3 gün sonra!
Cihangir Kara'yı canlı gören 2 koruma ölmüştü sonra da Vurgun ile vedalaşıp bir süre daha uzak olmaları gerektiğini söylemişti. Tabi ona dokunan kim varsa tek tek öldürecekti, ilk işiyse kendi babasını öldürmekti. Çünkü o adam Vurgun'a birkaç kez vurmuştu ve o cenaze olayına da tanıktı. Ama orda gördüğü şeyler hiç hoşuna gitmemişti, bu yüzden de Aras dışında tüm Kara üyeleri ölecekti. Onu sağ gören Vurgun ise hem krizi atlatmış hemde daha çok cesaretlenmişti. Şimdiyse evde bir başınaydı, hizmetçiler bile yoktu. Kendi elleriyle yemek yapıyordu çünkü biraz kafasını dinlemesi lazımdı. Lakin onun evde tek olduğunu Cihangir Bey duymuştu bu yüzden de gece ona gelecekti. O ise bundan habersizce yemek yapıyordu, o anda çorbaya hafif su eklerken gözünün önüne nedense annesi gelmişti. Bu yüzden de aniden bırakınca su dökülmüş ve eli yanmıştı.
V - Sikeyim...
Dedi hemen suya tutarak, canı yanıyordu. Bu yüzden de dudağını ısırıp suyu daha çok açmıştı, resmen ufak bir hayali bile ona zarardı.
●●●
Kaza olsa bile sonunda yemek için masaya oturabilmişti, elineyse biraz krem sürmüştü. Bu yüzden de dikkatle yiyordu, kremi silmemeliydi. En azından birkaç dk durması iyi olurdu, o an kapı çalsa bile umrunda olmamıştı zaten tek salonun ışığı yanıyordu. Gelen kimse gidebilirdi, hoş dışarıda kalsa bile onun umrunda değildi ki... Zaten eli acıyordu, bu yüzden de hiç uğraşamazdı. Birde aksi gibi tek parmakları yanmıştı ama neyse ki su toplamamıştı. Sadece yanık izleri vardı, tek tek parmakları izle süslenmişti.
O sırada zili çalan kimse pes etmiş gibi gitmişti, Vurgun ise bunu takmadan zorda olsun ekmek parçası alıp yemeğe başlamıştı. Dudağıysa küçük küçük kabuklar bağlamıştı, ha birde öz olan aileye iyi olduğuna dair kısa bir bilgi geçmişti. Bir süre daha Kara Malikanesinde kalmak isteğini söylemişti, tabi birde herşeyin ona geçtiği... Cihangir Kara yaşasa bile sorun yoktu, zaten önceden de bu şeylerde hakkı vardı. Sadece ailenin geri kalanı bunu onun elinden almak istemişti ama olmamıştı.
2. 50..
Hâlâ uyumuyordu, oturmuş çerez eşliğinde televizyon izliyordu. Ah tabi birde çayı vardı ve bir demlik yapmıştı çünkü uyumak gibi bir düşüncesi yoktu. Bugünü sabah etmek istiyordu, o anda arkadan ona sarılan babasıyla irkilmişti. Evet gelmişti, ona gelmişti.
Cihangir B - Niye uyumadın?
V - Niye geleceğini söylemedin? Hazırlık yapardım.
Cihangir B - Yapmışsın ya, ev boş...
Dedi onun saçlarına uzun bir öpücük kondurarak, genç adamsa başını ona yaslanıp şunu söylemişti.
V - Bunaldım, tek kalmak istedim. Ama iyi ki de geldin çünkü bu seferde sıkıldım!
Cihangir B - Kurban olduğum.
Diyip onun yanağına ufak bir öpücük kondurmuş sonra da kendini onun yanına atmıştı. Ama ondan tarafta olan elinin yanık olduğunu görünce hemen tutup şunu söylemişti.
Cigangir B - Eline ne oldu?
Dedi korkuyla vede hafif okşarken, Vurgun ise buruk bir gülümsemeyle şunu söylemişti.
V - Önemli değil sadece bir anlık hatamla su döktüm.
Cihangir B - Ne demek önemli değil? Ulan seni canın kıymetli, değerlisin!
V - Sen yaparken değil miydi? Sende beni ordan burdan hep attın, ölümle burun buruna getirdin ama ölmeme de izin vermedin.
Cihangir B - Özür dilerim bebeğim!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kral'ın Prensi! ( Mafya Serisi 3)
Teen Fiction¥- Insanın en büyük düşmanı sadece kendidir... Dedi siyah gözlü sonra da yanında ki bedene yandan bakıp şunu söylemişti. ¥ - Kendini kendin Azad etmen lazım başkası değil! $ - Yapamıyorsam? ¥ - O zaman tut elimi birlikte azad olalım...