Bir kapı kapandı diye üzülme,bin tane açılır yerine..
..
Gördüğüm sahne karşısında resmen kusacaktım.Sevgilim olan Gökhan şuan bir kızla öpüşüyordu.Kızımı dövsem Gökhan'ı mı bilemediğim için gözyaşlarıma hakim olamamıştım.Kendiliğimden yere düştüğümde Gökhan beni o zaman görmüştü.Biranda ne yapacağını bilemeyip koşarak yanıma geldi ve 'Duru sevgilim sen herşeyi yanlış anladın'diyerek elimi tutmaya çalıştı.Ama ben anında geri çekip bir tane tokat atarak ağaçtan yardım alarak ayağa kalktım ve herşey bitti Gökhan aptalı diyerek oradan ayrıldım.Gözyaşlarıma hakim olamıyordum.Gökhanı sevmiştim.O diğer erkekler gibi değil diye düşünmüştüm ama oda kesinlikle 'diğer'erkekler gibi çıkmıştı.Pislik!
Saydırarak ve etrafıma bakınmadan nereye gittiğimi bilmeyerek öylece yürüyordum.Sonunda ana yola çıkmıştım.Gözlerim taksi ararken karşıdan sarı bir arabanın geldiğini gördüm.Gecenin geç saatleri olduğu için İstanbul trafiğinden eser yoktu.Gelen taksiye dur işareti yaparak sağ kapıdan tam binecekken sol kapıdan da bir yakışıklı,daş,taş,kaya,meteor,mükemmelist olan bir çocuğun bindiğini görüp anında bende bindim.
-Yavaş be kızım araba sallandı.
sanane be salak diye trip atmak isterdim ama çocuğu tanımıyordum bile.'ama tanımak istiyorsun Duru' sus iç ses.Diyerek çocuğa;
+sanane ya insene dedim.
-senin hayvanlığın yüzünden arabada yer kalmadı zaten diyince diyecek laf bulamayıp sustum.Aslında gayet inceydim.57 kilo idim.57 kilo şişkomu oluyordu acaba erkeklerin dilinde?Diye düşünürken susup taksiciye evin adresini verdim.O çocuk beni anında durdurup başka bir adres vererek o tarafa gitmesini söyledi.Taksici bir bana bir de o çocuğa bakarak soru sorar gibi bir gözle baktı.Öf ama yeter ya diyip duygu sömürüsü yapıp ağlamaya başladım.Aklıma yine Gökhan gelmişti.Çocuğun ağlamama kıyamayıp benim adresime gitmesini beklerdim(!)ama hiç umursamaz bir şekilde adama işaret parmağıyla kendi adresine gitmesini söyledi.Tam bir öküzdü,bir anda anında bağırıp (cırlayıp)benim adresime gidilecek dediğimde çocuk kulaklarını tutup taksiye nereye istiyorsa götür şunu diyerek yüzünü buruşturdu.'Oha çocuk şu şekilde bile tatlı'Yahu sen sussana iç ses diye kendimle kavga ederek cama yaslanıp dışarda ki insanlara bakmaya başladım.Aklıma Gökhan gelince gözyaşlarımı tutamayıp ağlamaya başladım ama sessiz.O çocuk benim ağladığımı görünce;
-adın ne senin çirkin kız?dedi.
Nerem çirkin be benim.Gökyüzü mavisi gözlerim açık kahve saçlarım vardı.
+Duru senin?
-Sarp.
Yuh ya çocuğun yakışıklı olması yetmezmiş gibi adı da güzeldi.Sarp'ın kahverengiye dönen baya açık gözleri vardı.Çok derin anlamlar içeriyor gibiydi.Sahte bir şekilde gülümseyerek cama tekrardan yaslandım.Gözlerimi Sarp'ın seslenmesi ile açabilmiştim.Ne yani uyumuş muydum?Gözlerimi açıp Sarp'a salak salak bakarak teşekkür ederek arabadan indim.Bir şey unutmuş gibiydim ama neyse diyerek bizim siteye girdim.Eve bizim külüstür kapı sağolsun paldur kültür girmiştim.Annem sinirle bana bakıyordu.Ayakkabılarımı içeri alarak annemin karşısına geçtim.
-saatin kaç olduğundan haberin var mı Duru hanım?
+bilmem ki dedim masum bir şekilde.Özür dilerim anne Gökhan'dan ayrıldım zaten dedim üzgün bir şekilde.
-sevgilin olduğunu bilmiyordum.
+artık yok iyi geceler diyip annemin yanağını öperek odama girdim.Telefonumun şarjı bitmişti.Şarja takıp pembe geceliklerimi giydim.Ve telefonu elime aldım.38 mesaj mı?Afedersiniz de..çüş gerçekten.Bana lan bana.Duru Aydın'a.Açıp baktığımda Gökhan olduğunu gördüm.Defalarca özür diliyordu.Bana şans ver falan filanlar.Bende hemen gökhana mesaj attım.'Hayvanı adam edemem.Onun aklı yoktur.Şans insanlara verilir.Ve şansı aptallar verir.Hadi yolun açık olsun 'diye bir mesaj göndererek telefonu kapatıp derin uykuya daldım.Gökhanı unutmam gerekti.O pislik unutulması gerekilenlerdendi..Gözlerimi açtığımda sabah olmuştu.Bugün cumartesiydi.Hemen kalkıp yüzümü yıkayıp telefondan Seray'a mesaj attım.En yakın dostuma.'saat 13.00 da sitenin önünde ol'diyerek kalkıp hemen mutfağa gittim.Öyle çok yemezdim.Bir ekmek alıp onu kuru kuru yemeye başladım.Odama gelip üstümü çıkardım.Altıma siyah şortumu üstüne salaş gece mavisi bluzumu giyerek saçımı yaptım.Saat 13.00 da aşağı indiğimde Seray'a sarılarak bugün ne yapalım dedim.Seray:
-Duru ya bir yer duydum,Akınlar yeri.
+Orası neresi?
-ya işte milletin takıldığı yer diyip kolumdan çekiştirip bir taksiye bindik.Ve Seray'ın dediği 'akın' adlı yere geldik.İçeri girerek bir masaya oturup kahve sipariş ettik.Gözlerim çevredekilere bakarken bir anda kafamı menünün altına sakladım.Yanlış görmedim dimi?Sarptı o.Evet,başka kimse bu kadar yakışıklı olamazdı.Seray bana şaşkın şaşkın bakarken bişey yok diyip gülümseyerek ona baktım.O Sırada kahve gelmişti zaten.Kahvemi içerken Gözlerim Sarpların oraya kaydı.Sarp kolunu sarışın bir kızın omzuna atmıştı.Demek sevgilisi vardı.Kızda fena sayılmazdı hani.Ben tam önüme döneceksen Sarp beni görmüştü ve gözleri iri iri açıldı.O açınca açık kahve gözleri iyice ortaya çıkmıştı.Harika gözleri vardı.Bende anında yüzümü çevirip Seray'a döndüm.Yanımıza birilerinin yaklaştığını farkedince hiç umursamayıp kahvemi içmeye devam ettim.Sonra aklıma fotoğraf çekmek geldi.İnstagrama atardım.İnstagram önemli.Tam telefonumu çıkarırken Sarp yanımıza geldi ve bir kaç kişi daha:
-Naber Duru ya ? Dedi sırıtarak.
+iyi sen dedim sessizce, ordan sarışın kız Sarp'a:
-sevgilim hadi almaya gidelim diyordu.Sarpta eliyle dur işareti yaparak bana döndü:
- bu kim dedi Seray'ı sorarmışcasına.
+Seray dedim.Bak Seray bu Sarp.Sarp bu Seray diyerek gülümsedim.Tekrardan o kız Sarp'a:
-hadi ya almaya gidelim diyordu.En sonunda dayanamayarak
+hayırdır beyin mi alacaksın diyip gülüp Seraya döndüm.
-Beyin alacaksam sanane ki.Dedi sinirle o kız.
+hani senin beynin yok ya Sarp'a soruyorsundur belki beynin yan etkisi var mı diye diyip göz kırpıp önüme döndüm.Kız kalakalmıştı.Duru ablanızda da var iyi laflar.
-Bana bak kızım diyip omzuma elini koyunca bir anda yerimden Kalkıp:
+o elini indir,ayarı yok diyip Seray'a gidelim işareti yapıp tam çantamı alacaktım ki kız:
-indirmiyorum!Napıcaksın?
+Yelloz! diyip kızın saçından tutup yere yatırdım.Sarp'a baktığımda ise sırıtmış bizi izliyordu.Bu çocuğun sorunu neydi?Sevgilisini dövüyordum ve o hiçbirşey yapmıyordu.Sarp'a baktığım anda ki dalgınlığımı göze almış olan kız saçımdan tutup masaya vurunca burnum kanamaya başlamıştı.Sarp işte bu sırada sırıtışını silip o kıza sakin ol demişti.Sarp'ı iterek kızın kafasını alıp karnına tekme atmıştım.Etraftakiler bizi ayırmaya çalışıyordu.Seray ise hiç,karışmıyordu.İşte benim kankam diye düşünürken son kez kızın başını alıp duvara vurduğum da ayırmışlardı.Kız sanırım bayılmıştı.Seray'a yürü yapıp Sarp'a döndüm:
-kusura bakma da sevgiline sahip çık.Tasmasını tak diyip kafeden çıkmıştım.Serayla taksiye bindiğimiz de:
-oha kızım naptın ya sen diyip yanağımdan öptüğünde güldüm.Taksiden inip Seray'a veda ettim.Eve girip yüzümü yıkayıp kendime çeki düzen verdim.Rahat kıyafetlerimi giyinerek telefonu elime alıp oynamaya başladım.Gökhanla baya bir mesajlaşmıştık.Beni affet falan diyordu.Şimdi anlamıştı benim değerimi.Akşam olmaya başladığında babam eve gelip beni yanına çağırdı.
-efendim baba?
+Duru kızım okuldan şikayet geldi.
- öyle mi?Güzelliğimden mi şikayet ediyorlar diyip gülüp babamın yanağını öptüm.
+dalga geçmenin vakti değil.Derste uyuyormuşsun.
-ama baba nefes alıp verirken çok yoruluyorum.Uykum geliyo.'bu Nasıl mazeret Duru?'iç ses bu sefer haklısın valla.
+kızım bu nası mazeret ya.Bilgisayarını elinden alıyorum.
-nasıl yani?Olamaz baba!Baba yapma ya!
+Sus Duru.Ya akıllanırsın yada bilgisayarın ömür boyu gelmez.Umut oğlum ablanın bilgisayarını getir.
-Umut hayır! diye yavaş çekim gibi yapmama rağmen Umut sırıtıp bilgisayarımı getirmişti.Öldün sen Umut,Salak umut diye sitem edip masaya oturdum.Herkes yemeğe başlayacakken kapı çaldı.Ben bakarım diyip kalkmamı falan beklemeyin.Kafam rahat bir kere.Umut kalk diyip Umut'u yollamıştım.
-Anne, baba ,abla buraya gelin dedi Umut biraz ürkmüş bir şekilde.Hepimiz kalkıp kapıya yöneldik.Polis mi?Tamam ya işte Umut'un çürümüş beynini almaya geldiler kesin diyip Kapıya iyice ilerledim.polis:
-Duru Aydın'ın evi mi?Diyince biraz korkmuştum.
evet bys diyip kapıyı kapatmayı çok isterdim ama korku işte.Babam:
+evet buyrun memur bey sıkıntı neydi?
-hakkında şikayet var diyince babam bana bıkmış bir şekilde baktı.Üstümüzü giyinerek karakola gittik.Karşımda sabah dövdüğüm kızı görünce gülsem mi ağlasam mı bilemedim.Aferin ellerim.Kızın tipi kaymış diye düşünürken memur:
-Evet buyrun oturun dedi babamlara.Babamlar koltuğa oturup memuru dinlemeye başladı.
-Duru Aydın olan kızımız bu kızımızı dövmüş.Hemde sebepsiz yere diyince hayır diye bağırdım.Herkes bana bakınca susmak zorunda kaldım.
-İşte bu kızımız Nur üstlütaş sizin kızınızdan şikayetçi,Ailecek.Nur üstlütaş nedir ya?.Bu ne Biçim isim -,-.Diye iç sesime hakim olmaya çalıştım.Kız benden şikayetçiydi.Kapıdan Sarp girince oha diyesim geldi.Burdada karşılaşmıştık.'onu görmekten az çok hoşlanıyorsun Duru'Yav bir sus be iç ses.Inanmayın ona.Sarp bana gülümseyince bende ona gülümsedim.Memur:
- bu gece Duru kızımızı burada misafir edeceğiz.Diyince birden:
+Burda her yer taş ben rahat edemem diyince mantıksız konuştuğumu düşündüm.Bugün karakolda yatacaktım.Ama ben uykuyu düşünüyordum.Ya ama şimdi benim gibi uykuya düşkün olanlar için konuşmuştum diye gene düşüncelere daldığımı farkettim.Sarp bu dediğime güldü.Hatta kahkaha attı.Çok tatlı gülüyor ya.Her neyse.Aa? annem ağlıyor.
-Anne neden ağlıyorsun?
+gitti gitti gitti kızım.Hapislerde sürünecek.
-Yahu bir kerede saçmalama be kadın diyince babama sarılasım gelmişti nedense.
-Hakikaten anne diyip onu öptüm.Memur orada olanlara beni işaret ederek götürmelerini söyledi.Ve annemlere dönerek:
-üzgünüz Nur kızımız ve ailesi şikayetini geri almadıkça kızınız bizim misafirimiz olacak diyip bana baktı.Amirinden görev alan oradakiler benim kolumdan tutup götürmeye kalkışınca Sarp bir anda ciddileşti.Hatta yüzü soldu bile diyebilirim.Son kez ona bakıp o adamlarla gitmeye başladım.Beni bir Anahtarı açıp bir yere sokunca oradaki kişilere baktım.Beni yiyecek gibi duruyorlardı.İmdat ya....
Sabah Gözlerimi açtığım anda Demir parmaklıklar ardında Sarp'ın sırıtan yüzünü gördüm.Hayaldi değil mi?Bu çocuğun burda ne işi var?Sonradan hakikaten Sarp'ın bana baktığını farkettim.Ve ayağa kalkarak:
-hayırdır beni kaçırmaya mı geldin?
+senin gibi çirkini mi?Bu çocuğun benim 'güzelliğim'ile ne alıp veremediği vardı?
-Öf hayırdır dedim?
+çıkıyorsun diyince orada ki polis kilitli kapıyı açarak beni çıkardı.Ani refleksle Sarp'a sarılıp teşekkür ettim.Oha yani.Parfümü harikaydı.Aniden ona sarıldığımı farkedip geri çekildim.Rica ederek kulağıma'beni sev ama aşık olma'diyip göz kırptı.Ona aşık olmak mı?Öyle bir öküze mi?Çünkü sarp...bir garipti işte.Beni oradan çıkarıp dışarıda duran BMWye bindirince oha çektim.Arabaya değil,koltuğa çok yumuşaktı.Düşündüğüm şeye bir bakar mısınız?Sarpta sürücü koltuğuna binip arabayı son gaz sürmeye başladı.Yavaşlasana diyip bağırdım.Kemerini tak dedi umursamaz bir şekilde.Bende kemer takacak adam değildim zaten.Evimin Sokağı'na girince nerden biliyo evimi diye düşünüp taksi hatıramız aklıma geldi.Evimi bilmesi normaldi.Evime geldiğim de tam kapıyı açacakken,Sarp:
-telefon numaranı alıyım küçük çirkin.
+Napıcaksın telefon numaramı?
-sapıklık diyip güldü.
+bünyende var olsa gerek diyip güldüm.
-bünyemde sapıklık değil Nur var diyince istemsiz bir şekilde sırıtmam "çok komiksin" şekline dönüşmüştü.Ve telefon numaramı verip teşekkür ederek arabadan indim.Sarpla tanışmıştım.Yakışıklı,harika,daş,Kaya olan çocukla.Boru değil lan....Yeni kitabım 'KELEBEK'!Yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum. ❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAKIŞIKLI ÖKÜZÜM
Teen Fiction'Beğenilerek kitapların arasına konulmuş sonradan ise unutulmuş çiçekleriz biz.Kimimizin suya kimimizin toprağa ihtiyacı varken benim güneş ışığına ihtiyacım olurdu her zaman.Kitapların arasındaki karanlıkta kalmaktan hep korkardım nedensiz.Bir gün...