YAKIŞIKLI ÖKÜZÜM-51

2.7K 153 0
                                    

oy ve yorumlarınızı bekliyorum.Îyi okumalar.
Resmen ayaklarım uyuşmuştu şu 5-6 saattir araba koltuğunda aralıksız oturmaktan.Sabah olmak üzere olmalı ki hava rengarenk olmuştu.Çok fena sıkılmıştım neyse ki yanımda o küçük not defterimi getirmeyi akıl edebilmiştim.Kalemle bilmem kaçıncı bulutu çizmeye devam ederken Sarp o kadar çok sessizdi ki bazen yaşayıp yaşamadığını görmek için bakıyordum.Düşünüyordu biliyordum.Her düşünceli yada üzgün yada birilerini memnun edemediği zamanlar hep susardı.Zaten o çok konuşmayan yada gereksiz konuşmayı sevmeyen adam şu anlarında konuşmaktan adeta vazgeçiyordu.Ne düşündüğünü adım kadar iyi biliyordum.Girmiş oldukları o zor zamanları nasıl atlatacakları?Ve bunun tamamen onun elinde olduğuydu.O egolu çocuk aslında senden benden çekingen büyümüş bir adam olmuştu fakat belli etmiyordu.Çünkü kırılgan olduğunu kime gösterse kırıcaklarda onu,bunu biliyordu.Düşüncelerimden kurtulmaya çalışarak defterin arka planını karalamaya devam ederek bulutların içini doldurmaya başladım.Sarp benimle ilgilenmesi gerektiğini düşünmüş olmalı ki kafasını bana çevirmesi ve kaşlarını çatması bir oldu.Neye biran da bu denli kızdığını inanın ben bile anlayamamıştım.
-Ne çiziyorsun sen?
+Bulut diyip gülümsedim.
-Onu görüyorum,sen hani gökyüzüydün.Ne bulutu?
+Ama bak gecenin içinde olan bir bulut demem ile kasteddiğim şeyi anladı için kaşlarının çatıklığı yavaş yavaş indi.Ona 'gece'dediğimi ve 'gecenin içinde bir bulut'ile demek istediğim şeyide çok iyi anlamıştı.
-Tamam madem normal bulut çizsen kızardım biliyosun.Ama çiziceksen geceyle birlikte çiz diyerek yan bakışlarından atıp yavaş yavaş suratına o gülümseyi yerleştirirken bende gülümsedim.Heran her şekilde yanında olmamı istiyordu ve bende her şekilde yanında olmaya çalışıyordum.Defteri kenara bırakarak yanağına yaklaşıp bir öpücük kondurup geriye çekildim ve çizimlerime devam ettim.Sarp'ın arabayı durdurması ile gelip gelmediğimize bakmak için cama göz gezdirsemde o hızlı bir şekilde çıkarak benim oturduğum yerin kapısına yönelince ne yapmak istediğini anlamaya çalıştım.Kapıyı açarak benim şaşkın gözlerime aldırış etmeden beni bu sabahın verdiği serinliğine çekip sarılması ile donup kalmıştım.Birkaç saniyede gerçekleşen bu olaylara uyum sağlayamamıştım.Aklımı toplayarak bende ona sarılmak için kollarımı birleştirdim.
-Duru,ben çok gerginim.
+Farkındayım diyerek kafamı göğsüne gömdüm.
-Bir süre böyle kalalım dedi düşüncemi bile sormadan sarılmaya devam ederek.Bende itiraz edicek değildim zaten,her zaman dediğim gibi Sarp'a sarılmak resmen koca Istanbul boğazını kucaklamak gibi birşeydi.Islanacağını bildiğin halde o serinliğini hissetmek için.
+Sen ne ara bu kadar duygusal oldun ya diyip konuyu değiştirmek istercesine güldüm.Kollarını gevşeterek başını bana çevirip tek kaşını kaldırıp oda güldü.
-Ne duygusalı kızım?Sarp Akın var senin karşında.Sarp Akın'ım ben,senin dilince o öküz olan adam.
+İşte ne kadar Sarp Akın olursan ol canım,öküzsün diyip elimi sallamam ile gülmeye başladı.
-Sadece sana özel bu öküzlükler.
+Bana öküzlük başkasına ne özel acaba diyip sarılmayı bırakıp arabaya oturmam ile o hala gülüyordu.Kafasını yavaşça eğeyerek bana baktı.
-Ne yani?Terk mi ediceksin yoksa beni?
+ondan bile kötü bişey,Eskişehir'den dönene kadar seninle asla konuşmuycam diyerek koyduğum iddianın büyüklüğünün farkına vararak anında söze daldım.
+Tabi,sarılmak var o ayrı demem ile 'peki'dercesine gülüp kafasıyla onaylayıp kapıyı kapatması ile o 4-5 günlük sessizliğime gömülme alışmaları yaparken Sarpta arabayı sürmeye başlayarak arada bana bakıp gülüyordu.En sonunda sadece bir eliyle direksiyonu tutup resim çizdiğim defteri alarak yazı yazmaya başladı.
'Bak sonra çok özlersin ama benimle konuşmayı.'
'4-5 gün buradayız,çokta zor olmasa gerek.'
Hayatımda bu kadar sıkılmamıştım.Sarp'ın benimle konuşurken o ufak gülümsemesini bile çok özlemiştim.Ama bende bir Duru olduğum için kendimi onun egosunu okşayıp konuşamazdım.Bir süre sonra daha dayanırsam o güzel sesini duyacaktım.O birşeyler anlatıp benimle konuşmaya çalışsada asla o inatçı halimden ödün vermemek için sadece dinlemekle yetiniyordum.
-Iyi gider bende başka kızlarla konuşurum demesi ile tam ağzımı açmıştım ki onun suratına gelen ben kazandım gülüşünün gelmesi ile susarak işaret parmağımı karşısında sallamaya başladım.
-Öyle birşey yaparsam üstüme atlarsın,ha birde kulağımda durmadan cırlarsın öyle mi?dedi beni anladığını belli etmek istercesine konuşup o kocaman gülüşünden atarak.Parmağımı indirerek sakin kalmaya çalıştım.Öyle birşey yapıp herhangi bir kıza yaklaşması sonucunda yapacakların bunlarla da sınırlı kalmazdı.Bu yürüdüğümüz koca Eskişehir'in herhangi bir Parkı'na gider herkesin ortasında bağırmayı da çok iyi bilirdim 'Sarp benim'diyerek.
-Biliyor musun Duru?Sen bence hep böyle sessiz kal çünkü kızdığın zamanlar ve güldüğün zamanlar gözlerin kapandığı için mavilerini göremiyorum demesi ile kalakalmıştım resmen.Ben sanırım hiçbir zaman Sarp'ın beni ne kadar çok sevdiğini anlayamıycaktım çünkü ben beni gözlerimle seven bir adam daha önce hiç görmemiştim.
-Yada kızmayı filan bırak hep gülümse.Gözlerin hiç görünmesin demesi ile beni mutlu ettiğini söylemek istercesine koluna girdim.Oda bunu anlamış olacak ki yine o yan bakışlarını atıp gülümsedi.Yaklaşık yarım saattir  Sarp'ın işi kuracağı yeri arıyorduk.Yada bizi ayağına çağıran bu adamı bulmaya çalışıyorduk.Sarp geldiğimiz bu yerin kapısının önünde durup gökyüzüne bakmaya başlayınca koluna girmeyi bırakıp elini tutmam ile yumuşacık bakışlarını bana yöneltti.
Gülümsemem ile anlatmak istediğim şeyi anladığı için oda gülerek elimi bırakıp burda beklemem gerektiğini söylediği için Oflayarak bir banka oturdum.Belki bir saat belki ikiydi fakat beklemek zorundaydım bu Sarp ve onun ailesi için çok önemli olan birşeydi ve kısaca sonunda onu mutlu edecek birşey olduğunu bildiğim için sırf o mutluluğu görmek ve bana birkaç saniyede olsa sarılması için herşeyi yapardım.Zaten ona kendimi dile getirememek sinirlerimi bozuyordu biran önce gelmesini istedim.Sadece on dakika geçmişti ki Sarp'ın yavaş adımlarla bana yaklaştığını ve elinde anahtar gibi birşey olduğunu görmem ile şaşırarak ayağa kalktım.Oda benim şaşkınlık bakışlarımı farkedince nedenini bilmediğim bir şekilde güldü.
-Gözlerinin rengi sanki açılmış şimdi böyle kocaman kocaman bakınca farkettim diyince İstemsiz bende güldüm.Cevap vermek için gene aynı hataya düşmüştüm ki anında ağzımı kapattım.Oda kazanamadığı zafer ile gözlerini usulca yere indirdi.Sonra yanağını öperek anahtarı işaret ettim.
-Sana ev aldım demesi ile şoka uğraşmıştım resmen.Kızgınlıktan ölücektim, küplere binmek tabiri şuan tam da bana uyuyordu.Kaşlarımı öyle bir çattım ki aynayı karşıma verseler o halimi görmem ile bir besmele çekeceğimden adım gibi emindim.Omzuna vurup sinirle tekrardan banka oturup başka bir tarafa kaydı.
-Kayar mısın?Kaslı sevgilin şuncacık yere sığmaz yoksa dese de ben aldırış etmeden ve yerimden kıpırdamadan sessizce olacakları bekledim.
-Bak kucağına otururum,Egomu tatmin ederim diyip kendi kendine gülmesi ile bakışlarım ona yöneldi.
-Gülmemen sinirlerimi bozuyor,benimle konuşmaman sinirlerimi bozuyor.Sesini duymamak sinirlerimi bozuyor diye ardı ardına sıralayıp ağzında birşey geveleyerek oda yere baktı.Bende 'kız'(!)tribinin gücü adlı çalışmayı içimden okumaya başladım.Sarpta kızgınlığımın geçmesi için yüzüne o masum gülüşlerini yerleştirdi.
-Toplantı yarın olucakmış,o adamda kalmamız için bir yer olması gerektiğini bildiği için bu evi bize verdi hadi bakalım gidiyoruz diyip elimden tutarak kaldırması ile ev almadığı için içime bir su serpilmişti adeta.Küçük çocuklar gibi sevinçle yürüyerek elinden sıkıca tutup arabaya gittik.Eskişehir yollarını nasıl bildiği hakkımda bir fikrim yoktu fakat verilen adrese kağıttan bile bakmadan Istanbulda olduğu gibi sakin ama hızlı bir şekilde sürmeye devam etti.Bende camdan bakarak gideceğimiz evi merakla bekledim.
-Hadi ama Duru benimle lütfen konuş.Tamam şu önümüzde ki birkaç saat boyunca söz veriyorum öküzlük yapmıycam demesi ile ağzımdan İstemsiz bir kahkaha çıkmıştı.Oda en azından gülüşümü duyduğu için arkasına yaslanarak güldü.
Geldiğimiz eve şaşkınlıkla baktım.Koca holding sahibi adam bize bir
gecekondunun adresini vermişti.Sarpta bende geldiğimiz bu yere şaşkınlıkla bakıyordu.
-Adam resmen dalga geçiyor.Buraya değil biz kaslarım bile sığmaz diyip gözlerini devirince şu durumda bile gülmek gelmişti.Arabanın ön tarafına yaslanarak bir süre bu küçük evi inceledik.Sarp en sonunda dayanamayarak elini belime götürüp ilerlememi sağlayarak içeri götürmesi ile etrafa bakındık.
-Küçük, bu yüzden sarılarak yatıcaz naparsın artık diyip omuzlarını silkince bende beni ardı ardına güldürmesine şaşkınlıkla ama mutlulukla baktım.Evde bir süre gezinerek odalara baktık Herzaman Sarpla bir yere gittiğimiz de yanyana uyumasakta arada balkonumdan çıkarak yanıma yatmasından dolayı sorun edecek biri değildim.Zaten uyurken onun kokusunu içime çekmek şu dünyanın 8.harikası gibi birşeydi.O derece mükemmeldi.İçinize huzur getirecek bir şeyi kim istemezdi ki.
Akşama doğru Sarp onunla konuşmadığım için resmen sinir krizi geçirecekti.Durmadan oflayarak pencereye bakıyor ve o çok beğendiğim gülüşünden atarak bana durmadan sarılıyordu.Bende onunla konuşmadığım için bana daha çok sarılan bir adet Sarp'ın keyfini çıkarıyordum.Çantamdan defterimi çıkararak bir kağıtta ona vererek koltuğa oturmamız ile kağıdın bir bölümüne 'beni çiz,bende seni'yazarak gülümseyip karşıma oturan Sarp'ı çizmeye başladım.O da en azından eline bir uğraş aldığı için gülerek sessizliğini koruyup çizmeye başladı.Belki sesim belki herşeyim kötüydü fakat resmi gayet güzel çizerdim.Onu çizmek bahanesi ile bu sayede epey uzun inceliyebiliyordum onu.Dünyanın 8.harikasını..
Bitirdiğim anlamında defterimi sallamam ile kafasını kağıttan kaldırarak bana baktı.
-Ohoo benim çoktan bitmişti de seni bekliyordum diyip bir kaşını kaldırınca güldüm.Kesin öyledir gibisinden başımı sallayarak kağıdı ona çevirmem ile çizdiğim onu epey bir inceledi.
-Ben bu kadar yakışıklı mıydım?Ah güzelim tam 12'den vurmuşsun diyip oda kağıdını bana çevirince saçlarının kenarlarından küçük papatyalar çıkan yüzü patates gibi olan gözlerinin biri büyük biri küçük çizilmiş şu resme baktım ve resmen donup kalmıştım.Kağıda hemen yazmaya başladım.
+Ben bu kadar çirkin miyim?
-Imm hayır.O kadar da değil diyince omzuna vurup gözlerimi devirdim.Oda beni kendine çekerek çizdiği resmin kağıdına birşey yazmaya başladı.
'Hep gökyüzü olduğunu söylerdim.Gök,yüzünde..'
...

'Kendini bulut kadar boş sanan bir kızı gökyüzü kadar değerli olduğuna inandıran bir adam.'

Yeni kitabım 'KELEBEK'!Yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum. ❤️

YAKIŞIKLI ÖKÜZÜMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin