Bir gece kulübünde barmaidlik yapan Rüya ve aynı kulüpteki grubun gitaristliğini yapan çocukluk arkadaşı Uraz'ın geçmişe dayalı hikayesi.
*
"Sana uzak olmak da yakın olmak da zor," diye fısıldadı kulağıma doğru. Boynuma çarpan ılık nefesi göz kapakl...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Indila - S.O.S
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın, iyi okumalar <3
❆
Rüya bahçelerinin taş zeminine tebeşirle çizdiği seksek oyununu oynarken aynı zamanda kendi kendine şarkı söylüyordu. Daha çok şarkı söyleyemiyordu. Bildiği bütün şarkıları birbirine harmanlıyor, bir şarkı bitmeden diğerine geçiyor ve sıkılınca eskisine geri dönüyordu.
Ayrıca oyunu da kuralına göre oynamıyordu. Taşın olduğu karelere basmaması gerekirken inatla basıyordu. Ayağı çizgilere denk geldiğinde gülüp geçiyor ve hiçbir şey olmamış gibi oyununa devam ediyordu. İyi bir seksek oyuncusu değildi.
Elinde tuttuğu düz taşı ileriye doğru attı. Taş dört yazan karenin içerisinde durduğunda tek ayağının üzerinde ilk kareye atladı. İkinci kareye geçtiğinde iki ayağı birden yere basıyordu. Ayaklarına bakarak kıkırdadı ve üçüncü kareye zıplamak şöyle dursun, yolda yürürmüşçesine adım atarak geçti. Basmaması gereken dördüncü kareye de basmıştı devamında.
Çoğu oyunun nasıl oynandığını kavrayamıyordu. Henüz beş yaşına yeni girmişti. Bütün oyunların kurallarını aklında tutmak Rüya'ya zor geliyordu.
"Laylaylom. Laylaylom. Laylaylom..." Şarkı söylemeyi bırakmış, kendi kendine melodiler mırıldanmaya başlamıştı ki yanı başından gür bir ses duyuldu. "Ne güzel şarkıymış bu böyle?"
Kafasını kaldırıp baktığında bu iri cüsse korkmasına sebep olmuştu. İrkilerek geriye doğru bir adım attığında minik bedeninin içerisindeki kalbinin ağzında atmaya başladığını hissetmişti. Evlerinin bahçıvanına ait olan bu cüsse onu hep korkutuyordu. Adamı gördüğü anda arkasına bakmadan kaçma hissiyle dolup taşıyordu. Bir keresinde denemişti. Denemişti ve... Adam onu rahatlıkla yakalamıştı.
"Biraz da benim için söyler misin?" diyen adamın yüzündeki korkutucu sırıtışa baktı Rüya.
Geriye doğru bir adım daha attı. "Söyleyemem Yakup Amca."
"Neden?" diye sordu adam.
"Söyleyemem işte." Korktuğu anlarda nasıl şarkı söyleyebilirdi ki? Şarkı söylemek keyifli anında yapılan bir eylemdi.
Adam "Pekâlâ," dediğinde onu rahat bırakacağını düşünüp rahat bir nefes aldı Rüya. Fakat yanıldığını adam kendisine doğru bir adım attığında anlamıştı. "Beraber oyun oynamaya ne dersin? Yalnız görünüyorsun."
Yalnız değildi. Uraz öğle yemeğini yedikten sonra yanına gelecekti. Beraber oyunlar oynayacaklardı, karşısındaki adama ihtiyacı yoktu ama adam bunu anlamıyordu. Hiçbir zaman anlamamıştı.
