götüreyim yoksa Italyan'ın saçını başını yolacak gibi bir hali var.
V - Konu ne ki?
Poyraz B - Sen!
V - Ne alaka?
Poyraz B - Çocukça dalaşıyorlar boşver, birde o herif Zemheri'ye çakma sarı dedi.
V - Kenan amca bir vahşet çıkmadan Zemheri'ye götür çünkü o saçına laf diyenlere asla tahammül edemiyor. Inanmazsınız ama o üvey babasını bile sırf saçına laf dedi diye dövmüştür, bu yüzden de Italyan'ın şansı hiç yok. Al git onu!
Kenan B - Tamam, tekrar geçmiş olsun.
Diyip odadan çıkmıştı, sonra da tek oğluyla geldiği için onu alıp ordan ayrılmıştı. Balamir ise biraz daha kalacağını söylemişti, birde şu Italyan ile konuşacağı bir mesele vardı.
1 saat sonra: Kantin...
B - Çok mu aşıksın yoksa oyun mu oynuyorsun?
Bay Marino - Ya sen? O sarıyı seviyor musun yoksa acvuna mı hapsetmek istiyorsun?
B - O benim her şeyim, en önemlisi de gülüm, kalbim..Kim ne derse desin ondan asla vazgeçemem ve onun babası bile bunu bilir! Benim gizlim saklım yok hatta en son kendi babama bile bunu dedim. O ise ilk şaşırdı sonra da ne olursa olsun yanımda olacağını söyledi.
Bay Marino - Bende Serçe'mi seviyorum, şuan tek bilense Poyraz Bey ile Vurgun... Tek ikisi biliyor zaten anlatabileceğim ailem yok, bende kendime aile kurmaya çalışıyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kral'ın Prensi! ( Mafya Serisi 3)
Teen Fiction¥- Insanın en büyük düşmanı sadece kendidir... Dedi siyah gözlü sonra da yanında ki bedene yandan bakıp şunu söylemişti. ¥ - Kendini kendin Azad etmen lazım başkası değil! $ - Yapamıyorsam? ¥ - O zaman tut elimi birlikte azad olalım...