Iyi okumalarr...
Cafe'de onları rezil etmemden olayı azar işitiyor olmam şuan Umrumda bile değildi.İnsanların ne düşündüğü Umrumda değildi.Benim Umrumda olan tek şey şuan annemden bir adam için azar işitiyor olmamdı.
-Yeter Duru.Size herşeyi verdim.Sevgi,saygı,görüp beğendiğin bişey herşey.Benimde artık isteklerime ulaşma hakkım var değil mi?Bunu bana neden çok görüyorsun.Ben o adama kızım çok anlayışlıdır seni sever seninle tanışmak ister demiştim oysaki.Senin yaptığın ise onca insanın bulunduğu yerde bize bağırman oldu.
+Demek ki kızını yanlış tanımışsın dedim sakinlikle koltukta arkama yaslanırken.Umut halıya oturmuş olanları sessizce dinliyordu yada onunda umrunda olmadığı için telefonundan oyun oynuyorda diyebilirdik.
-Ukala olmaktan vazgeç!Ben o adamı sevdiysem sizde sevmek zorundasınız!
+Zorundayız?Ben hiçbirşeye zorunlu değilim.Seversem tam severim ama sevmezsem beni zorlayamazsın.Hepinizden nefret ediyorum,bu evden nefret ediyorum.
-Öyle mi?Pekala ozaman bu ev dışında nerde olmak isterdin!
+Umrunda diyerek iç çekerek ayağa kalkıp dış kapıya yöneldim.Ve hızlı adımlarla evden çıkarak havanın kararmış olmasına aldırış etmeden ellerimi cebime sokarak yürümeye başladım.Çarptığım ve beni omuzlarımdan tutarak gülen sabah kavga ettiğim adamın şuan karşımda durmasına epey şaşırmış ve kızmış olmalıyım ki kaşlarım çatılmıştı.
+Sizin bizim evimizin yakınında ne işiniz var!Defolun gidin hiçbirimiz sizi istemiyoruz bunu anlayamıycak kadar aptal mısın.
-Sakin ol küçük hanım.Ben sadece annenden sonra evin büyüyüğü olan seninle biraz konuşmak istedim o kadar.Anneni sevmem seni bu kadar mı kızdırdı?Yoksa anneni paylaşmak mı istemiyorsun diyip hafiften gülünce gözlerimi devirdim.
+Oyun mu oynuyoruz burda!Ne paylaşmak istememesi?Emin olun ki yaşadığım şeylerden dolayı sizden daha olgunum.Ben şu saatten sonra hayatıma yeni insanlar eklemek istemiyorum.
-Belki de çok iyi bir insanım.Şuan çok fazla önyargı yapıyorsun.Daha beni tanımıyorsun bile.
+Annem sizi ne kadar iyi tanıyor?Demem ile afallayarak elleriyle tuttuğu omzumu bıraktı ve birkaç saniye bana baktı.Benim kin dolu bakışlarımı şuan şu saniyede anlamış olacak ki sadece bir adım geriye çekildi.
-Annenin tanıması gereken yanlarımı ben ona anlattım herşeyi olduğu gibi.Yalan yok,ben doğru ve gerçek bir insanım küçük hanım.Onu kandıracak bir hile yada cümle dahi kullanmadım.
+Öyle mi?Harika.Madem ki benim fikirlerim sizin için bu kadar önemli onaylamıyorum. Diyerek tekrardan hızlı ve sert bir bakış atıp sakinlikle tekrardan ellerim ceplerimde yürümeye devam ettim.Nereye gittiğim hakkında bir fikrim dahi yoktu,zaten olsun da istemiyordum.Gidebildiğim kadar uzağa kaçabildiğim kadar ileriye.
Desem bile de Sarp'ın yanına gidiyordum.Beni hatırlamaması artık ne üzüyordu nede üzülmem için bir sebep haline gelmişti.O beni unutmazdı ki.Unutamazdı.Hatırlayacaktı ama elinde ama sonunda.Bunca şey yaşanmıştı.Belki bir yıl belkide ondan biraz daha az bir süre olmuştu fakat bir ömür için yeterli olacak şeyi biz kısa bir zamanda yaşamıştık.Ben onunla çoğunlukla mutluluklarımı değil acılarımı paylaşmıştım.Ve önemli olanı neydi biliyor musunuz?Onunda bana anlatacak mutlu anıları yoktu.Oda benim gibi acılarını paylaşmıştı benimle.Ne ben ondan sıkılmıştım nede o benden.Garip olan taraf ise her seferinde içine atıp kimselere belli etmemek için gülümseyen ben ondan 'ağla,ben burdayım'sözünü duymuştum.Bu bile belkide en anlamlı olanıydı.Çünkü insanların hiçbiri sizi düşünmez sadece boşver geçecek derken o ağla demişti bana sanki birşeylerin geçeceğini bilirmiş gibi.
Ben bir kum tanesiydim fakat çölün derdini taşıyordum.Ama Sarp çölde nadiren çıkan çiçeğim kadar değerli olmuştu benim için.Benim kimsenin fark etmediği yüzümde ki soğuk rüzgarları o farketmiş ve durması için güneş olmuştu sanki.Yada gece çıkan fırtınada ben ayın yanında duran ve onun yanındayken hiçbirşeyden etkilenmeyen bulut olmuştum.Ben hep buluttum zaten.Durmadan yağmurlarını boşaltıp ağlayan ama bunu sırf gökkuşağını görmek için yapan bir adet buluttum.Onu evde yatağında uyurken bulmak kafamda böyle oluşmuşken evinin önünde ki bahçede bir taşa oturmuş ve gökyüzüne bakarken görünce epey şaşırmıştım.Yanına hızlı ama sessiz adımlarla gidip oturarak bende gökyüzüne baktım.
-Burada ne işin var?Gece oldu farkında mısın?Dışarı kendi başına çıkıp buraya kadar gelmen hiç iyi değil.Beni filan arasaydın madem bu kadar çok yanımda durmak istiyorsun ben alırdım seni diyip sırıtınca bende İstemsiz güldüm.
+Evimi bile hatırlamıyorsun?Nasıl gelmeyi planlıyordun?
-Tarif ederdin bende senin dediğin sokaklara girmek yerine farklı yerlere girdiğim için küfürler ederdim gelene kadar dediği anda bu sessiz gecede gülmem kulakları doldurdu.
+Bu kadar erken olucağını tahmin edemezdim dedim pes der gibi kaşlarımı kaldırarak.
-Neyin erken olucağını?Dedi şaşıran bakışlar atarken.
+Beni bu kadar erken güldüreceğini.
-Can'ın mı sıkkındı da senin?diyerek bu sefer o benim başka bir adama yaptığım gibi kaşlarını çattı.
+Yoo.Değildi.
-O adam çok canını sıkıyor.Halletme mi ister misin?
+Belkide onunla alakalı değil.Nerden biliyorsun bay çok bilmiş.
-Benim olmayan bir koku var üstünde.Ve üstelik bu erkek diyip yandan bakış atması ile kalakalmıştım.
+Alakası bile yok.Yoldan geçerken herhangi bir koku üstüme sinmiş olmalı.
-Herneyse kısaca sabah sana sarıldığım da ki koku şuan dibimde olmana rağmen yok.Ve bu benim sinirlerimi bozuyor diyip kafa sallayarak gökyüzüne bakmaya devam etse de ben bir nevi kıskanılmanın verdiği huzur ile dolmuş olmalıyım ki salak salak sırıtıp mutlulukla iç çektim.
-Bugün benim doğum günüm.
+Ne!Allah kahretsin.Çok üzgünüm diyerek ayaklanarak hemen bir yere gitmek için yeltensemde oda ayaklanarak elimden tutup durmamı söyledi.
-Noldu?Sadece doğum günüm olduğunu söyledim.
+Bunca şeyden dolayı tamamen aklımdan çıkmış.Ne bir kutlama yaptık nede bir hediye aldım sana.Hediyeni alıp hemen gelicem gerçekten diyerek tekrardan gitmek için hareketlensemde aynı şeyi yaparak durdurdu.
-Ne hediyesi saçmalama.Biraz daha burda kalman benim için yeterli olur zaten diyip gülümsese de ben hala unuttuğum için kendime küfürler etmeye devam ediyordum.
+Sadece yarım saat filan.Hediyeni alıp geri gelicem şuan gidecek bir yerimde yok zaten,kaçmam merak etme diyip bu sefer ben güldüm.
-Gerek yok.
+Yarım saatcik?
-Hayır.Diyerek kısa kısa cevaplar versene gitmiyeceğimi belirtecek kadar kararlı çıkmıştı ağzından.
+Pekela bende yarın alırım ozaman diyerek ağzımda mırıldanarak tekrardan çimlere oturdum.Oda taşına oturarak bu sefer çimlere bakmaya başladı.Bende bu arada ona ne alıcağım konusunda kendi kendimi yemekle meşguldum.
-Biliyor musun?Şuan sadece birşey hatırladım demesi ile öyle bir heyecanlanmıştım ki anında ona bakarak küçük bir çocuk gibi gülümseyerek soran bakışlar attım.Bu halimi komik bulmuş olacak ki o İstemsiz sizi mutlu eden gülüşünden attı.
-Sadece sen hızla ve gülerek bir arabaya biniyorsun.Ben arkandan telefonumu geri ver diyerek bağırıyorum.Oldum olası böyle yaramaz bir sevgiliydin sanırım demesi ile tekrardan gülerek o anıyı bende hatırlamaya çalışarak aklıma gelmesi ile anında konuştum.
+Senin daha piyasaya bile verilmemiş olan iphone 7'ni alarak kaçmıştım.Ve biz ozamanlar sevgili değildik.
-Hey!Telefonumu kırıp sonradan çakmasını filan getirmedin öyle değil mi?
+Tabiki de hayır diyerek gözlerimi kaydırdım.
-Ama var ya ozaman belliymiş beni sevdiğin.
+Yok ya!Nerden belliymiş,ben sevmiyodum ozamanlar.
-Seven insan sevdiği ile uğraşıp dururmuş o yüzden dedim de diyerek suratında ibne gülüşü belirince gözlerimi yere indirerek kıkırdamakla yetindim.
Bir süre sessiz kalsakta benim mutlu olduğum taraf ilk hatırladığı şeyin komik bir anımız olmasıydı.Çünkü belkide kötü bir anımızı hatırlayarak bana soğuk davranacaktı ama öyle olmamıştı.
+Sarp..Doğum günün kutlu olsun.Nice bana yaptığın öküzlüklere.
-Nice sana yaptığım ve yapacağım öküzlüklere diyip hafifçe gülerek yerdeki otları koparmaya devam etti.
Belkide 1 belkide 2 saat yanında kalsam da bir yerlerin kapanacağı duygusu bende kendini ele vermiş olmalı ki artık kalkmam gerektiğini farkederek istemeye istemeye Sarp'ın yanından ayrılmıştım.Evleri avm'lere çokta uzak olmadığı için tekrardan yürümek istemiş olsam da Sarp benim eve gidiceğimi sandığı için zorla taksiye bindirmişti.Bu yüzden on dakikalık yol için bile para verdiğim için küfürler ederek girmem ve büyük kapıya omuz atmamdan dolayı birkaç dakikamı tuvalette geçirmem dışında hediye seçişlerim epey keyifli geçmişti.Aslında birkaç dükkana girip çıkmam dışında şuan aradığım şeyi bulamamıştım.Gerçi hoştu ya aradığım şeyin ne olduğunu bile bilmiyordum.Koca alışveriş merkezinde bir tane bile mi satın alınacak şey bulunmazdı?Oflayarak gezmeye devam ederek bir hediyelik eşya dükkanına girerek etrafıma bakındım.Bir kadının yanıma gelmesi yüzünden rahat seçemeyeceğimi anlamıştım çünkü ben bu dükkandan çıkana kadar peşimde dolanacaktı.
+Hoşgeldiniz nasıl yardımcı olayım?
+Aslında ben kendim bakmak istiyorum demem ile kastettiğim şeyi anlamış olacak ki birkaç saniye suratıma bakıp gözlerini devirerek kasaya doğru gitti.Bende raflarda ki biblo tarzı şeylerde gözlerimi gezdirirken gelen mesaj ile güldüm.
Öküz:Bana hediye filan seçmeye gitmedin öyle değil mi?
Öküz:Hayır tabiki de şuan evdeyim ve uyumaya çalışıyorum. Gönder.
Mesaj gelmesini beklerken tekrardan gözlerim raflara kaydı ve gördüğüm şey ile resmen çığlık atacaktım.Tam da aradığım şeyi bulmuştum.Resmen Sarpla mesajlaştığımı bile unutacaktım o derece.
Öküz:Nedense sana hiç inanmıyorum.
Öküz:Müsadenle uyuycam. Gönder.
Ikna olması için böyle bir mesaj atarak telefonumu çantama atıp hediyeyi elime alıp daha yakından baktım.Şuan bir tahtanın üstünde duran öküzün altında 'yılın öküzü'yazıyordu.Bunu almak için kasaya gidecektim ki bir kızında elleri arkasında sevimli bir şekilde ayakta duran biblosunu da görünce resmen benim için bırakılmış olacağını düşünmeye başlamıştım.Onuda alarak mutlulukla kasaya giderek parasını ödeyerek ikisini de aynı hediye paketinin içine koyarak paket yaptırarak hızlı bir
Şekilde Sarp'ın evine gittim. Yavaşça kapıyı tıktıklasamda karşımda Sarp'ı bulmayı arzularken Burağı görmem ile hayal kırıklığına uğramıştım.
+Burak,Sarp yok mu?
-Uyuyor diyerek gülüp içeriyi işaret edince bende gülüp hızlı adımlarla odasına çıktım ve yanında ki masaya hediyeyi koyarak Burağa da veda ederek kedi evime gitmeye başladım.
Hediye notunda ise ne mi yazıyordu?
'Öküz olmana rağmen hala şirinim.Senin şirinin'
...Yeni kitabım 'KELEBEK'!Yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum. ❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAKIŞIKLI ÖKÜZÜM
Teen Fiction'Beğenilerek kitapların arasına konulmuş sonradan ise unutulmuş çiçekleriz biz.Kimimizin suya kimimizin toprağa ihtiyacı varken benim güneş ışığına ihtiyacım olurdu her zaman.Kitapların arasındaki karanlıkta kalmaktan hep korkardım nedensiz.Bir gün...