YAKIŞIKLI ÖKÜZÜM-49

2.6K 148 2
                                    

Iyi okumalar..
Bunca zamandır bildikleri halde bana tek bir kelime bile etmeyen koltukta benim kaşlarımı çatmış küçük bir kız çocuğu gibi oturmama gülüşen Burak ve Can'ı dikkatle izledim.
-Daha fazla kaşlarını çatarsan bir ev olucaksın kanka.Çatısı hazır olucak en azıdan diyip resmen 'anırmak'tabiri ile gülmesi ile Sarpta sırıtmaya başladı.
+Hah-hah-hah.Çok komik ben o kadar ağladım biri de çıkıp demedi şaka yapıyoruz diye.
-Kanka ağlayamazsın ki sen örümcek değilsin diyip tekrardan koltuktan düşercesine Burakla gülüşmeleri ile yapılan espiri karşısında midemin bulandığını hissetmiştim.Allah'ım böyle kankaları hak edicek ne yaptım ben?
-Yapacağın espiriye tükürüyüm şurda biraz gülüyoduk gene içine ettin kardeşim bravo sana diyip Sarp yavaşça alkışlar gibi yaparak ayağa kalkıp mutfağa yöneldi.Bende gözlerimi kaydırarak koltukta camdan bakmaya başladım.
-Duruu!Gelsene bir sana birşey söylemem gerek diyerek resmen yardımıma koşan Sarp'ın yanına hızla giderek diyeceği şeyi bekledim.
+Noldu?
-Hiçbirşey.Sadece yanımda durmanı istiyorum o kadar diyip az birşey doldurduğu su dolu bardağı ağzına götürüp içmeye başladı.
+Ben senin yanında filan durmuycam.'Hatırlamak istesem hatırlarım Duru,uğraşıyorum ama olmuyor görmüyor musun Duru?Öyle Duru,böyle Duru'diyerek hafıza kaybı geçirdiğini sandığım(!)zamanları taklit ettim.
-Nasıl yanımda değilsin?Şuan kucağımda filan mısın?Gerçi bana her türlü hoş diyerek kollarını açıp kucağını gösterince tekrardan gözlerimi kaydırdım.Bugün epey huysuzdum bunun da farkındaydım fakat Sarp'ın yaptığı şakayı hala sindirememiştim.Hazmetmem biraz zor olacaktı belli.
-Hadi ama bu kadar çok kızmış olamazsın.
+Sandığından daha çok kızdım diyerek ellerimi birbirine dolayarak yere baktım.
-Sevmiyor musun yoksa bu küçük tatlı mı tatlı şirin öküzünü?diyip dudağını büzerek şirin çocuk rolü yapan Sarp karşısında ne yaparsam yapayım olmuyordu.Dayanamayarak gülüp anında koşarak sarılmam ile onunda kısa bir şekilde sessizce güldüğünü hissetmiştim.Bir süre sıkıca sarıldığının farkında değil olmalı ki saçımı öptükten sonra kollarını biraz gevşeterek sarılmaya devam etti.Elimden tutarak beni oturma odasına götürüp koltuğa oturttuktan sonra televizyona yönelip yarım saat öncesinden seçtiğimiz filmi başlattı fakat koltuğa oturması ile telefonunun çalması bir oldu.Arka cebinden çıkarmak için epey mücadele verdikten sonra çıkaramayınca küfür sallayarak istemeyerekte olsa kafasını omzumdan kaldırıp ayağa kalktı.Bir süre karşı tarafı dinledikten sonra gözleri sadece birkaç saniye Burağınkilerle buluştu.Yavaşça birşey yokmuş gibi mutfağa tekrardan ilerleyerek kapıyı kapatması ile içime bir kuşku düşmüştü.Tam ayağa kalkmış ve mutfak kapısına gidecektim ki Burak aniden konuştu.
-Filmde çok güzel değil mi Duru?diyerek şirince sırıtmaya çalışsada şu aceleci tavrından Hiçte şirin gülememişti.
+Daha oyuncu isimlerini gösteriyolar Burak.Gerçekten çok güzelmiş diyerek beni oyalamak istediğini anladığım tepkisini verince gözlerini yere indirdi.Tekrardan hareketlenmiştim ki Can'ın koşarak yanıma oturması ile donakalmıştım resmen.
-Orası hiç rahat değil kanka.Dizinde yatabilir miyim?demesi ile ayıp olacağı için ses edememiştim.Oda başardığı şeyin gönül rahatlığı ile daha bir yayılarak filme odaklandı.Birşeyler ters gidiyordu fakat bunu öğrenmemi uygun bulmuyorlar olmalılar ki beni engellemeye çalışmışlardı.Sarp kapıyı açarak birkaç saniye bize baktıktan sonra öyle dalgın olmalı ki Can'ın dizimde yattığını bile farkedememişti.Yoksa gelip çoktan uçuracak derecede Can'ı duvara fırlatması gerekirdi fakat o saniyelik bir bakış atıp dış kapıyı açınca kimseyi umursamadan hızla kalkarak ara yere koştum.Can'ın kafası acımış olmalı ki 'ah'sesini duysam bile özür dileyecek vaktim yoktu.
+Gene mi gidiyorsun?
-Çok küçük bir işim var küçük çirkin.Hemen gelicem siz keyfinize bakın diyip yanağımı öpmek için eğilmesi ile kafamı geri çektim.
+Geçen seferde böyle demiştin.Ama gelmedin,bir hastaneye gittin.Ve bana seni kaybetme korkusu yaşattın.Bunları yaşamaya tekrardan hiç niyetim yok.
-Bu sefer öyle bir durum yok güzelim.Gerçekten hadi filmini izlemeye devam et sen.
+Nereye?Dedim ısrarla.Sinirlenmiş olacak ki kapıyı yavaş ama sert bir şekilde kapattı.
-Gelicem dedim sana.Söyleyemem işte senin de keyfini neden bozuyum!
+Senin moralin bozukken benim mutlu olmamı nasıl beklersin!Nereye dedim madem bu kadar gitmen gerek bende gelirim.
-Burak ve Can alın Duruyu.Güzelim gelicem işte zorlama lütfen.Demesi ile kafamı içeriye çevirip anında koltukta oturan ikisinede sinirle bakıp kıpırdamamalarını işaret ettim.
-Yuh artık!Durudan mı korkuyorsunuz?
-Valla ben korkuyorum yengeden diyip karışmam der gibi ellerini sallayınca Sarp'ın içinden 'gerizekalı'demesi ile kendimi gülmemek için zor tutmuştum.Şöyle ciddi bir ortamda gülmek olmazdı değil mi?Sinirle baktığı içerdeki gözlerini biran bana çevirince anında sert bakışlarını yumuşatarak bakmaya başladığı o an yaptığı şey karşısında ne kadar çok etkilendiğimi kimse bilemezdi.Sizin o kin dolu bakışlara bile maruz kalmamanız için sadece o birkaç saniyede ruh halini değiştiren bir adam.Yada en iyi tabir ile o korkutucu bakışları ile sizin korkmanızı istemeyen bir adam..İşte adam gibi adam.
-Çekil güzelim hadi ben birkaç saat içersinde gelicem bak bu sefer söz veriyorum sana.Ben hangi sözümü tutmadım ki diyip gülümseyince ben gene trip atan Duru'dan ödün vermeyerek kaşlarım çatık bir şekilde ona baktım.
+Hayır.Kesinlikle izin vermiyorum,ha beni sevgilin olarak görmüyorsan gidebilirsin diyerek içeri gitmek için yeltenmiştim ki kolumdan tutarak bana mutfaktakinden daha sıkı sarılınca ne bir trip nede kızgınlık kalmıştı bende.Sarp sarılınca herşey gidiyordu sanki,herşey yoluna giriyor düzeliyordu.Nasıl sıkı ve içten sarıldığını siz düşünün.
-Gel başımın belası sende gel diyerek bir eli belimde olan elini elime götürüp kapıyı açınca küçük bir çocuk gibi içerde şaşkınlıkla Sarp'ı ikna ettiğim için Burak ve Can'ın şaşkın bakışlarına güldüm ve bende bana sarılması gibi elini sıkıca tutarak bahçeye çıktık.
-Şimdiden söylüyorum başka bir yere gitmem gerekirse ki gerekecek sen gelmiyorsun.Burada Istanbulda 'Uslu'bir şekilde beni bekliyorsun,ha birde erkeklere bakmıyorsun diyip burnumu yavaşça sıkınca ben biraz önce ki 'sen Istanbulda kalıyorsun.'sözünde duraklamıştım.Sarp başka bir şehre mi gidicekti yani?Buna izin verir miyim sizce?Hayır tabikide.
+Ne demek Istanbulda kalıyorsun.Sen nereye gidiyorsun?
-Babam nereye gitmemi istiyorsa oraya diyip sanki herşey yolundaymış gibi gülümsemesi sinirlerimi bozuyordu.Gülmesi için şu dünyada herşeyimi vermeye hazırken o yapmacık(!) gülüşü beni deli ediyordu,çünkü birşeylerin yolunda gitmediğini söylemek ister gibi bir hali vardı.Biran durmam ile elimi tuttuğu için oda durmak zorunda kalmıştı.Bana şaşkın bakışlar atarken ben sadece kafamdaki düşüncelerimden dolayı yere bakıyordum.
+Sorunun ne olduğunu ne zaman söylemeyi bekliyorsun?demem ile anladığımı anlamış olacak ki bir süre susup bana baktı.
-Canını sıkmak istiyeceğim son şey olur.
+Benimde senin için öyle Sarp bey!Söyle neler olduğunu,canını sıkan şey ne?
-Sen ve ben.Demesi ile öyle bir panik yapmıştım ki hayatımda sanırım ilk defa kalbim çıkacak gibi atmaya başlamıştı.En son 'sen ve ben'diye yaptığı konuşmasında ayrılmak istediğini söylemişti bana.Kalbim bir kez daha mı kırılacaktı yani?
+Ne?Ne demek sen ve ben?Ayrılmak istiyorsun öyle mi!Neden daha önce söylemedin ki.Hafıza kaybına filan da gerek kalmazdı çocukça oyunlar oynamak zorunda kaldın ya hani!
-Sakin ol diyerek kahkaha atması ile şu ani ruh değişimine sadece birkaç saniye bakakalmıştım.O ise bir yandan gülüp bir yandan cümlesine devam etti.
-Sadece şakaydı.Konunun senin yada benimle bir alakası yok.Ayrılmak istediğimi de nerden çıkardın?O kelimeyi bir daha ağzına alırsan kötü olur.Çünkü sen ve benin yanına hiç yakışmıyor diyip gözlerini kaydırınca içime öyle bir su serpmişti ki nasıl ferahladığımı anlatamam.Ve direk beynimde ki kayıt defterime not almaya başladım.'bir daha o kelimeyi ağzına alırsan kötü olur,çünkü sen ve benim yanına hiç yakışmıyor.'kaydedildi.
+Pekala Sarp bey,konu ne ozaman diyerek bir yandan arabaya gidip bir yandan ona baktım.
-Birşeyleri belli etmek istemezdim fakat batıyoruz diyip arabayı sürmesi ile donakalmıştım.
+b-batıyoruz?
-Şirket yani,işler çok kötü ve şuanki para durumumuz Pekte iyi değil.Bir adam var ve onunla işi bağlarsak inanki girmek üzere olduğumuz çukurun kenarından dönmek gibi birşey olucak.Ve adam şuan Eskişehir'de.
Dediklerini bir bir aklımda ayırt etmeye çalıştım.Koskaca 'AKIN'ailesi batmak üzereydi öyle mi?
+Iyi ama Burak bu konularda senden daha tecrübeli yada baban.Onlar neden işi bağlamıyorlar?
-Gazetelerde genelde 'ünlü çapkın'diye dolaşan benim.Yani adam beni serseri gibi birşey sanıyor ve işi alamayacağımı zannettiği için bilerek Eskişehir'e benim gelmemi istedi.
+Kurnaz biri yani.
-Kurnaz ve bizim ailemizi kıskanan bir adam.Kısaca işi pek vermek istemiyor fakat şirketin ortaklarından olduğu için ve şuan durumu en iyi olan da o olduğu için halledersek işi vermek zorunda diyip gülümsemesi ile gülünecek birşeyin olmadığının farkındaydım.Sarp şuan hiç olmadığı kadar strese girmişti ve ne yaptığını bilmiyordu.Yanağına usulca yaklaşarak öpmem ile gene o endişeli bakışlarını yumuşatarak bana bakınca bu sefer rahatlaması için ben gülümsedim.
+Yanında olmak istiyorum,herşeyin yoluna gireceğini sana her saniye söylemek istiyorum.Eskişehire bende gelicem.
-Bilemiyorum diyip kafasını sallayınca ne yaparsam ikna olur diye düşünmeye başladım.
+Lütfen kırma beni..
-Ben seni bilerek yada istiyerek asla kırmam zaten,ki yanımdan ayrılmanı da istemiyorum.Tamam madem bavulunu topla kaçırıcam seni.
+Ne kadar beni kaçıran yakışıklı bir oğlan demem ile gülerek rahatladığını belli edercesine geriye yaslandı.
...

Yeni kitabım 'KELEBEK'!Yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum. ❤️

YAKIŞIKLI ÖKÜZÜMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin