Zaman Atlaması/ Karahan Malikhanesi!
Aile Vurgun'u evine getirmişti, birde kanayan dudağına pansuman yapılmıştı. Bay Marino'nun yaptığı yara yeni kabuk bağlamışken bu sefer de sözde dedesi olan adam yara açmıştı. Lakin onlar malikaneye gelirken onları takip edenler olmuştu, bunlardan biriyse Bay Marino idi. Evet çoktan çıkmıştı, zengin vede bir mafya olunca çıkış yolunu kolay bulmuştu. Hem arkası da sağlamdı, adamın resmen dokunulmazlığı vardı. Zaten herşeyi anında alırım havasına gezmesi de bundandı ya...
Neyse saat şuan 3.10 idi bu yüzden de herkes uyuyordu. O anda Vurgun'un olduğu odanın balkon kapısı açılmış vede içeri Bay Marino girmişti. Bu odanın Vurgun'un olduğunu onu balkonda görünce anlamıştı, şimdiyse hayran olduğu genç uyuyordu. Birkaç dk sonra onu izlemeyi kesip yavaşca yanına yatıp onu kendine çekip sarmalamıştı. Lakin bu ne sıkı ne de gevşek bir sarılmaydı, orta düzeyde sarılmıştı. O anda Vurgun uyanır gibi olunca yutkunarak ona bakmıştı ama neyse ki Vurgun uyanmamıştı. Onun yerine başı Bay Marino'nun boyun girintisine düşmüştü.
Bay Marino - Kalbim, sen ne hoş kokuyorsun böyle!
Dedi onun saçlarına uzun bir öpücük kondurarak, bu barut ve nane kokusu kalbinde kelebek uçurmaya başlamıştı. Mutluydu ama tuttuğu elde yüzlük görünce kala kalmıştı, bedeni kasılmıştı.
Bay Marino - Sen... Sen nişanlı mısın?
Dedi zar zor, kalbiyse deli gibi atmaya başlamıştı ama bu heyecandan değildi. Aksine hüzündendi, zaten çok geçmeden de Vurgun'u uyandırmadan onu kendinden ayırmıştı. Vurgun ise yattığı yastığa sarılıp uykusuna devam edecekken bir an gözünü açınca gördüğü bedenle gözleri büyümüştü. Bay Marino ise az önce ki şeyin şokuyla titrek bir nefes alıp şunu söylemişti.
Bay Marino - Rüya görüyorsun serçe'm, uyu hadi!
Dedi lakin Vurgun anlamıyordu, zaten hemende yerinde doğrulup ışığı yakmıştı. Yanlış duymamıştı, gördüğü mavi gözlü Bay Marino idi. O burada, tamda onun yatağında idi.
V - Oha artık!
Dedi şaşkınca ona bakarak, adam resmen müptezel gibi şimdi de evine dadanmıştı. Öz ailesinin evini bile bulmuştu, buradaydı. Bay Marino ise onun masum sesiyle kalbinin hızlandığını hissederken gülümseyip şunu söylemişti.
Bay Marino - Tam bir bebek gibi, çok tatlı!
V - Sen tutuklandın!
Dedi ama bu sefer cevap yoktu, bu yüzden de kendini rüya da sanmıştı. Ancak ona dokununca kaybolmamıştı, bu yüzden de eli yastığın altına gitmişti. Bununla Bay Marino kaşlarını çatmıştı ama hemen ardından ona çekilmiş olan silahla göz göze gelince irkilmişti. Vurgun ise düz bir sesle şunu söylemişti.
V - Evimde ne arıyorsun, ne istiyorsun benden? En önemlisi de 2. kata nerden girdin be adam?
Bay Marino - Balkon!
V - Canından da mı endişe duymadın, bu nasıl cesarettir? Nerden gelir bu cesaretin?
Bay Marino - Sakin ol, ben zaten gidiyor.
V - Niye burdasın yoksa beni mi takip ettin?
Bay Marino - Korkma sakin ol!
Dedi korktuğunu anlarken, elbette korkmuştu çünkü bir an uyanınca onu görmek ürkmesine neden olmuştu. Sonuçta bu adam onu daha öncesinde zincirle bağlamış, ondan önce de dövüp yerde sürüklemişti. Bir an o şeyi hatırlamıştı çünkü o anlarda bilinci acıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kral'ın Prensi! ( Mafya Serisi 3)
Teen Fiction¥- Insanın en büyük düşmanı sadece kendidir... Dedi siyah gözlü sonra da yanında ki bedene yandan bakıp şunu söylemişti. ¥ - Kendini kendin Azad etmen lazım başkası değil! $ - Yapamıyorsam? ¥ - O zaman tut elimi birlikte azad olalım...