38

10.2K 975 565
                                    

Oy ve yorumlardaki düşme çokça moralimi bozuyor

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oy ve yorumlardaki düşme çokça moralimi bozuyor. Lütfen oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın 🥺❤️

Mavi - Sen ve Yıldız

Yazar anlatımıyla.

Kıraç elinde tuttuğu telefonun ekranına bakarak hastanenin koridorunda ilerliyordu. Bu hastanede pek güzel anıları olmadığından girişinden adımını atar atmaz bünyesini göz ardı etmekte zorlandığı bir gerginlik kaplamıştı.

Rüya vurulduğunda bu hastaneye getirilmişti. Şu an hızlandırdığı adımlarla ilerlediği koridorda kardeşinden gelecek güzel bir haberi beklemişti saatlerce. Buranın bir alt katında yıllardır sandığının aksine yaşadığı aile ile bir kan bağı olmadığını öğrenmişti. Eray Dağdelen'in bunu oldukça normal bir şeymiş gibi karşısında soğukkanlılıkla dile getirmesi, önemsiz bir detaymışçasına kestirip atması aklına geldikçe sinirlerini geriyordu. İlk günlerde bu konu üzerinde düşündükçe derin bir hüzne boğulurken artık sadece öfkeli hissediyordu kendini.

Eray'a, hiç tanımadığı gerçek ailesine...

Kızmadığı kişiler Rüya ve annesi sandığı Melek Dağdelen ile sınırlıydı sadece. Çok hatıraları olmasa bile, ufak tefek anıları hatırladıkça kadının kendisine yaptığı anneliğe minnet duyuyordu. Evlatlık olduğunu ona bir an dahi hissettirmemişti. Sanki kendi canındanmışçasına davranmıştı birlikte geçirdikleri o kısacık senelerde.

Bu hastanenin bahçesinin şahit olduğu kötü bir anı da vardı. Yarel kendisine hiç gelmeden gitmişti burada. Onu anlayan, hak veren tarafı olduğu kadar içten içe kızan bir yanı da vardı fakat Yarel'e kızgın olduğunu hissettiğinde kendisine çok daha fazla öfkeleniyordu. Yarel kendi iyiliğini düşünüyordu ve kendisinin de dediği gibi canını sokakta bulmamıştı. Tehlikede olduğunu hissettiği bir yerde bulunmamak istemesi gayet doğal olsa da ona kızmadan edemiyordu.

Yanlış olduğunu bile bile.

Son hızla ilerlediği koridorun sonunun ikiye ayrıldığını görünce sıkıntıyla soludu. "Labirent gibi hastane mübarek. Nerede bu siktiğimin başhekiminin odası?"

Kendi kendine mırıldandığı argo içerikli cümlelerin ardından bulduğu ilk hemşireye ikinci kez başhekimin odasının nerede olduğunu sormuştu. Hemşirenin tarif ettiği gibi soldaki koridordan ilerlemiş ve önüne çıkan merdivenleri ikişer üçerli adımlarla hızlıca çıkmıştı. Merdivenleri bitirir bitirmez karşısına çıkan ilk odanın üstünde Başhekim yazdığını görmek "Şükür." demesini sağlamıştı.

Adımlarını yavaşlatarak merdivenleri hızlı hızlı çıktığı için düzensizleşen nefesini bir düzene sokmak için koridorda biraz oyalandı. Yeteri kadar onaylandığından emin oluncaya kadar beklemiş ardından önünde durduğu kapının kapısını tıklatmıştı. İçeriden herhangi bir cevap gelmesini beklemeden elini attığı kulpu indirmişti Kıraç.

KAYIP ŞEHİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin