YAKIŞIKLI ÖKÜZÜM-28

3.8K 175 3
                                    

Güzel yorumlarınız için hepinize teker teker teşekkür ederim.Bölümlerimi umarım beğeniyorsunuzdur..
Îyi okumalar..
Başımı dizlerim arasına almış hiçkimseyi dinlemiyordum.Can gelip başımda birşey dese de dinlemiyordum sadece ağlıyordum.Duru ölmüşmüydü?Başıma doktorun gelmesi ile hızla ayağa kalkarak bir yumruk geçirdim.
-Iyi edemediniz lan onu diye bir yumruk daha atarken Can beni anında durdurup omzumu sıktı.
+Lan bir dur!Duru gayet iyi salak diye bağırdı.Sahiden iyi miydi?
-D-duru iyi?dedim gözü yaşlı tekrarlarken.
+Evet çok iyi hemde.Ali denilen şerefsiz herşeyi yanlış hesaplamış,ilacı çektiğinde öleceğini sanmış ama Duru sadece bayıldı ve biraz ateşi çıktı Okadar diyince napıcağımı şaşırmıştım.Bir hızla Cana sarılıp az önce yumruk attığım doktoru yerden kaldırınca anlayışla karşılayıp burnundan akan kanı silmek için gitti.Bende sanki engelli birinin ayaklarına kavuşması gibi koşmaya başladım.Odaya girdiğim anda melek gibi uyuyan Durunun yanına usulca gittim.Sanki beni bekliyormuş gibi gözlerini hafifçe açınca içimi bir mutluluk kaplamıştı,bana gülümseyerek bakınca elini alarak öptüm.
-O Ali varya bitti!Öldürcem lan onu diye bağırdım.
+Şşşt..Buna gerek yok diye fısıltıyla konuştu.
-Nasıl gerek yok eğer yaşarsa tekrar sana bunu yapmaya kalkışabilir diyip sesimi yükselttiğimi görüp sessizliği tercih etti.
+Ben seni çok özlemişim diyip konuyu değiştirince Duruya gülümseyerek baktım.
-Böyle sana sarılamayınca eksiklik hissettim ben diyip usulca yanına yattım.Kıpırdayarak başını omzuma Koyunca saçlarını öpüp verdiği huzurla gözlerimi kapattım.Duru iyiydi,ben yanında olduğum sürece de iyi olucaktı.Onu asla yalnız bırakmayacaktım..
...
-Giy bakalım diyip yavaşça Durunun çeketini giydirdim.
Taburcu oluyordu.O kapıdan çıkmak için yöneldiğinde hızla arabanın kapısını açıp yanına gittim.Bu hallerimi gülerek izliyordu.Neye gülüyordu acaba?Arabaya bindiği anda kapıyı kapatıp şoför koltuğuna geçtim.
+Sen hep böyle kibar ol bence diyince ona sırıtarak baktım.
-hastasın,öküzlük yok diyip gaza basmamla araba hareket etti.Yavaşça sürdüğüm için içim daralmıştı.
+Ohoo sen böyle gidersen akşam yemeğine yetişiriz bence diyince kahkaha attım.
-Eve gitmiyoruz ki diyip göz kırpınca şaşırmıştı.
+Hey nereye gidiyoruz?diyip heyecanla konuştu,sesindeki heyecanı ben bile farketmiştim.
-Söylemem diyip önüme döndüm.
Klasik istanbul trafiği yüzünden binlerce araba sesi ve farklı farklı kornalar kulağımda yankılanırken yaklaşık 10 dakikadır konuşmuyorduk.Camdan baktığını görüp neye baktığını anlamak için kafamı otarafa götürdüm.Bir oğlan kıza bağırıyordu,sarsıyordu.Duru biran için kapıyı açmak isteyince arabayı kitledim.
-Milletin kendi sorunu küçük hanım,hastayken etrafa ateş saçmayı mı planlıyorsun?diyip güldüm.
+Kimse bir kıza bağıramaz!Sizler,bizlere nasıl davranılacağını bilmiyorsunuz diyip yüzünü asınca sırıtarak yanağından öpeceğim sırada hareket etmem için kornalar çalınınca sesli küfür ettim.
-Şurda önemli bir işim var,bekleyin lan azcık diye kendi kendime konuşunca Durunun kahkaha attığını görüp sırıttım.
+Farkındaysan trafikteyiz koca bey diyip beni taklit edince güldüm.
-Koca bey mi?
+Evet koca bey,belkide şişman.
-Şişman mı?Kızım bende ki kaslara millet ağzının suyunu silerek bakıyor.
+Iyi halt ediyorlar diyip gözlerini devirdi.
Evet,Duru Aydın tarafından kıskanılma duygusunu hiçbir duyguya değişmem.
/Duru'dan../
Sinirle etrafa bakınırken arabayı karıştırmaya başladım.Torpidoyu açtığım anda kapatınca Sarpın saklamak istediği birşey olduğunu anlayıp gülerek dahada zorlayıp içinde ki kağıtları aldım.Ve gülmem bir oldu.
+S-Sarp..Haha.
-Aman ne iyi,daha az önce kas diyorduk şimdi bebekken ki hallerimi gördün diyip surat asınca dahada güldüm.
+Bence şu amuda kalkmış halin çok komik bakıyım sanırım göbeğin var diyip sırıtınca oda gülmemek için zor tuttu kendini.Resimleri bırakıp küçük bir not defteri görünce kapağında 'yanıtlar defteri'yazdığını görünce Sarpa soran bakışlar attım.
-Küçükken bir hevesle hazırlamıştım bu defteri.Cevaplayanım olmadı diyip omuz silkince üzüldüğünü anlayıp susmayı tercih ettim ve açıp okumaya başladım.
İnsan boşa umut etmekten mi yoksa gerçekleşmeyecek hayaller kurmaktan mı yorulur.?
Biran düşünerek saçma sapan bir cevap yazmaktan korktuğum için defteri çantama koyarak gülümseyip Sarpa döndüm.
+Ben Cevaplayanın olurum.
-ozaman bende Herzaman yanıtını bulamadığım sorular sorarım cevaplayanıma diyip gülümseyince gülümsedim.
Sahi insanı ne yorardı?Sanki koca bir enkazın altında kaldığında birinin gelip seni kurtaracağını umut etmek mi yoksa enkazın hiç olmadığını hayal etmek mi?Bence ikiside değildi.İnsanı ne umut nede hayaller yorar,insanı enkazın altında kaldığında umut edemeyecek kadar kırılgan hayal kuramayacak kadar hissiz olması yorardı.En azından birilerinin beni gelip kurtarmamış kişisi olarak böyle düşünürdüm..
...
Yarım saat kadar daha gittiğimiz yol bitince Sarp hemen arabayı durdurup kapımı açtı.Gülerek teşekkür edip arabadan indim.Sadece ağaçların olduğu bu yerde kuş cıvıltıları kulağımı doldururken gökyüzüne bakıp derin bir nefes alıp Sarpa döneceğim sırada elimden tutarak beni götürmeye başlayınca onu takip ettim.Sessizce küçük bir klübenin kapısına doğru yaklaşırken Sarp bana sırıtarak bakıp elini ağzına götürüp 'şşşş'diyip tekrar önüne döndü.Sanki küçüktük ve o çok meşur olan oyunu oynuyorduk,'evcilik'..
Adımlarını yavaş yavaş basarken bende birşeyden saklandığımızı anlayıp sessiz olmaya çalıştım.Sanki yılların dertlerini dinlemiş,onca insanın soluğunu içine çekmiş kocaman bir ağacın yanına gelmiştik ve bu en sevdiğim meyvenin ağacıydı.Bu bir dolu dolu kayısı veren olgun bir ağaçtı.
-Ağaca tırmanmak yok küçük hanım,hastasın derken bir ayağını sağlam bir dala atan Sarpı gülerek izledim.Sanki çok gizli bir görevdeydik ve yakalanırsak herşey mahvolacaktı bunları düşünerek kıkırdadım.Sarp ceplerine 2-3 tane kayısı koyup ineceği sırada arka taraftan bir ses duyulunca ikimizde aynı tarafa baktık.
-Gelin buraya keratalar!Kayısılarımı çalmak öyle mi!Gene mi sen diyip Sarpa koşan adama endişe ile bakıp Sarpla buluştu gözlerim.
-Koş Duru koş diyip yere atlayıp gene elimden tutup çitlerden atladık.Sarp hala gülüyordu,o güldüğü için bende gülüyordum.
+Ay Sarp kötü adam geliyor diyip kahkaha attım ve cümleme devam ettim.
+Yani yaşlı adam haha.
-Ne yaşlısı be kızım,adam bizim gibi koşuyor resmen diyince kıkırdayıp dahada hızlandım.Bir süre sonra etrafta kimse yoktu.Akşam oluyordu ve sanırım yaşlı adam yorulmuş pes etmişti.Bizde orada olan banklardan birine oturup kayısıları yemeye başladık.
+En sevdiğim diyip kayısıdan bir ısırık aldım.
-En sevdiğim diyip yanağımı öpünce o arada ince ama çok anlamlı cümle ile huzurla doldum.
'En sevdiğim..?'
Akşam olurken etraf hafiften kararmaya başlamıştı.
+Sarp böyle güzel bir yeri nerden biliyorsun?
-Eskiden babam getirirdi beni, canım sıkkın olduğu zamanlar diyip omuz silkti.
+Can'ın şuan sıkkın mı dedim pot kırdığını yüzüne vurarak.Bir süre gözlerini kapalı tutup bana baktı.
-Senin kötü olman beni öldürüyor.Ali sana ne dedi bilmiyorum ama sen ağladığın zaman bile benden bir parça gidiyor sanki.
+Ama ben iyiyim diyip gülümsedim ve başımı omzuna koydum.
-Iyide olmalısın,öldüğün hayali kafama geldikçe..
+Ben buradayım Sarp,Herzaman yanında olacağım diyip yanağını öptüm.Sessizle gülümserken sustuk.Biran için aklıma Sarpın az önce dediği şey geldi.
'Öldüğün hayali'gerçekten ben ölsem kim üzülürdü?Sanırım en çok bunu merak ediyordum.Ne kadar hatırlanırdım kafalarında..?Aklımdaki düşüncelerden kurtulmak istercesine konuyu değiştirdim.
+Sarp beni ne zaman sevdin?
-Bu bana kalsa? diyip güldü.
+Ya olmaz hadi söyle.
-Seninle ilk tanıştığımız zaman odana gelmiştim.Sen uyurken bütün gece seni izlemiştim,belki ozaman sevmeye başlamış olabilirim diyip gözlerini benden ayırmadı.
+Ama ozaman Nur için ağlıyordun diyip soran bakışlar attım.
-Seni görmek için Nuru bahane etmiş olabilirim diyip gülümseyince verdiği bu cevabı kafamın bir köşesine çoktan yazmıştım.
-Sen beni nasıl sevmeye başladın?
Bu konuyu kendime defalarca sormuştum.Sarpı ne zaman sevmeye başlamıştım?İlk gördüğüm,belkide ilk dans ettiğim zaman.
+Sarp belki çok klasik kaçar ama..Kafamda bir hikaye vardı ve baş karaktere sen çok yakışıyordun.Prenses,prense aşık olur diyip gökyüzüne baktım.
-Peki ya yakışmasaydım?diyip kaşlarını kaldırınca güldüm.
+Yakışmasaydın birşey fark etmezdi,ben kafamda ki adama değil yanımdakine aşık oldum diyip sarılınca kolları beni sıkıca kavradı.En içten sarılması buydu sanırım...
...
Eve gelir gelmez yatağıma yatıp olanları düşündüm.Pekala,Sarpı düşünmüştüm.Çantama koyduğum defteri çıkarıp tekrardan baktım.
'Yanıtlar kitabı'

İnsan boşa umut etmekten mi yoksa gerçekleşmeyecek hayaller kurmaktan mı yorulur.?buna şimdi cevap verebilirdim.
"İnsanı hayal yada umut değil,bunları düşleyemeyecek kadar kırılmış olması yorar.."


Yeni kitabım 'KELEBEK'!Yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum. ❤️

YAKIŞIKLI ÖKÜZÜMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin