35

9.9K 1.1K 798
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bu editlere bayıldım, yapan okurumun ellerine sağlık 🥹❤️

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bu editlere bayıldım, yapan okurumun ellerine sağlık 🥹❤️

Oy vermeyi unutmayalım ❤️

Dedüblüman - Günü Gelir

"Uraz," dedim ağlamaklı bir sesle. "Ben... Ben girmek istemiyorum içeriye."

Belime yasladığı kolu sayesinde bana destek veren Uraz'ın adımları duraksamıştı bu söylediğimle beraber. Onunla birlikte ben de istemsizce durduğumda buğulu bakışlarım Uraz'ın yüzüne çevrilmişti.

Hastaneye gelmiştik. Bizi yönlendiren bir sağlık görevlisiyle beraber kocaman harflerle MORG yazan bir yere doğru ilerliyorduk. Bütün gücümü Uraz'dan alıyordum ancak o da bir yerden sonra yetersiz kalıyordu. Kesik kesik nefesler alıyor, sık sık adımlarım sekteye uğruyordu. Ne bedenen ne de ruhen kendimi hiç iyi hissetmiyordum. Uraz belimden kavramasa yere yığılıp kalacağımdan adım kadar emindim.

Morg ile aramızda birkaç metre vardı. Belki de bu koca kapının arkasında abimin ölüsü vardı. Bu düşünce nefes almama engel oluyordu.

"Lütfen geri gidelim," dedim koluna tutunarak. "Gidelim, ben uyuyayım. Sonra uyandığımda abim yanı başımda olsun, bitsin bu kabus. Lütfen, ne olur."

KAYIP ŞEHİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin