Zaman Atlaması Vurgun!
Işini sorunsuz halletmiş hatta kendi odasına bile yeni kamera yaptırmıştı. Onu iyi görenlerse mutlu olmuştu sonuçta o bir varisti, yeni patrondu. Hoş zaten 18 yaşından beri patrondu ya...
Neyse şuan evine gelmiş ve direk duşa girmişti çünkü yorgundu. Birde hastane kokusu üstüne sinmişti, ılık suyla yavaş yavaş duş alıyordu.
●●●
Üstünü giyinmiş vede saçını kurutmaya başlamıştı, lakin balkonda ki bedeni görmemişti. O ise kala kalmıştı çünkü onu giyinirken alalen görmüştü. Evet gelen Bay Marino idi, onu son kez görmek istemişti ama gördüğü şeyle bedeni taş kesilmişti. Resmen onu çıplak görmüştü, aradan geçen zaman sonra Vurgun ardına dönünce şokla ona baka kalmıştı. Onunsa yüzünde arsız bir gülümseme oluşmuştu, Vurgun ise kendine gelince direk balkona çıkıp sinirle dişlerini sıkarak konuşmuştu.
V - Sen sapık mısın lan?
Bay Marino - Sen çok güzel!
V - Bak kardeşim beni sınama, defol git ya...
Bay Marino - Serçe'm ben veda etmek istedim, sırf senin için gidecek ben...
V - Az sonra gelir, nolur git çünkü ben daha fazla hasar istemiyorum!
Bay Marino - Gidecek ben sadece izin ver 1 defa sarılayım.
Dedi ona bir adım atarak, Vurgun ise yanaklarını şişirip yana bakmış vede sabır çekmişti. Ama buna şahit olan adam sanki büyülenmiş gibi olmuştu. Hatta birden bire Vurgun'un yanağına ufak bir öpücük kondurunca genç irkilmişti.
V - Napıyorsun sen?
Bay Marino - Sen çok tatlıydın, bende öptü!
V - Öpme ya, allah aşkına sen beni öpme!
Bay Marino - 1 kez sarılayım ve gideyim, lütfen...
Dedi çocuk misali vede tatlı bir sesle, Vurgun ise pes edip izin vermişti. Bunun üzerine adam onu kendine çekip sıkıca sarmalamıştı. Sonra da onun saçlarına uzun bir öpücük kondurarak kokusunu dosyasına içine çekmeye başlamıştı. O anda göğsüne yediği darbeyle gülümsemişti.
V - Öpmek yok dedim!
Bay Marino - Kalbimi yaktın serçe'm, şimdiyse çek git diyorsun.
11. 10.
Bay Marino gitmiş, onun üzerine Vurgun güzel bir yemek yemişti. Sonra da televizyonun başına geçmişti, lakin bu sefer erkenden uyuya kalmıştı. Bir bacağı aşağıda kolunun üzerine yatmış bir hâlde koltukta uyuyordu, o anda kapı açılmış vede içeri Cihangir Kara girip kapıyı kapatmıştı.
Cihangir B - Vurgun'um evde misin?
Dedi ama ses yoktu, bu yüzden de adımları direk salona yol almıştı çünkü ordadır diye düşüyordu. Varınca da onu uyuyken görmüş vede gülümsemeyle onu düzgünce yatırıp ayağından ayakkabısını çıkartmıştı. Sonra da kenara koyup yere düşmüş olan battaniyeyi üstüne örtmüştü.
Cihangir B - Iyi geceler yavrum.
Diyip onun saçlarına uzun bir öpücük kondurmuştu. Sonra da televizyonu kapatıp mutfağa yol aldı çünkü acıkmıştı, bu yüzden de yemek yese iyi olurdu.
6. 10...
Cihangir Bey uyanıp ona güzel bir kahvaltı hazırlamaya başlamıştı. O ise hâlâ uyuyordu, zaten dün yeterince yorulmuştu. Cihangir Bey ise son düşmanına saldırmış vede hepsini kurşuna dizmişti, yani geriye kendi ailesi kalmıştı. Evet oğluna terbiyesizlik yapan ailesini öldürecekti çünkü onlar Vurgun'u aileden atmak istiyordu. Onun aileye soktuğu, baş köşeye koyduğu çocuğu atmak istiyorlardı ama bu olmamıştı. Hatta Vurgun onun yetiştirdiği gibi biri olup ağırlığını ortaya koymuştu. Bende bu ailedenim dercesine onları sözleriyle yerin dibine sokmuştu. Aile öyle bozulmuştu ki anlatamam, o yeni cici babaanne ise dede beyi terk edip gitmişti. Elbette ki para için onunla evlenmişti ama bir anda tek Diyarbakır'da ki konak onlarında kalmıştı. Bu yüzden de kadın ona verilen ne varsa vede evde değerli ne varsa alıp kaçmıştı. Aile birde böyle darbe yemişti, adamsa torunun haklı çıkması yüzünden sinir krizi geçirmişti. Çünkü tıpkı Vurgun'un dediği gibi kadın onu para için seçmişti, aşk filan yoktu. Zaten genç bir kadın yaşlı biriyle niye evlenirdi ki demi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kral'ın Prensi! ( Mafya Serisi 3)
Teen Fiction¥- Insanın en büyük düşmanı sadece kendidir... Dedi siyah gözlü sonra da yanında ki bedene yandan bakıp şunu söylemişti. ¥ - Kendini kendin Azad etmen lazım başkası değil! $ - Yapamıyorsam? ¥ - O zaman tut elimi birlikte azad olalım...