Vurgun çalan telefonuyla hemen açmıştı çünkü Cihangir Bey arıyordu. Çok geçmeden de manevi babasının sesi gelmişti.
Cihangir B - Vurgun'um günaydın!
V - Saat 12 oldu, yeni mi uyandın sen?
Dedi ona merakla bakan aileyi takmadan koltukta geri yaslanarak, Cihangir Bey ise iç çekip şunu söylemişti.
Cihangir B - Aras'ta geldi.
V - Tahmin edeyim seni uyutmak bilmedi!
Dedi kıvrılan dudağıyla, Aras çok yaramazdı hem onu hemde babasını unutmazdı. Bu yüzden de hem o hemde Cihangir Bey artık bıkmıştı. Aras resmen tavuk misaliydi, bir anda uyanıp yanlarında biterdi. Sonra da onları unutmazdı, bazen gece 4 gibi kalkıp oynamak isterdi yada karnı acıkırdı.
Cihangir B - Enerjisi bitmiyor ki veledin, devamlı oynamak istiyor, reddedince de ağlıyor... Vurgun'um ne olur gelde kurtar beni!
V - Napalim be baba? O veledin de kıçında kurt var, yerinde duramıyor ama suç onun değil ki... Tüm suç dedemde, onun yüzünden bunlar.
Cihangir B - Bende biliyorum suçun babamda olduğunu ama adam laftan anlamıyor ki, lakin yakındır yine bulur birini!
V - Baban gibilere halk dilinde birşey deniyordu.
Cihangir B - Vurgun!
V - Baba allah aşkına daha sen bile evlenmedin, O ise 8.'ye gözü dikti. Yav onun yaşındakiler günah çıkartmaya çalışır oysa gerdekte ölmeye çalışıyor.
Diyince Arman kendini tutamayıp gülmüştü, tabi birkaç kişi daha gülüyordu. Vurgun ise duyduğu kızgın sesle dudağını dişlemiş vede şunu söylemişti.
V - Tamam birşey demiyorum, eee sen ne diyordun?
Cihangir B - Eve gel!
V - Sebep?
Cihangir B - Uykusuzum be yavrum, bari sen babana acı!
Dedi tatlı bir tonda, Vurgun ise içinin hoş olduğunu hissedince gülümsemişti. Bunu gören aileyse tebessüm etmişti çünkü gülümsemek ona yakışıyordu. Dudağının kenarında oluşun gamzeyle çok hoştu, Vurgun ise üstünde ki bakışlarla utanmıştı.
V - Ne zaman gidecekler ki?
Cihangir B - 4 hafta sonra...
V - 4 hafta sonra görüşürüz!
Cihangir B - Hayır, lütfen gel. Oğlum acı bana, beni bu iki veledle bir başıma koyma, ne olur yavrum gel hadi!
Dedi ağlamaklı bir sesle, Vurgun ise duyduğu ses tonuyla ağlasa mı gülse mi bilememişti. Çünkü cidden uykusuz olduğu belliydi, sesi huzursuzdu.
Cihangir B - Çok yorgunum, lütfen boncuğum.
V - Peki yarın gelirim ama sırf boncuk dedin diye gelirim.
Cihangir B - Boncuğum benim, prensim.
V - Tamam az nazlan yoksa mazallah biri filan aşık olur sonra başıma bir bela daha çıkar.
Cihangir B - Bu sefer zarar görmeyeceksin, ayrıca evlenmek istemiyorum. Zaten senin gibi bir evlada sahibim yani gerisi önemsiz. Yeniye de gerek yok, sen bana yetersin!
Diyince Vurgun duraksamıştı çünkü ne olursa olsun onu evlenir sanıyordu. Sonuçta daha gençti, evlense evlenirdi. Tabi bu dediklerim Poyraz Bey içinde geçerliydi, gençti yani hâlâ hazırda bir evlilik daha yapabilirdi. Ama istemiyordu, aşka inancı artık yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kral'ın Prensi! ( Mafya Serisi 3)
Teen Fiction¥- Insanın en büyük düşmanı sadece kendidir... Dedi siyah gözlü sonra da yanında ki bedene yandan bakıp şunu söylemişti. ¥ - Kendini kendin Azad etmen lazım başkası değil! $ - Yapamıyorsam? ¥ - O zaman tut elimi birlikte azad olalım...