İyi okumalar..
Yıkılmıştım,belkide şuan ölmüştüm.Ne düşünüyordum onu bile bilmiyordum.Bir dakika önce duyduğum haber ile annem aniden odama gelmiş bana bakakalmıştı.Bense ne hareket ediyor nede kafamı kaldırıp ona bakıyordum.Binbir düşünce geçmişti aklımdan.Haberler genelde olmayan şeyi bile olmuş gibi gösteriyorlardı fakat bu sefer sanki gerçekmiş gibi konuşmuştu o televizyonda ki kadın.Bana küçük bir işim var diyip çıkmıştı ve..gelmemişti,geri dönmemişti.Belkide şuan ölümle burun burunaydı.Televizyonda haber verilmeye başlayınca hızlıca içeri koşup ne yaptığımı bilmeden kanepeye oturup dinlemeye başladım.
'Ünlü Sarp Akın'ın 8 saat önce ameliyata alındığı düşünülüyor.Ünlü yakışıklı neden hala ameliyattan çıkmadı.Peki sebebi neydi?Şuan Yavuz Akın'ın biricik 2.oğlu ölümle burun buruna..'
Ölümle burun buruna...
Ağlamaya başlamıştım.Ama hareket bile edemiyordum.Ne olmuştu ona böyle?Anında ayağa kalkarak dış kapıya yöneldim.Annem durmamı sakin kalmamı söylesede ben gelmeyen asansör için küfür edip çoktan merdivenlerden inmeye başlamıştım bile.Sanki sonu gelmiyordu şu zamanda kat kat merdivenlerin.Sanki ne kadar geç kalırsam benden o kadar çok çabuk erken gidecekmiş gibi hissediyordum.Keşke dediğim gibi olsaydı.Ben ölseydim de onun canı ameliyata giricek kadar acımasaydı.Serayda haberi duymuş olacak ki beni aramaya başlayınca sessize alarak koşmaya başladım.Ama nereye?Nerede olduğunu bile bilmiyordum.Nerede ölümle burun buruna olduğunu bile bilmeden sebepsiz yere koşuyordum.Biran durarak kendime gelmeye çalıştım.Ne kadar salakça davranırsam o kadar Sarp'tan uzakta kalacaktım.Seray'ın aramasını reddederek titreyen ellerime aldırış etmeden Burağı aramaya başladım.
Açsana diye dolan gözlerimle havaya baktım.İnanın ki bana bu sefer çok anlamsız gelmişti bu mavi gökyüzü.Çünkü ben dimdik ayaktayken o ise..Cümlemin devamını getiremediğim için yutkunmuştum.Burağın tiz bir ses ile Alo demesi kalbimin hızlı atışlarını iki katına çıkarmıştı.
+Burak..O,nerde?
-Kim?Dedi sanki Hiçbirşey yokmuş gibi sakinlikle.
+Burak!Sarp diyorum!Nerede o?Bana yalan söylemekten vazgeç nasıl iyi mi?
-Ha?
Demesi ile afallamıştım.Nasıl bir oyundu bu?Dalga mı geçiyorlardı benimle.Belkide sakin olmam için yapıyordu.Çünkü Sarp kesinlikle böyle olmamı isterdi,üzülmememi.
+Nerede o?
-Şey..Bizim eve gelir misin?Olanları anlatmam gerek sana.
+Burak anlamıyor musun?Sarp ölmek üzere gibi hissediyorum.Ver artık şu hastanenin ismini!
-Çok önemli şeyler oldu Duru,telefonda anlatamam.Ne?Duru sesin gidiyor eğer beni duyuyorsan bizim eve gel diyip anında kapatması ile boş boş telefonumun ekranına baktım.Şimdi açıp o kadar çok küfür etmeyi dilerdim ki.Anında bir taksiye binerek hızla Burakların evine gitmeye başladım.Ne kadar hızlı olursam olayım şimdi kanatlarım olmadığı için ne çok üzülüyordum.Camdan bakmaya başladım.Hızla gitmemize rağmen gelip geçen insanların yüzünde ki ifadeleri ayırt edebiliyordum.Birisi takıldı gözüme.Sadece birisi,gülüyordu.Hiçbir derdi yokmuş gibi gülüyordu.Bende böyle olmak isterdim.Gülerken bile aklımın bir ucunda beni rahatsız eden düşüncelerin yok olup gitmesini bende çok isterdim.Belkide hiç derdi yoktu adamın.O yüzdendi bu kadar içten karşıda ki kişiye gülmesi.Çünkü ne olursa olsun yaşadığınız şeyler sizin yüzünüzde hüzün olarak beliriyordu sizi yaşlandırıyordu.Bu adam benden bile genç duruyordu..
Taksinin durması ile irkilerek hızla cebimde ne kadar para varsa verip anında indim.Adam arkamdan paranın fazla olduğunu bağırsada aldırış edemeyecek kadar endişeliydim.Adeta kapıyı kırmak üzereyimdim ki Burak sakinlikle açarak beni içeri davet etti.Oturma odasına bile geçmeden hemen söylemesini istedim.
+B-burak,nerde o?Bak nolur söyle.O ölürse ben yaşayamam.Hem sen neden Burdasın?Ne biçim abisin!O orda ölüyor dedim yutkunarak.Tepkime şaşırmış olsada ne diyeceğini planlamak için bir süre konuşmadan yere baktı.
-Çay içer misin Duru?
+Burak!Dedim bu bağırışıma ben bile şaşırmıştım.Bir süre daha yere baktı.
+Ben özür dilerim bağırmak istememiştim.Ama anlasana tamam sen oraya gitmek istemeyebilirsin ama bende böyle burada boş boş durmak istemiyorum.Hangi hastanede?
-Çay?
Gözlerimi devirerek ellerimi saçlarıma geçirip bir süre ona arkamı döndüm.Nasıl bu kadar sakin ve endişesiz olabilirdi.Üstelik Sarp onun küçük kardeşiydi.
+Sana yalvarırım dedim artık dayanamayacağımı anlayarak ağlamaya başlarken.Kimse anlamıyordu beni.Beni bu denli anlayan ilk defa seven birini ben kaybedemezdim.Ben Sarp'ı kendimden bile çok seviyordum.Olmazdı,olamazdı.
-İçeri geç geliyorum diyerek üst kata çıkınca ona hala bakmaya devam ettim.Gözden kaybolunca bende dediğini yaparak içeri geçmek için yeltensemde içimi kemiren duygu yine kendini ele vermişti.Hızlıca bende sessizce üst kata çıkarak Burağın telefonda biriyle konuştuğunu farkederek dinlemeye başladım.Yaptığım ne kadar kötü birşey olsada belkide hastanenin adını öğrenebilirdim.
-Ağlıyor diyorum,ne yapmalıyım?Gerçekleri mi söyleyim?Dedi sessiz konuşup karşı tarafı dinlerken.
-Lan oğlum ağlıyor!Ne yapayım emziğini verip uyutuyum mu?Duru lan bu!Senden benden inatçı dedi artık kızmaya başladığı için sesi hafiften yüksek çıkmıştı.
-Tamam Can!Söyle o ukalaya oyalamaya çalışsamda işe yaramıycak!anında telefonu kapatarak arkasını dönmesi ve beni görmesi ile gözlerini bir süre kapalı tuttu.
-Ne kadarını duydun Durucum?Dedi şirin çocuk rolü yaparak.
+Sarp nerde Burak?
-Çay içer misin?Dedi gömleği boğazını sıkmış olacak ki eliyle genişletmeye çalışarak.
+Sarp,Burak?
-Çay?Dedi gene şirince sırıtıp.
+Yardımcı olmuyorsun.Kardeşini kollamayı bırakıp bana nerede olduğunu söylesen?
-Çay içsen?Daha yeni demledim.
Dayanamayarak yüksek bir of çektim.Gene yaptığı gibi bana bakmayı bırakıp yere baktı.
+Bak Burak,ben yeterince kaybetme duygusunu zaten yaşadım.Sarp'ın o durumda yani ölme gibi bir ihtimali olmasını duyunca inan neler düşündüğümü bilemezsin.Ben zaten herşeyini kaybetmiş bir kızım.Sence Sarp'ı kaybetmiş olacağım düşüncesi bana neler hissettirmiştir?Dedim gözümden düşen tek damla yaşın yere düşüşünü izlerken.Yanıma gelip oturarak omzumu sıvazladı.
-Sarp hastanede değil.Ve senden benden sağlıklı dedi gülümseyerek.İçime bir kıpırtı gelmişti.Mutluluk filan değildi bu,ona kavuşacağım için olmuştu.
+Neden böyle birşey yaptınız?Gazetecilere haber verdiniz?
Küçük bir kahkaha atarak tekrar bana baktı.
-Bizimki başına bela aldı.Bir adamla uğraştı filan.Bu adamın adamları Sarp'ı dövdüler o ara bayıldığı için orada bıraktılar.Bizimde aklımda acaba olayın büyüdüğünü gördükleri için çekilirler mi diye düşündük desede ben az önce Burağın Sarp'ı dövdüler kelimesinde kalmıştım.Çok canı acımışmıydı acaba?
+Dövdüler?
-Malesef ona engel olamadım diyip yavaşça güldü.
+Nerede peki şuan?
-Bunu sana söylediğim için beni öldürücek olsada madem bu kadar ısrar ediyorsun söyleyim.Biliyorsun ki biz Can ile çocukluk arkadaşıyız.Onun Küçükken ormanda yaptığı bir küçük ev vardı.Oradalar demesi ile herşeyi es geçmiş ve sadece Sarp'ın yaşadığı hatta çokta sağlıklı olduğu yerde kalmıştım.Hızlıca ayağa kalkarak beni oraya götürmesini söyledim.
-Üzgünüüm bunu yapamam.Beni oracıkta mezara koyar.Yaşamayı seven bir insanım Duru diyip gülünce bende İstemsiz gülmüştüm.
+Söz veriyorum engellerim bunu demem ile düşünür gibi duruyordu ki kapının çalması ile ikimizde aynı anda birbirimize baktık.Ben koşarak kapıyı açmam ile gördüğüm kişiye kocaman sarıldım.
+Bak herşey güzel olacak tamam mı diyen Seray'ın beni düşünmesi o kadar sevindirmişti.
-Herşey zaten çok güzel.Neden olduğunu sorma ve lütfen sevgilini ikna edip bizi bir yere götürmesi gerektiğini ikna et sana yalvarırım dedim kulağına fısıldayıp yanağını öperek.Oda beni anlamış olacak ki hızla sarılmayı bırakıp oturma odasına bakıp orada olmadığını görüp merdivenlere yöneldi.Ben aşağı katta dua ederken üst kattan birkaç ses gelmişti.Aldırış etmeden beklemeye başladım.Burak gülümseyerek gelince ben hala merakla bekliyordum.
-Hadi gidelim Duru diyip kapıyı açınca küçük bir çocuğa şeker vermişler gibi zıplayarak arabaya yöneldim.Yol boyunca Seray ve Burağın kıkırdaşmalarından başka ses yoktu.Sarp'ın yanına gidince tepkimi ayarlamaya çalışıyordum.Önce kesinlikle kızacaktım,bana onu kaybetme duygusunu yaşattığı için.Sonra yine ve herzaman ki yaptığım gibi kocaman sarılcaktım.Arabanın durması ile hızla inerek karşımda duran çok küçük bir eve geldiğimizi farkederek koşarak kapıyı taktıkadım.Can beni görünce önce şaşırsada sonradan hemen içeriye doğru kafasını uzatarak:
-Saatlerdir ben onu çok özledim lan diye bağırdığın kız geldi diyip sırıtınca Sarp anında buraya geldi.Önce oda Can gibi şaşırsada sonradan herzaman ki gibi bana sarılıp kaldırması ile o güzel kokusunu içime çektim.Oda beni boynumdan öperek yere indirdi.Sonra anında ona kızmam gereken duygu kendini ele verince tam konuşacaktım ki Sarp kızgınlıkla Burağa baktı.
-Sana onu buraya getirmemen gerektiğini öldüğümü söyle demedim mi ben Burak!
+Ne!Birde öldüğünü mü söyleyecekti yani!Kalp krizinden bende arkandan gelirdim heralde dedim gözlerimi devirerek.
-Sen çok mu korktun benim için?Diyip sırıtması ile kızmaya başladım.
+Öküzsün Sarp!Beni de yanına alabilirdin!
-Ama ozaman herşeye karışırdın küçük çirkin.Ben senin hep yanındayım birazcık ayrı kaldık telafi ederim ben.
+Biz zaten seninle ya yanyana yürüyoruz yada yana yana demem ile tekrardan kucağına alıp sarılınca daha fazla kızamıyacağımı anladığım için bende tekrar tekrar sarıldım.Sarp'a sarılmak dünyayı kucaklamak gibi birşey değil miydi zaten?
...Yeni kitabım 'KELEBEK'!Yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum. ❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAKIŞIKLI ÖKÜZÜM
Teen Fiction'Beğenilerek kitapların arasına konulmuş sonradan ise unutulmuş çiçekleriz biz.Kimimizin suya kimimizin toprağa ihtiyacı varken benim güneş ışığına ihtiyacım olurdu her zaman.Kitapların arasındaki karanlıkta kalmaktan hep korkardım nedensiz.Bir gün...