Bu bölümü gerçekten çok uğraşacak yazdım.Sözleri filan aklımdan yazıcam diye epey bir fikir yürüttüm ama değdi.Umarım bu güzel güne bu bölümü yakıştırırsınız.
~Mutlu yıllar~
Hava olduğundan daha soğuktu ama sanırım bugünün gecesi benim için en güzel olanı olucaktı.İlk defa bir yılbaşını sevinerek,mutlu geçirecektim.Yada sadece ben öyle hayal ediyordum,belkide gecelerin en kötüsü olucaktı.Zaten gecelerim kötü geçerken lütfen bu Sarp gibi özel olsun.Aklımdakilerden yerde buz tutmuş bir su birikintisinden düşmek üzere olduğum için sıyrıldım.Telefonum çaldığı anda ekranda 'öküzüm' yazısını görünce sırıtarak kapattım.Madem günlerin en güzeli olsun istiyordum en güzel hediyeyi almalıydım.Avm'ye girerken şapkamı çantama atıp Sarpın beni arayıp dikkatimi bozmasını istemediğimden dolayı telefonumu sessize aldım ve koca alanın ortasında durup etrafa bakınıp karşımda duran binlerce mağazaya göz gezdirdim.Hangisinde dünyanın en güzel ve özel hediyesi vardı?Aslına bakarsanız hediye Sarpa gideceği için sade birşey olsa bile özelleşiyordu.Vitrinlerin hepsinde çakma nobel ödülleri vardı.
'En iyi arkadaşına,sevgilisine,dostuna..'vs.vs.
Bu kadar sade olmamalıydı yada akla gelebilecek bir şey.Ama şöyle bir gerçek vardı ki şehrin ortasında koca bir Avm'di.Ve ben akla gelmeyecek birşey olsun diye kendimi kandırıyordum.Gözlerimi devirip interneti açarak Google'a 'yılbaşı hediyeleri'yazıp fikir almak için resimlere baktım.Ama resimlerde hediyelerden çok yiyişen çiftler vardı.Burdan da umut olmadığını anlayıp aklıma annem geldi.Hızlıca numarasını aradım.
-Öhöm dedi hasta sesi ile.
+Anne!Yardımına ihtiyacım var.
-Ne,ne oldu Duru?Neredesin?dedi biranda endişelenen sesi ile.
+Hayır anne ben gayet iyiyim.Bugün yılbaşı biliyorsun.Sarpa ne hediye alacağımı bilemiyorum.
-Oo aşk meşk meseleleri yani diyip sırıttığını burdan bile anlamıştım.Sözüne devam etti.
-Biliyor musun Duru gençken bir sevgilim vardı ve ona dünyanın en güzel hediyesini almak istemiştim,ama bulamamıştım.Ona sadece gözlerimi kapatıp sokaktan geçerken ki bir hediye dükkanına girdim ve etrafımda dönerek bir yerde durdum.Açtığımda karşımda gördüğüm şeyi aldım.
+Ama bu çok saçma.Ya gözümü açtığımda karşıma süpürge çıkarsa Napıyım Sarpa götürüp 'al süpürge üstüne binip uç'mu diyeceğim?diyip güldüm.
-Sevgilim bana hediyeyi filan bırakmam gerektiğini özel olanın ben olduğunu söylemişti tatlım.Sarp sana değer veriyorsa hediyenin bir önemi var mı?
Mantıklı gelmişti bana,özel olan hediye filan değildi aslında.Özel olan bizim bu güzel geceyi nasıl dahada güzelleştireceğimizdi.Ben yada o değil 'biz'anlam katıcaktık.
-Tatlım orada mısın?
+Hı?Dalgınlığıma ver anne teşekkür ederim diyerek kapattım.Ve o gösterişli Avm den çıkarak küçük hediye dükkanlarının olduğu sokağa doğru hızlı adımlar attım.Kar hafiften yağmaya başlamıştı.Telefonum titremeye başlayınca çantamdan çıkararak açtım.
-Insan bir cevap verir!Yüreğime mi indireceksin?Hemde yılbaşında?Ölüyüm mü istiyosun sen?bunları duyunca kahkaha attım.
+Telefon otomatik mesajıdır.Aradığınız kişiye şuan ulaşılamıyor diyip sessizce güldüm.
-Ya öyle mi?Duruya söyler misiniz bayan, Sarp onu bulunca sarılmaktan kemiklerini kırıcakmış diye diyince kıkırdayarak aradığım sokağa geldiğimi farkedip telefonu hızla kapattım ve taşlı yolda durup etrafımda ki 3-4 eski hediyelik eşya yerine bakıp gözlerimi kapattım etrafımda dönerek bir yerde durup gözlerimi açtım.
'Minik'adlı yerde durmuştum.Açıkcası Pekte mutlu edicek gibi durmuyordu çünkü o kadar eski ve yıpranmış bir yerdi ki burada özel değil ama hediye bile bulacağımı sanmıyordum.Annemi dinleyerek ve kaderime razı gelerek kapıdan girdiğim anda zilin çalması ile irkildim.Hiç ummadığım bir yer çıkmıştı karşıma,dışarıdan eski gibi görünsede içerisi gayet hoştu.Kimseler yoktu raflarda ki tozlu kitaplara göz gezdirdim.'Aşeka'adlı bir kitap görünce şaşırdım.Aşekada neydi?
-Hiç duymadın öyle değil mi?dedi yaşlı ve tiz bir ses ile karşımda duran adam.Biranda geldiği için irkilmiştim.
+Evet.Aşeka nedir diyip gülümsedim.
-Aşeka..diyip iç çekti.Ve cümlesine devam etti.
-Aşeka bir ağaçta bulunan sarmaşıktır.Ağacı beslediği halde onu sinsice öldüren türden,aşk gibi.Diyince öyle dikkatimi çekmişti ki raflara dönerek hemen kitabı alarak sayfalarını nazikçe açtım.
'Ve canımın en içi olan yar uzağımda olmana rağmen neden seni kaburgalarımın içinde hissederim..?'
Bunun kadar harika bir söz okumamıştım,öyle derin anlamlar içeriyordu ki.
+Bu kitabın yazarı kim?diyip tekrar samimiyetle yaşlı adama döndüm.
-Bilmiyorum diyip gözlüğünün üstünden bana baktı.
-2 hafta önce bana gülerek bakan ama ruhu resmen benim kadar yaşlı bir bayan bıraktı.
Dediği anda kaşlarım hayretle yukarı kalktı.Yazar mıydı acaba?Yoksa kim bu kadar harika bir söz yazabilirdi ki?Kapağında ki resimde çok güzeldi ağaca sıkı sıkı sarılmış yemyeşil bir sarmaşık.
+Bana bunu en güzel hediye kutunuza koyup verir misiniz diyerek gülümsedim.
-Anlaşılan değerli birine gidicek diyip güldü adam ve elimde ki kitabı alarak kasaya gitti.Kırmızı puantiyeli tahta bir kutuya koyarak bana verdi,fiyatını sorarak ödedim ve dışarı çıktım.Kar biraz daha hızlanmıştı.Gökyüzüne bakıp adamın söylediği sözler aklıma geldi.
-ağacı beslediği halde onu öldüren türden,aşk gibi- iç çekerek hemen bir taksiye binip mutlulukla eve gittim.Annem eve sırıtarak girmemden anlamış olacak ki yanıma gelerek elimde ki kutuda ne olduğunu sordu.
+Gerçekten çok özel bir hediye diyip odamın kapısını kapatıp dolabımın önünde dikildim.Herşey tamamdı..Özel bir gece,özel bir hediye.Ve En önemlisi geceye anlam katacak 'biz'.Telefonumun çalması ile bana çok kızdığını anlayıp yutkundum.
+A-alo?
-Nerdesin kızım sen?Bugün yılbaşı,ya başına birşey gelse.Bensiz bir yere çıkmak yok diyip sinirle kızdı Sarp.
+Ee Napıyım sana hediye aldım diyip güldüm.
-Hediye mi?
+Evet hediye hemde çok güzel.Çok beğeneceksin.
-Seni beğendiğim kadar beğeneceğimi sanmıyorum da hadi neyse.
Işte buydu.Annemin anlatmak istediği,seven hertürlü severdi.Hediye şu durumlarda çok daha geri planda kalıyordu.Sevdiğim adam gecemi yine o güzel sözleri ile güzelleştirmişti.
-Neyse bu seferlik affettim seni ama bak bu seferlik,birdaha benden izinsiz biryere çıkmam yok küçük hanım geceye doğru hazırlan seni alırım diyip kapattı .Bende hızlıca kutudan kitabı çıkararak baş sayfasına:
'Aşekama tedavi olan sevdiğim adama ithafen..' Yazarak tekrar kutuya koydum,herşey anlam kazanmıştı.Hediye bile.
...
Yavaşça arabaya binerek kapıyı kapattım.Beni baştan sona süzdükten sonra hafif bir gülümseme ile bana bakıp arabayı çalıştırdı bende gülümseyerek önüme döndüm.Yol boyunca hiç konuşmamıştık.Nereye gidiyorduk acaba?zaten sorsamda söylemezdi.Yinede şansımı denemek lazımdı.
+Küçük bey nereye gidiyoruz?
-Birincisi küçük hanım diyip bana bakıp yola döndü bana küçük bey demeyin.İkincisi sence söyler miyim?diyip sırıttı.
+Söylemezsin küçük bey diyip bende sırıttım.
-Sabır,sabır bak kızım seni gıdıklarım diyip güldü ve arabayı biranda durduğu için hafif öne gitmiştim.Bana hızla sarılınca anlam verememiştim ama bende ona sarıldım.
-Özlemişim diyerek kulağıma fısıldadı.Dahada gülümseyerek daha da sıkı sarıldım.Yanağımı öperek arabayı çalıştırdı ve sürmeye devam etti.Bir süre sonra sürücü koltuğundan inip kapımı açtı ve;
-Buyrun bana durmadan küçük bey diyen küçük hanım diyip güldü.
+Teşekkür ederim koca bey diyip değiştirdim ve bende güldüm.Kocaman bir restorant vardı.Oldukça gösterişliydi elimden tutarak restorantın arkasına gitmeye başlayınca şaşırmıştım.
-Merakını gidereyim minnacık kız gece yarısı önemli olaylar olduğunda havai fişekler buradan atılır görmek istersin diye düşündüm diyip biran durunca hafifçe çarptım.
-Sinemayı kaçıracağız diyip endişe ile konuşunca gözlerim irileşti.Sinemaya mı gidicektik?
+Ne filmi diyip heyecanla konuştum.
-gezegenler savaşı diyip beni pofuduk koltuğa oturttu.Karşımda tahtaların birleşmesi ile kareden yapılmış televizyon gibi birşey duruyordu.En güzeli gökyüzü görünüyordu.Yanıma Mısır alıp oturunca kıkırdadım.
+Hayatımda gördüğüm en güzel sinema diyip ağzıma bir Mısır attım.
-Of ayın yaptığına bak sen,güneşi ezdi resmen diyince kahkaha attım.Bu gerçek olamazdı,sanaldan bir sinema yerine gökyüzünü mü izliyorduk?Hayatımda düşünemeyeceğim kadar harika diye düşünüp gülümsedim.Yan masaya elini uzatıp gerçek çiçekten yapılmış bir tacı kafama takınca ona baktım.
-Her şeyin bir prensesi olmalı,birde benim gibi yakışıklısı diyip güldü.
+Ukala diyip bende güldüm ve yerimden kalkarak masaya bıraktığım çantamı almaya gittiğim anda Sarpta kalkarak yanıma geldi.Çantamdan kutuyu çıkararak ona uzattım.
+Yaptığın şeyler kadar harika değil ama anlamlı bir hediye diyip gülümsedim.
-Anlamlı olan sensin diyip yanağıma bir öpücük bıraktı ve elini cebine atarak minik bir kızın dans ettiği şeklinde ki kolyeyi çıkararak saçlarımı geriye atarak taktı.
-Çok para verdim buna kaybetme sakın diyip kahkaha atınca gözlerimi devirdim.
+Öküz!
-Öyleyim diyip gülümsedi,gülümsedim.Elimde ki kutuyu alarak açtı ve kitapta ki 'aşeka' yazısını görünce soran bakışlar attı.
+Eve gidince internetten bakarsın diyip sustum.
İçinde sözler yazılı olduğunu anlayıp gözlerini kapatıp rastgele bir sayfayı açıp önüne gelen sözü okudu.
'Herşeyin varken birşeyler daha isteyen sen,yanımda olmanı isterken seni kaybeden ben..'
Gene çok anlamlı bir sözdü işte.
-Senin kadar anlamlı bu kitap diyip sıkıca sarılınca bende ona sarıldım.
-5-4-3-2-1 diyince heyecanlarak bekledim ve Havai fişekler atılmaya başlayınca gülümseyerek Sarpa baktım.
-Seni seviyorum anlamlı kadın.
+Seni seviyorum bana anlam katan adam.Yeni kitabım 'KELEBEK'!Yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum. ❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAKIŞIKLI ÖKÜZÜM
Teen Fiction'Beğenilerek kitapların arasına konulmuş sonradan ise unutulmuş çiçekleriz biz.Kimimizin suya kimimizin toprağa ihtiyacı varken benim güneş ışığına ihtiyacım olurdu her zaman.Kitapların arasındaki karanlıkta kalmaktan hep korkardım nedensiz.Bir gün...