29

15.8K 1.5K 2.1K
                                    

Bölüme başlamadan oy vermeyi unutmayalım <3

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bölüme başlamadan oy vermeyi unutmayalım <3

Nükleer Başlıklı Kız - Kaç Kere

Yazar anlatımıyla.

Bazen kalabalığın içinde de sağır olurdu insan. Çevresindeki her kafadan bir ses çıksa da duymaz, duysa da algılayamazdı.

Rüya'nın saniyeler önce kapanan göz kapaklarında takılı kalmıştı bakışları Uraz'ın. Rüya'nın çok değil, birkaç saniye önce onu sevdiğini söylemesi ve üstüne gözlerini yummasıyla bütün algıları kapanmıştı dış dünyaya karşı. Gözleri sadece Rüya'yı görüyor, kulakları bir uğultu duysa da sadece Rüya'nın sesini işitmek istiyordu. Rüya'dan ses çıkmıyordu. Rüya'nın gözleri de açık değildi. Kehribarları göz kapaklarıyla örtüleli yalnızca birkaç saniye olmuştu fakat o süre Uraz'a saatler gibi hissettirmişti bu kadar kısa sürede.

Emaneten Rüya'nın yanağında duran elini boynuna doğru indirerek tenine yapışan saçlarını oradan çekerken Uraz'ı kendine getirip çevresindeki karmaşadan çıkan seslerin kulağına ulaşmasını sağlayan şey, Kıraç'ın çöktüğü yerden ayağa kalkıp öfkeyle kükrercesine bağırması olmuştu.

"Seni bu kızın peşine ne diye taktık lan biz?" Kıraç'ın yerini Yarel almıştı hızlı bir şekilde. Rüya'nın elini tutup parmaklarını bileğinin üstüne yaslarken Kıraç, Rüya'yı koruması için görevlendirdiği adama bağırıyordu. "Koruyacaksın, yabancı hiç kimse ona yaklaşmayacak demedik mi? Bu kız bu hâle gelene kadar neredeydin ulan sen?"

"Nabzı düşük," dedi Yarel. Uraz'ın bakışları kardeşini bulduğunda "Bir şey yap," dedi, sesi yalvarır gibi çıkarken. Kimseye bu zamana kadar yalvardığını hatırlamıyordu ama Rüya'nın yaşaması için elinden en ufak bir şey gelebilecek herkese sabaha kadar yalvarabilirdi Uraz.

Yarel sertçe yutkunarak etrafa bakındı. O da telaşa kapılmıştı. İki el edilen silah sesini duyduğunda herkes gibi korkmuştu. Restauranttaki ve dışarıdaki herkes çığlık çığlığa kaçışırken hissettiği ilk korkuyu üstünden attığında Kıraç'ın yüzünün aldığı ifadeyi görmüş ve endişesi iki kat artmıştı. Kıraç'ın ise silah sesini duyar duymaz aklına gelen ilk şey dışarıdaki kardeşi olmuştu. İçinde bulundukları durum yüzünden Rüya adına zaten diken üstündeydi ve bir silah sesinde aklına gelen ilk şey kardeşine bir şey olmuş olma ihtimaliydi. Dışarı çıkıp etrafta dolaşarak yana yakıla Rüya'yı ararken de aklından inatla silmeye çalışıp başarılı olamadığı bir ihtimaldi.

"Efendim," dedi Rüya'yı korumakla görevlendirilmiş adam. "Siz hepiniz içerideydiniz, Rüya Hanım'ın dışarı çıktığını bile görmedim." Ellerini önünde birleştirmiş işini layıkıyla yapamamış olmanın mahcupluğuyla kafasını önüne eğmişti.

"Olman gereken yerde olmazsan göremezsin tabii ki!" Kıraç omzunun üstünden geriye doğru, kardeşine baktığında göğsü öfkeyle kabarmıştı. Karşısındaki adamı suçluyordu fakat asıl öfkesi kendisineydi. Rüya'yı koruyamamış olduğu için kendine hissettiği öfke o kadar fazlaydı ki gidip kardeşinin başında ahlanıp vahlanamıyor, içinden ağlamak gelse de tek damla gözyaşı dökemiyordu.

KAYIP ŞEHİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin